PKK'ya silah yardımı da yaptılar

Önce bizzat yetkililerin açıklamalarını hatırlatarak bir tespit yapalım. Peşmerge Barzani, yaklaşık 10 gün önce bir yabancı televizyon kanalına şöyle bir açıklama yaptı: "Türkiye bize silah gönderdi, ama iç konjonktürlerinden dolayı bizden açıklamamamızı istediler." 

Cumhurbaşkanı Erdoğan 3 güne önce aynen şunları söyledi: "Son günlerde bir şeyler dolaşmaya başladı. Nedir o? PYD'ye silah desteği vermek ve PYD'ye verilecek silah desteğiyle IŞİD'e karşı burada bir cephe oluşturmak. Tamam da PYD şu anda bizim için PKK ile eştir, o da bir terör örgütüdür. Bir terör örgütüne kalkıp da bize dost olan NATO'da beraber olduğumuz Amerika'nın böyle bir desteği, açıktan açığa söyleyerek bizden 'evet' ifadesini, yaklaşımını beklemesi çok çok yanlış olur, böyle bir şeyi bizden beklemesi mümkün değil, böyle bir şeye de biz 'evet' diyemeyiz." 

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dün yaptığı açıklamada, "Peşmerge'nin Kobani'ye geçmesi için yardımcı oluyoruz" dedi. Ve aynı gün, ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı, Kobani'deki PYD güçlerine hava yoluyla silah, askeri mühimmat ve tıbbi yardım ulaştırıldığını açıkladı. Silah ve mühimmat yardımlarının karadan da yapılacağı duyuruldu. 

FOTOĞRAF NETLEŞİYOR 

Pazılın parçalarını birleştirince fotoğraf netleşiyor. IŞİD bahanesiyle Barzani ve PYD üzerinden PKK'ya açık ve kesin şekilde silah yardımı yapılıyor. Peşmergeler Kobani'ye Türkiye'den gönderilen silahlarla gittiklerine göre, bu aleni şekilde AKP hükümetinin bilgisi, onayı ve desteği ile oluyor. Oysa Cumhurbaşkanı tam tersini söylemişti. Bu durumda ya Cumhurbaşkanının sözlerini ciddiye alan olmuyor; veya bu konuşma tamamen ihanetin Türk milletine hazmettirilmesi için, rol icabı yapılıyor. Her ikisi de birbirinden vahimdir. Bu gelişmeler aynı zamanda, PKK ve uzantılarının isyan girişimlerinin AKP'den nasıl karşılık bulduğunu da ibret verecek biçimde belgeliyor. 

Bu noktada, biraz da işin kolayına kaçarak daha önce yazdığım iki yazıdan bazı alıntılar yapacağım. 20 Eylül'de yazdığım, "IŞİD, BOP'un (b) planıdır" başlıklı yazıda, BOP'un ne olduğunu hatırlatmıştım. O yazının bazı bölümleri şöyleydi: 

IŞID NEREDEN ÇIKTI? 

Bu projede en önemli rolü Türkiye, daha doğrusu AKP hükümeti oynamaktadır. AKP zaten bu sebeple iktidara taşınmış ve orada tutulmuştur. Eşbaşkanlığı kabul etmekle kalmamış, halının altına süpürülmeme karşılığında "kullanılmaya hazır oldukları" teminatı vermişlerdir. Adına "Arap Baharı" denilen bölgedeki büyük yıkım, bu projeye bağlı olarak hayata geçirilmiştir. Projenin uygulanması sırasında bölgedeki terör örgütleri ile işbirliği yapılırken, kontrol dışı bazı örgütlenmelerin olduğu gözden kaçmıştır. IŞİD böyle bir ortamda ortaya çıkmış, bölgedeki belirsizlikten istifa ederek büyümüş ve zamanını beklemiştir. 

BOP'A DEVAM 

IŞİD, ABD karşıtı olarak ortaya çıkmamıştır, ama ABD'nin işini kolaylaştırmış ve yeni bir hamle yapmasına zemin hazırlamıştır. Şimdi IŞİD bahane edilerek bir taraftan Müslüman Müslümana kırdırılırken, diğer taraftan BOP'a kaldığı yerden hem de çok daha hızlı ve etkili şekilde devam etme imkanı yakalamışlardır. Silah zoruyla bölmeye çalıştıkları Irak ve Suriye gönüllü biçimde parçalanmaya razı edilmiş durumdadırlar. 

IŞİD'le mücadele için koalisyon gücü oluşturulması oyunun bir parçasıdır. Amaç bu örgütü kontrolde tutarak sonuna kadar kullanmaktır. Bunun için sadece havadan müdahaleyle yetiniyorlar ve sonunu getirecek bir kara harekatına gitmiyorlar. Karadaki mücadeleyi yerel güçlere bırakacaklarını, bunun için de eğitim ve silah dahil, her türlü yardımın yapılacağını açıkladılar. Bölgedeki yerel güçlerin kimler olduğunu bakınca tablo daha da netleşiyor. Suriye'de ve Irak'da ABD'nin işbirliği yapıp silah vereceği yerel güçlerin tamamı ya PKK, PYD gibi terör örgütüdür veya Barzani gibi terör örgütleri ile bağlantılıdır. IŞİD'den tek farkları ABD'nin kontrolünde, hatta emrinde olmalarıdır. Dolayısı ile verilecek ağır silahların ve sağlanacak imkanların tamamının terör örgütlerine gideceği aşikardır. 

3 Ekim tarihli, "IŞİD üzerinden büyük Kürdistan inşası" yazımda da bazı bölümleri hatırlatmak istiyorum: 

DAHA DA AZACAKLAR 

Hükümetin açıkladığı bebek katilinin yol haritasındaki son teslimat, ihanet güruhunu daha da coşturacak ve azdıracaktır. Nitekim, iradesini teslim aldıkları AKP hükümetine yeni dayatmalar yapmakta gecikmemişlerdir. İmralı canisi ve Başbakan Davutoğlu ile görüşen Selahattin Demirtaş, eşzamanlı olarak IŞİD bahanesiyle PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD'nin muhatap alınmasını ve hatta silah yardımı yapılmasını istemiş ve yine tehditler savurmuşlardır. Hükümet ve iktidar sözcülerinin açıklamaları bu tehdidin de karşılık bulabileceğini gösteriyor. 

HEDEF BÜYÜK KÜRDİSTAN 

Kobani üzerinden oynanan oyunu ibretle izliyoruz. Aynı yolun yolcuları olan Barzani, PYD, PKK bir taraftan Ayn-El Arap'ın IŞİD tarafından ele geçirilmesinin nasıl bir felaket olacağını söyleyip ağıt yakıyorlar, diğer taraftan geri çekilip seyrediyorlar. IŞİD'in karşısına çıkmaya ne cesaretleri var, ne de niyetleri. Sadece PYD'yi ortaya sürerek IŞİD karşısında zayıf bir cephe oluşturuyorlar. Sonra da dönüp, PYD'ye silah başta olmak üzere her türlü yardımın yapılması için AKP'ye baskı yapıyor ve tehditler savuruyorlar. AKP'nin bu oyuna gelmesi durumunda Türkiye bir anda kendini bataklığın içinde bulmakla kalmayacak, PKK'yla aynı safa girecek ve dört parçalı büyük Kürdistan'ı kendi elleriyle inşa edecektir. IŞİD'in varlık sebebi, zaten bunu sağlamaktır. 

Görünen köy kılavuz istemezmiş. AKP'nin hala ne olduğunu, neye hizmet ettiğini, nereden gelip nereye gittiğini anlamayan varsa şaşarım…