- MANŞETLER
Tarihi Gerçekler Işığında Karabağ Meselesi ve Çözüm YollarıAzerbaycan’ın Ermeni işgali altındaki Dağlık Karabağ sınırında tansiyon giderek yükseliyor Hacettepe’deki Palalı Saldırgan Serbest Bırakıldı! ÖSYM mi ticarethane mi? PKK'nın Akademisyenine selam söyleyen Başbakan!
- YAZARLAR
- SİYASET
- EKONOMİ
- DÜNYA
- GÜNCEL
- SPOR
- SAĞLIK
- KİTAP
- EĞİTİM
- DİĞER »
Saray, Hoca'nın parti içi yetkilerini de budayacak...
"2013 Mayıs'ına dönülürse konuşulur" dedikten sonra Erdoğan'ın "müzakere edecek bir şey kalmadı" sözlerini duyunca geri vites yapan "Başbakan" Ahmet Davutoğlu'na saray tokatları peşi sıra geliyor. Davutoğlu'nun "akademisyenler tutuksuz yargılansın" görüşüne de "suçlularsa tutuklu yargılanacaklar" diye pek fena bindirdi R.Erdoğan. Ahmet Hoca, "görüşlerimde pek değişiklik yok" mealinde cümlelerle -şimdilik- buna direniyor görüntüsü vermeye çalışıyor.
YENİÇAĞ'ı sıkı takip edenler R.Erdoğan ile Ahmet Davutoğlu arasındaki kavganın perde arkasını ve tüm detayları çok iyi biliyor... AKP'nin gizli dehlizlerinden açığa fırlayan kapışmaya lafı uzatmadan devam edelim... "Ahmet Hoca"nın da "reis"in de -kameraların önüne bakarsak- tek anlaştığı ve en yüksek bağırdığı nokta; "paralel" ve "paraleller"... Ortalık 'paralel-paralelli' bağırtılarından geçilmiyor. Bunların nedeni, şu günlerde öyle 17/25 Aralık operasyonlarında "önüne yatılan" Reza Zarrab'ın ABD'de gözaltına alınması falan değil. Taraflar 'paralel' bağırtıları arasında bir birlerine salvo üzerine salvo yapıyor. Taktikler, stratejiler, planlar, projeler, kurgular, senaryolar hiç eksik olmuyor. Anlayacağınız!.. Kazın ayağı başka. Üstte "paralel" bağırtıları altta ise kılıçlar çekilmiş; saltanat için ölümüne savaş...
İnanın!.. Ahmet Hoca, çıktığı her kürsüde o bağırtıyı çıkarmasa o da paralel ilan edilecek neredeyse. Son 10 gün içinde saray-Hoca kapışması AKP kulislerinde en ince ayrıntılarına kadar yorumlanıyor. Şöyle;
"1- Erdoğan, Davutoğlu'nun gitmesi gereken ABD'ye kendisi gitti. Yanına Ahmet Hoca'nın 1 numaralı adamı Türkiye-ABD Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı İstanbul Milletvekili Ali Sarıkaya'yı almadı. Damadı Berat Albayrak'ı götürdü. Her şekilde Batı'ya açılmak isteyen hocanın hevesini kursağında bıraktı. Erdoğan, ABD'de sıkı pazarlıklar yaparken Ahmet Hoca da arkadan dolanıp Sur'a gidip 'çözümün mimarı ben olurum' mesajını Batı'ya verdi.
2- Erdoğan, ABD Başkan Yardımcısı Biden'in İstanbul ziyareti sırasında "çözüm sürecine geri dönün" ev ödevine kendi talepleri gerçekleşmediği için ABD'de yanaşmadı. Ancak Hoca bunu başlatabileceğinin sinyalini verdi.
3- Davutoğlu'nun Suudi Arabistan ziyaretinde ve Süleyman Şah'ı geri getirme operasyonunda askerle görüntü vermesinden rahatsız olan Erdoğan, Harp Akademilerinde askere dönük 'sizin başkomutanınız benim' mesajı verdi. Davutoğlu'ndan buna yanıt gecikmedi; TSK, darbeyle ilgili bir açıklama yapınca kendisinin onayıyla bunun gerçekleştiğini söyleyerek 'ordu bana bağlı' dedi.
4- Ülkede milliyetçi duyguların kabardığı bir ortamda Erdoğan, subaylarla fotoğraf çektirdi. Davutoğlu'nun PR'cıları hemen devreye girdi ve polislerle hocanın görüntü vermesini sağladılar. Hoca ayrıca tüm güvenlik birimlerini kendisine bağlı göstermek için Efkan Ala'yı yanından ayırmamaya çalışıyor.
5- Erdoğan, muhtarları yanına alarak seferberlik ilan etti ve millî mücadeleyi başlattı. Davutoğlu ise 'ben bunda geri kalmam diyerek' torba yasaya koydurduğu Urfa'ya İstiklal Madalyası verilmesiyle yapacağı Urfa gezisinde cevap verecek."
Hoca'nın Teşkilat Operasyonları
2014 olağanüstü kongresinde atanmış genel başkan olarak AKP'nin başına gelen Ahmet Davutoğlu, bir buçuk yıldır ince hesaplarla partiyi kendine dönük organize etmeye çalışıyor. Adeta gölgesi olan Ali Sarıkaya ve baş danışmanı Kerim Özkul ile bunu yapan Hoca'nın adımları sarayda bire bir izleniyor. Davutoğlu, 2018'de gerçekleşecek kongreye giden yolda erken bir kongreye karşı elini çabuk tutmak için son bir yılda 14 il ve 65 ilçe başkanını değiştirdi, yeni isimler atadı. Sırada 32 ilçenin bulunduğu konuşuluyor. Şiddetle kapışsalar da saray bu hamlelerin önünü kesemedi. Her seferinde atanan isimlerle ilgili sarayın önceki referansları gösteriliyor. Ya da sarayın istediği isimlerin MİT'ten kaydı devreye sokuluyor. AKP kulislerinde söylenenlere göre; saray da yeni bir çalışmayı devreye soktu. Buna göre; AKP'de tüzük, değişime uğrayacak. "AKP fabrika ayarlarına dönüyor, öze dönüş yapıyor" halkla ilişkiler çalışması eşliğinde görevden alınan il ve ilçe başkanlarının yerine yapılacak atamalarda tekrar seçim yöntemine dönülecek. R.Erdoğan için kurulan sistem Ahmet Hoca'ya yaradığı ve sarayın has adamı, teşkilatlardan sorumlu genel başkan yardımcısı Mustafa Ataş "zayıf bulunduğu" için eski sisteme geri dönülecek.
Bu arada kilitlenen kararnameler yüzünden zaten sıkıntılı olan Ankara bürokrasisinin isyan sesleri, Bakanlıkların ve Başbakanlığın da dışına taştı. İzlenme ve dinlenme pahasına da olsa AKP bürokratları özel sohbetlerde saray-hoca kavgasından şikayet ediyor; "biz hangisinin sözünü dinleyeceğiz. Kimim talimatını uygulayıp kimin talimatını yerine getirmemek zorundayız..." diyorlar.
Ankara'da hava sıcaklığı mevsim normallerinin çok çok üstünde!..