Başbakan Ahmet Davutoğlu Milliyet gazetesine "PYD bizim için meşrudur" dediği günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan "PYD bizim için PKK ile eştir" diyordu.
Dönemin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'da kendi Başbakanı ve Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'ndan bihaber şeklinde CHP'yi "Maalesef PYD'yi bile meşru göstermeye çalışan zihniyetlerle siyaset yapıyoruz" şeklinde eleştiriyordu.
"PYD bizim için PKK ile eştir" diyen Recep Tayyip Erdoğan gün geldi "Peşmergelerin Ayn El Arab'a yani Kobani'ye geçişiyle ilgili olarak Sayın Obama'yla yaptığımız telefon görüşmesinde kendilerine bu teklifi zaten ben yapmıştım" diyerek Türkiye üzerinden Kobani'de çatışan PYD'ye Peşmerge aracılığıyla silahlı yardım konvoyu gönderdi.
Dün "PYD bizim için meşrudur" diyen Ahmet Davutoğlu ise şimdi "PYD unsurları da PKK gibi Türkiye için tehdittir" diyor.
Recep Tayyip Erdoğan'ın "Obama'ya koridor açma teklifinde ben bulundum" ifadesi ortada iken, PYD'ye gönderilen yardım konvoyunu tüm dünya görmüşken AKP Siirt milletvekili Yasin Aktay çıkıyor "ABD'nin PYD'yi terör örgütü olarak görmemesi müttefik hukukuna sığmaz!" diyebiliyor.
Bir bakıyorsunuz AKP'nin milletvekili Hüseyin Yayman'ın terörist Salih Müslim'le yemek masasında fotoğrafı ortaya çıkıyor.
Recep Tayyip Erdoğan'ın gölgesinin üstünden bir türlü kalkmadığı AKP içinde PYD konusunda sürekli çelişkiler, sürekli yalanlar birbirini kovalamaktadır. Birinin dediğini, öbürü yalanlıyor. Birinin sahip çıktığını öbürü inkâr ediyor.
Televizyon ekranlarına, gazetelere bakıyoruz AKP'yi savunan bazı yazar ve yorumcular PYD'nin nasıl bir terör örgütü olduğunu anlatıyor ama PYD'ye yönelik yardımları ve AKP ilişkilerini görmezlikten geliyorlar.
Geçen hafta HDP'li bazı milletvekilleri PYD'nin kongresine katılmış, AKP'liler onları yerden yere vuruyor. O zaman PYD'yi meşru göreni ve PYD'ye Türkiye üzerinden silah göndereni de asmak lazım herhalde? Değil mi AKP'liler?
PYD Başkanı Salih Müslim "Kürdistan'ı Türkiye ile birlikte kuracağız, Türk yetkililer bana çok iyi davrandı, Dışişleri yetkilileriyle daha öncede görüşmüştüm, hedeflerimizden asla sapmayacağız" demişti. Bunu neye dayanarak söylemiştir? AKP hangi söz ve garantileri vermişti? Beşar Esad devrilince Suriye'de planlanan bu mudur?
"Kürdistan'a selam olsun" diyenler AKP'yi yönetiyorsa planlanan elbette budur.
ABD, PKK'nın Suriye kolu PYD ve YPG'yi her türlü desteklemektedir. AKP'nin de eli mahkûm olduğu için PYD'ye Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş yıldönümünde konvoy halinde Türkiye üzerinden silahlı yardım gönderilmiştir.
Zaten AKP'lilerin şu çelişkileri bile herşeyi açığa vermiyor mu?