TÜRK MİLLETİ ÜZERİNDE OYNANMAKTA OLAN OYUNLARI SERGİLEYEN VE MUTLAKA OKUNMASI GEREKEN BİR YAZI

FEDERALİZME GİDEN YOLUN SONU BÖLÜNMÜŞ TÜRKİYE VE BÜYÜK KÜRDİSTAN

Dünkü yazımızda,Büyükşehir Belediye Yasası'nın ülkemizin şartları açısından getirdiği sakıncaların neler olduğu incelenmişti.Şimdi ise federalizme giden yolda bölünmenin adım adım kilometre taşlarının nasıl döşendiğini ve bu sürece hangi aşamalarda gelindiğini hep birlikte görelim.

 

                 Şu anda; "...çözüm paketi,demokratikleşme süreci,analar ağlamasın,silahlar sussun..." gibi projelerle gelinen noktada ülkemiz hızla bölünmenin ve dağılmanın eşiğine getirilmiştir.Yol ayrımına gelinen noktada,hukuki alt yapı oluşturulmuştur.

 

                 PKK'nın  siyasallaşmasını isteyen ABD-İsrail-AB ülkelerinin baskıları ve her ne pahasına olursa olsun iktidarda kalma uğruna AKP tarafından terör örgütüne verilen tavizlerle masaya oturulmuştur.

 

                  Gelinen noktada sanki,Türkiye Cumhuriyeti Devleti savaşı kaybetmiş bir devlet muamelesi görmüştür. PKK ve uzantıları tarafından;Türk Milleti'ne ise kayıtsız ve şartsız teslim olmuş bir millet muamelesi reva görülmektedir...Tüm bunlarda birinci derecede sorumlu ve hesap vermek durumunda olan AKP iktidarıdır...

 

                   Yabancı güçler ve bilhassa ABD tarafından dayatılan BOP (aslında Türkiye'yi bölme projesi) hedefine doğru adım adım işlemektedir.Önce ki yazılarımızda defatle belirtmiş olduğumuz üzere; BOP Sevr anlaşmasından sonra ortaya konulmuş 100 yıllık bir projenin dayatmasıdır.Proje Türk Milleti ile 100 yıl sonra yeniden bir hesaplaşmanın adıdır.Bölünme projesinin uygulanması için;şartların olgunlaşması,uydu devletlerin ortaya çıkarılması,gayrı milli işbirlikçi iktidarların iş başına getirilmesi gerekmiştir.

 

                   Her fırsatta,milli güçlere saldıran,Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına aldım diyen,Cumhuriyetin kurucularını iki sarhoş olarak itham eden,Cumhuriyetin bütün değerlerine savaş açmış AKP iktidarı,dış güçlerce ve ABD tarafından bu zamana kadar kayıtsız şartsız desteklenerek,Türk Milletinden,Türk tarihinden ve Türk'ün bütün değerlerinden intikam alınması süreci başlatılmıştır....

 

 

 

              HAZIRLIKLAR YENİ BİR DEVLETİN ALT YAPISINI OLUŞTURMA PLANIDIR

          

               Hazırlanmakta  ve yakın zamanda açıklanacak olan "Demokratikleşme paketi" tam bir aldatmaca olacağı kanaatindeyiz.Pakette  yer alan YEREL YÖNETİMLER ŞARTINA KONULAN ŞERHİN kaldırılması çok vahim sonuçlar doğuracaktır.Bunu ne halkımız ne de hiç bir TÜRK MİLLİYETÇİSİ KABUL ETMEYECEKTİR...

 

               Oslo süreci ile başlayan projenin ve AKP'nin iktidara getirilişinin maksadı bütün çıplaklığı ile ortaya çıkmıştır.

 

              Bilindiği üzere Türkiye,Avrupa Yerel Yönetimler ÖZERKLİK ŞARTI'NA 21 Kasım 1988'de bazı ÇEKİNCELER KOYARAK İMZA ATMIŞTI.Bu özerklik şartı nedir?,Türkiye hangi maddelere şerh koymuştur? ve şimdi kaldırılması istenilen şerh ne manaya gelmektedir bunlara   bakmakta fayda olacağı inancındayız.

 

                         AVRUPA BİRLİĞİ YEREL YÖNETİMLER ÖZERKLİK ŞARTI

 

              Üye ülkelerin, "*...Yerel makamlarının kendi iç örgütlenmelerini,kendilerinin kararlaştırmaları ve yerel nüfusun çıkarları doğrultusunda her türlü düzenleme yapabilmeleri,

 

             *yerel yönetimlere yapılan hibe ve bağışların belli projelerin finansmanlarına tahsis edebilme koşulu taşıyabilmesini,

 

               * (En önemlisi) Yerel yönetimlerin KENDİ YETKİLERİNİ SERBESTÇE KULLANABİLMEK İÇİN,ÖZERK YÖNETİM İLKELERİNE  RİAYETİN SAĞLANMASI AMACIYLA YARGI YOLUNA  BAŞVURMA HAKKINA SAHİP OLABİLMESİNİN KABUL EDİLMESİ  amacıyla gerek iç hukukta gerekse anayasa'da buna uygun düzenlemeler yapılmasını istemektir...

 

                 Şimdi,Özerklik şartında ki bu şerhin kaldırılmasının ne anlama geleceğini bunları okuyan herkesin anlayabilecek kapasiteye sahip olduğunu düşünüyorum.

 

                   Bu şart,anayasa'nın ilk 3 maddesi kadar önemlidir.Kısaca mevcut olan çekincenin kaldırılması ve  bu şartın kabul edilmesi EYALET VE ÖZERKLİK sisteminin önünde ki tüm engellerin kaldırılması ve kabul edilmesi demektir.

                 PKK'nın  tüm taleplerini yerine getirmek uğruna; "Demokratik özerklik" talebinin karşılanmasını sağlayacak, "yerel yönetimler şartına koyulan şerhin kaldırılması" Türk Devletinin bölünmesini ve içinden yeni bir devletin kurulması sonucunu doğuracaktır.

 

                  İşte; Avrupa Birliği Yerel Yönetimler Özerklik Şartının ifade ettiği manayı bir daha açıklamak gerekirse:

 

                 " YEREL İDARELERİN GÜÇLENDİRİLMESİ,ÖZERKLİKLERİN SAVUNULMASI,YERİNDEN YÖNETİM VE DEMOKRASİ İLKELERİNE DAYANAN BİR AVRUPA'NIN KURULMASININ TEMEL KOŞULUDUR...." denilmektedir.

 

                  Tam bir aldatmadan ibaret olan sözde çözüm paketinde,PKK,BDP,KCK,KANDİL,İMRALI'NIN dayattığı ve kaldırılmasını istediği şerh budur.

 

                   "Mali ve idari yetki devri ve devlet otoritesinin bir başka güce teslim edilmesinin demokratikleşme ile hiç bir ilgisi yoktur.Yapılmakta olan,demokratikleşme adı altında,Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde YENİ BİR DEVLETİN ALT YAPISI hazırlanmaktadır.

 

                   Önümüzdeki yerel seçimlerde BDP bölgede ki yerel yönetimleri aldığında bir adım ötesi ÖZERKLİK ilan edeceklerdir.Artık bu açık ve nettir...Bölgemizde İran sınırından,Akdeniz'e kadar İSRAİLİN TAŞERONU ve ABD'nin Ortadoğu'da ki ileri karakolu BÜYÜK KÜRDİSTAN bu amaçla hazırlanmaktadır.AKP'de bu güçler tarafından iktidara getirilmiştir ve kullanılmaktadır.

 

                    Muhalefet susturulduğundan, yalaka ve boyalı basının büyük bölümü yağcılık ve rant peşinde koşmaktadır.Türk Milliyetçilerinin,Ülkücülerin, MHP ve Sayın Genel Başkanı DEVLET BAHÇELİ BEY'İN canhıraş bağırışları,uyarışları ve mitingleri halkın nazarından gizlenmektedir.Adeta basın yayın organlarınca ambargo koyulmuştur...

 

                       TÜRK DEVLETİ'NE İHANET EDENLER TARİH ÖNÜNDE

                                       BEDELİNİ ÖDEYECEKLERDİR

 

                Ülkücü hareket olarak kamuoyunda şunu bir defa daha deklare etmek milli ve namus borcumuzdur.Hiç bir kimse;  "... Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını,TC anayasasını,Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin milli ve üniter yapısını bozacak ve değiştirecek olan hiç bir uygulama hukuki tabirle (Keenlemyekün) yani YOKLUK hükmündedir.

 

                 Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne savaş kaybetmiş bir devlet muamelesi reva görülmesini kabul etmeyiz.Türk Milleti hukukun arkasından dolanılarak,hukuk dışı yollarla yürütülen tüm müzakerelerin karşısındadır...Sorumluları tarih önünde ihanetlerinin bedelini mutlaka ödeyeceklerdir..

.

                  Türk Milleti varlığına yönelmiş her türlü IRKÇI,mezhepçi,bölücü tehlikelere karşı uyanık olacaktır ve olmalıdır.Bu tehlikelere karşı meşru müdafaa sınırları içerisinde var oluşunun gereğini sağlayacak tedbirleri de süratle alacak güç ve kudrettedir...

 

                    İstiklal Savaşı ile kurulan Türk Devleti'nin Türk karakteri korunacaktır.Türk Milleti samimi ve halis müslümandır ve müslüman olmak için,milliyetini inkar etmek acizliğine de asla düşmeyecektir. 19.09.2013

 

                                                                                       Türk Ocakları

                                                                              Ümraniye Şube Başkanı

                                                                                   AV.Faruk Ülker