Uygun sözcükleri bulup yerli yerine koymak yine çok zor...
Oluk oluk şehit kanı dökülüyor kutsal vatanımın topraklarına. İktidarı muhalefeti ile siyasetçiler hala günlük hesaplar içinde.
"Başbakan" Ahmet Davutoğlu'nun önceki gün Recebi bir medya kanalında söylediklerine bakın!.. Ahmet Hoca o uyuşuk ses tonu ile "terör temizliği"nin bitmek üzere olduğunu ifade etmeye çalıştı. "Tek bir terörist bırakmayacaklar" mış.." Silopi temizlenmiş" miş...
"Sur'u bitirmek" üzereyiz dedikleri gün terör örgütünün ilçede yeni hendekler kazdıkları duyuldu. Peş peşe gelen şehit haberleri ile kahrolduk. 5 mahallede sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Kimse de çıkıp millet ile alay eden iktidara dünyayı zindan edemedi, "sen operasyon yaparken o ilçede yeni hendekler nasıl kazılıyor" diye. Yeri göğü inleten olmadı. Meydanı her zamanki gibi boş bulan R.Erdoğan'a sadece laf yetiştirmekle meşguller.
Bölücü terör örgütünün, eli kanlı katil sürüsü itlerin faaliyetleri sadece Silopi, Cizre ve Sur'la mı sınırlı?.. Diyelim ki; bu 3 ilçede "temizlik" tamamlandı, "tamam PKK'nın kökünü kazıdık. Artık ülkede terör bitti" diyebilecek miyiz?.. Terör bölgesi diye adlandırdığımız Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde bölücülerin şehir hakimiyeti kurdukları onlarca nokta ne olacak?..
"Başbakan" ın o "tek terörist bırakmayacağız" diye savurduğu masala -maalesef- acı acı güldüm. Silopi'yi de temizlemişlermiş. Doğruu çok doğruu!.. Neden?.. Çünkü, Ankara'ya ulaşan istihbarat raporlarına bakıyorum; orada yazıyor ki; "Şırnak'a Silopi'den 800 civarında PKK militanı geçti." Demek, bu da iktidarın taşımalı şehir projesine mukabil PKK'nın taşımalı militan sistemi!..
Ayrıca, istihbarat raporlarında PKK'nın terör bölgesinde 15 Şubat'tan itibaren daha büyük eylemlere hazırlandığı ifade ediliyor. Şu anda operasyonların ve PKK eylemlerinin devam ettiği noktalarda kış şartlarının diğer bölgelere nazaran daha hafif olduğuna dikkat çekiliyor. 15 Şubat'tan itibaren kış şartlarının hafifleşmeye başlamasıyla PKK'nın eylemlerinin daha da şiddetlenerek yaygınlaşacağının altı çiziliyor. Bölgeden konuştuğumuz güvenlik kaynakları Şırnak'a planlanan operasyonun hafta başında başlayan yoğun kar yağışı sebebiyle zorlaştığını anlatıyor. Şırnak ilinin merkez nüfusun 15 bin civarına düştüğünü kaydeden yetkililer, "Şırnak'ta merkez cadde hariç, teröristler bütün mahallelerde barikatlar kurdu, hendekler kazdı, sokaklar kum torbalarıyla kapatıldı. Tuzaklamalar yapıldı. Şu anda operasyonlara başlasak en az 2 ay sürer" diyor. Siz de tabii ki bu haberleri Recebi medyadan duyamıyorsunuz!.. "Teröristleri temizledik", "operasyonla ha bitti bitecek" masalları ile avunuyorsunuz...
Terör bölgesinde hal böyle iken büyükşehirlerde durum güllük gülistanlık mı?..
Hatırlarsanız; 10 Ocak tarihinde "Ankara kırmızı alarmda" diye bir yazı kaleme almıştık. Ankara'ya PKK'nın iyi eğitilmiş suikast timinin sızdığını sizlere iletmiştik. Katil sürüsünün öncelikle hedef aldığı 2 AKP Van Milletvekili için arttırılan koruma önlemleri devam ediyor. Fakat, yakalama operasyonlarından hala sonuç alınamadı. Bu arada Başkent'e gelen son istihbarat ile güvenlik önlemleri iyice yoğunlaştırdı. Buna göre; "PKK ses getirecek eylemlerde bulunmak üzere 4 canlı bombayı Ankara'ya soktu. Eylemlerin gerçekleşmesi halinde bunları PKK üstlenmeyecek. Kürdistan özgürlük şahinleri üstlenecek." Ankara'da güvenlik önlemleri en üst düzeye çıkarılırken, gelen istihbarat raporları doğrultusunda İzmir ve İstanbul'da uyarıldı.
Terör bölgesinde kahramanca çarpışan yiğit Türk evlatlarından aldığım mesajlardan sonra da iki satır -özet- bir şeyler ifade etmek istiyorum.
Lütfen!.. Oralardaki, koordine eksikliklerinin ve hatalarının önüne bir an önce geçin. Ne yapıp edip kifayetsiz muhterisleri bölgeden çekin. Kahramanların moral motivasyonlarını bozan, iş bilmez gerzeklerinçenesini kapatın.
Beceremiyorsanız geri çekilin!.. Bu milletin yiğit anaları, kadınları aynı Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi cephede sırt sırta verip Mehmetçiğine aş ve su taşır. Büyük Türk milletinin asil evlatlarının ayakkabı kutuları, para sayma makineleri, pahallı kol saatleri olmayabilir ama askerini ve polisini aç ve açıkta bırakmayacak kadar asil ve fedakardırlar.
Şu Cizre'de yaşanan ambulans tezgahı ve "akademisyenler bildirisi" ile yazıya nokta koyalım;
Kızılhaç için mi, Kızılhaç'ın bölgeye getirilmesi için mi bunca uğraş?..
Uluslararası hukuku iyi bilenlere sesleniyorum;
Çıkın anlatın bu millete; önce Kızılhaç sonra ne olacağını...
Kulağıma güvenilir kaynaklardan gelen bilgiler şok edici.
Akademisyenler bildirisinin perde arkasını faş edin!..
İngiliz Kraliçesinin emri altındaki Mark Muller Stuart Hukuk Bürosunda ne dolaplar çevrildiğini, PKK ve yandaşlarının nasıl lojistik destekler aldığını...
Kaybedecek salisemiz kalmadı.
Tezgah "çözüm süreci"nden daha da kirli bir noktaya doğru hızla ilerliyor!..