Sonuç baştan belliydi



En tepeye çıkan zat her yeri bağlamıştı. 
Başta, birçokları gibi sandığın boykot edilmesi gerektiğini kaç defa yazdım.
Adayların eşit şartlarda start almaları mümkün değildi. PKK/HDP’nin adayını saymıyorum. Birçok gazeteci PKK/HDP adayını idealize etmeye, cilâlamaya, parlatmaya çalıştılar ama bilmeleri gerekir ki, PKK/HDP’nin tek meselesi var, o da kendi emelleri için pazarlık gücünü artırmak. Bunda da pek başarılı oldukları söylenemez. Ama cirimlerinden çok sesleri çıktığı için  “Hadi gelin tekrar masaya, müzakereyi hızlandıralım.”   diyeceklerdir. 2,5 milyonluk artışı az görmemek gerekir yine de... Gerçi Ortadoğu’nun bu şartlarında artık neyin pazarlığını yapacaklarsa! Adamlar Türkiye’de yaşadıklarına yatıp kalkıp dua etsinler.  “Mahallî otonomi” yi bile ağızlarına almamalıdırlar. Muhalefetin çatı adayı ilân edildi, bir yazı yazdım ve bir daha ondan bahseden bir yazı yazmadım. Sonucu -evet- bildiğim için yazmadım. Bu seçimin kazanılması sadece oya bağlı değildi. Para en büyük güç. Adamlar zamanında oda oda para topladılar. Yolmadık, haraç almadık ihaleci bırakmadılar. YSK’nın belirlediği çerçevede para toplamaları göstermelik... 55 milyon lira veya biraz daha fazlası toplanmış... Geçin bunları... Çerez parası. Dağıtılan makarnalar, kömürler\’85 Üç kuruş-beş kuruş bağlanan aylıklar şimdi oy ediyor. 
Düşünebiliyor musunuz reklam için harcanan para 300 milyonun üzerinde... Üstelik cumhurbaşkanı seçilen zat devletin bütün imkânlarını kullandı. Vallahi açık yazıyorum... Benim vermediğim parayı cebimden iradem dışı alarak seçim kazandı. Hakkımı helal etmiyorum!.
Bu bir yenilgidir. Muhalefet partileri bunu kabul etmelidir.Yenilmemek için adaletsizliğine, haksızlığa, hırsızlığa isyan etmeliydiler. Adaletin teessüsü sadece sandık değildir. Hak aramanın, adaletsizliğe isyan etmenin birçok yolu vardır. Bir yolu da seçimleri boykottu.  Birçok kişi, biliyorum adaletsizliğe isyan ettikleri için sandığa gitmedi. Seneye genel seçimler var. Yine aynı adaletsizlik devam edecek... Her işte bir hayır vardır. 
Adamın partisinin başından fiilen uzaklaşması belki hayırlara vesile olacaktır. 
Anayasa değişmediği müddetçe 864 Rakımlı Tepe’den pek aşağıya inemez. 
Turgut Özal aynı tepeden idare edemediği partiyi bu zatın idare edebileceğini düşünebiliyor muzunuz?Şimdiye kadar saldığı korku belki partisinde bir müddet kıpırdanmaların önüne geçebilir ama her siyasî hareketin tabiatında vardır, ister istemez “Ne olacak hâlimiz?!”  diye düşünenler çıkar. Üç dönem kuralı değişmedi. Üç dönemdir milletvekili seçilenler artık seçilemeyecekleri için, nasıl olsa sırtımda yumurta küfesi yok deyip, bayrak kaldırmaya başlayacaklardır. 
Akıl alacak gibi değil. Her zaman söylerim... Burası Türkiye!
Hakkında rüşvetleri sıfırlama ve yolsuzluk iddiaları olan zat halkın oylarıyla en tepeye çıkartılıyor! Arkadaşlar! Bir fetvacınız varsa soymak serbest... Ama tanınan bilinen bir fetvacınız olacak... Yusuf Kardavî olabilir meselâ!