Yaşam bize sunulmuş bir ödül mü, yoksa ancak ölümle sona erecek bir esaret mi,yoksa sürprizlerle dolu bir hediye kutusu mudur?
Kimi zaman gözlerimizi kızartan yaşlarla dolduran acıklı bir roman, kimi zaman kahkahalara boğan bir espri,kimi zaman düşündüren ve çözümünü bulamadığımız sorular kümesi ve kimi zaman da şükrettiren o hayati olgunun ,nefes alışın ve verişin o büyük müspet yanının idrakıdır hayat…
Ama öyle bir süreçtir ki ;anlayan idrak eden bu hayatta mutlu olur..Belki teferruat dediğimiz şeylerdir aslen bizi mutlu eden… Sadece belirli yükümlülükler değildir yaşamın anlamı. Yemek , içmek, çalışmak, okumak,mal mülk sahibi olmak vb.. Bunlar bir akıştır… Elbette yeri gelir olur ya da olmaz..Ancak anlam dediğimiz ve bu anlamı yüklediğimiz olgu bir gülün dikenleri gibidir…Gülü seviyorsak dikenleri batmaz aldırmayız bile…Ancak burada ki olgu gülün manasıdır…
Gül;o ayrıntılarda saklı olan bir nevi karmaşık girift bir yapının, en ücra köşesinde ışıklar saçan bir tablonun içinde, ressamın çizdiği o küçük boyalı ahşap evin bahçesinde boynunu bükmüş beyaz dikkat çekmeyen bir çiçek figürü de olabilir,ya da eli yüzü pisliğe bulanmış bir sokak çocuğunun o kirli ellerinde ki naif ince güzellik , ya da bir çöpün içerisinde öylece toplanmayı bekleyen beyaz tertemiz bir ekmek parçası ,ya da bir şiirin en alıcı dizesidir,belki de bir sokak köpeğinin o bakışlarında ki parıltıdır o gül…
Mesele görebilmektir…
Çirkinliklerle karalarla gizlenmiş beyazı görebilmek ve lekelenmemiş kirlenmemiş bu saflığı tutabilmek ve içimizde yaşatabilmektir.
‘’Bütün soruların cevapları bir köpeğin bakışlarında gizlidir’’…der FRANZ KAFKA
Aslında bu hepimizin sahip olmak istediği mutluluk dediğimiz duygu çok yakınımızdadır. Sadece görmek anlamak ve hazmetmek gerek…Öyle çok büyük külfet gerektirmez bu mutluluğa sahip olmak.Sadece bilmek gerek..En büyük zenginlik budur..
Bu zenginliğe sahip olan insanlardan biridir O..
Nasıl yaşanırsa öyle olunur sözünün hakkını veren ,işini gönlünün o zenginliği ile yapan ismi ile özümsenmiş salih yani düzgün, iyi ve yararlı kelimelerini isminde barındıran değerli bir Hekimdir..
Kediler güllere benzer seviyorsanız,tırnakları canınızı acıtmaz diyen Fransızlar ne doğru söylemişler..İşini o denli sevgi ve içtenlikle yapan ama aldığı onca yara berelere tırmalanmalara rağmen hala o şefkat duygusundan bir zerre eksiltmeyen gülümsemesi her daim kalıcı,naif mütevazı değerli bir insandır..
Her insan her şey olabilir ama icra edemez..Olmayı ve icra etmeyi en salih şekilde yerine getiren, örnek teşkil eden,anlama ve anlamlandırmayı gönlünün eleğinden geçirip hazmetmiş bir gönül insanıdır..
“Gönül, celîl olan Allâh’ın nazargâhıdır.”
Allah ın izniyle şifa verdiği her canlının rızasını kazanmak ne büyük ne güzel bir mutluluktur.Dilleri lisanları yoktur o canlıların ama asl olan lisan gönül lisanı değil midir? Gönülden gönüle teşekkür etmek razı olmak ne güzel bir erdemdir..O canlılarla arasındaki gönül köprüsünden her defasında onlarca rıza alandır ve bu köprüyü sağlamlaştırandır.Derdini söyleyemeyen lisana dile dökemeyen bu canlıların Mevlâ, gören gözü, işiten kulağı ve gönüller arası lisanıdır.…
Allah ın iki tecellisinin yine Allah için buluşması birbirinden razı olması ve yine Allah a şükretmesidir aslen..Allah ın en güzel tecellilerinden biri olan yaralı bir kedinin yine Allah ın en güzel tecellisi olan Salih bir insan tarafından Allah ın izniyle şifa bulması;yani Allah’ı temsil eden iki kalbin bir araya gelip Allah’a şükür olayıdır mesele…
“Allâh’ın yeryüzü ehlinden kapları vardır. Rabbinizin (bu) kapları, sâlih kullarının kalbleridir. Allâh katında onların en sevimlisi, en rakîk ve yumuşak olanıdır.”
Hadisinde bunu açıkça ifade etmez mi?...
Bu salih gönül kibir ve ucûb gibi mezmûm sıfatların kıskacına girmez.. Aslen bu canlılar içinde Mevla ile beraberdir. Allâh’ın yarattıklarına şefkat düstûrunu yaşar.Merhameti engindir,tahammülperverdir..
Tahammül zordur aslen bir zehir gibi keskindir.Ancak rıza için hoşnutluk için yapılan her tahammül bir bal kabına döner.Hayvanları sevmek tahammül göstermek sabırlı olmak saygı duymak bu erdemliliğin bir parçasıdır.Bunu icra eden o güzel insan ne değerli ne huzurlu bir insandır.Vasıflarına mesleğini en güzel yakıştırandır.
Kendi mahiyetini tanımak ve bu mahiyetini fıtratına uygun olarak iyilik ve güzellikle diğer canlılara sunmak, ruhun inkişafına nice güzel gönüllerle ilham vermek,meyvesi bol ağaçların dallarının yere sarkması gibi mutevazılığının ağırlığıyla olgunlaşmak,icraatları fiilen değil kalben gerçekleştirmek,…İşte bütün bunların hepsini benliğinde toplamış o gönül insanı hekimliğinin yanı sıra Kamil bir insandır.
Sadelik çok önemli bir unsurdur çok önemli bir kavramdır…Sadeliğin girmediği hiçbir yer hiçbir kişi,hiçbir olgu iyi sayılmaz..Sadeliği itinayla icra eden ve iyiliğin mertebesine ulaşmış bu insan iyiliği sebep ve sonuç bağlamı dışında gönül gözündeki sadelikle netlikle icra eder…
Yaratılanı Yaradan için sevip kollayan yüreği engin ,kıyısı görünmeyen bir denizin içinde bu sevgiyle yoğrulan o güzel insandan tüm yardım ettiği hayvanlar ve köprü kurduğu tüm insanlar inşallah razı olurlar..
D.SEDEF AKKAYA