Ukrayna krizi tırmanırken

Doğu Ukrayna’da ayrılıkçı süreç devam ederken, ülkenin doğu eyaletlerinin kopmasını engellemek ile görevlendirilecek Ukrayna ordusunun böyle bir görevi yerine getirebilme ihtimali çok düşük. Çünkü Ukrayna ordusu daha şimdiden görevini yerine getirebilmek, halktan bağış toplamak için çağrıda bulunmak zorunda kalan bir ordu. ABD’den son günlerde yardım isteyen Ukrayna ordusunun talepleri arasında battaniye ve diş macunu olması, ordunun durumunun bir başka göstergesi.  
Ordu olmaktan çok şimdiye değin Birleşmiş Milletler Barış Gücü gibi davranan bir ordudan bahsediyoruz. SSCB’nin dağılmasından sonra Rus ordusu en azından Kuzey Kafkasya’da savaşarak eksiklerini görme imkanına sahip iken Ukrayna ordusu, eksiklerini gözden geçirme imkanına hiç sahip olmamış. Üstelik 1994’te sahip olduğu bütün nükleer silahları tasfiye ederek, elindeki en büyük güçten de vazgeçmiş.
Ukrayna ordusu, Ukrayna yönetimleri tarafından da ihmal edilmiş bir ordu. İktidarlarını korumak için dış düşmanlardan daha çok iç düşmanlardan korkan ülkelerde olduğu gibi Ukrayna’da da para daha çoğu orduya değil polise harcanmış.
2014 Şubatında Ukrayna ordusunun savaşa hazır gücü ancak 6.000 askerden oluşuyordu. Bugün bu sayının 40.000’e çıktığı söyleniyor. Ancak bu sayıyı da çok gerçekçi görmemek lazım. Çünkü hâlâ başında miğfer olmayan bir çok Ukraynalı askerin Doğu Ukrayna’ya yollandığı görülüyor. Üstelik Doğu Ukrayna’ya yollanan birliklerin arasındaki iletişim de olağanüstü kötü çünkü Ukrayna ordusunun etkin çalışan bir iletişim sistemi yok. Bu bilgileri 21 Mayıs tarihli Washington Post gazetesinden derledim. Özetle, eğer Ukrayna’nın doğusundaki isyancı güçler biraz Rus örtülü operasyon desteği alırlar ise bu haldeki bir Ukrayna ordusunun Doğu Ukrayna’nın ayrılmasını güç kullanarak engellemesi mümkün görünmüyor. Ordulara her gün ihtiyaç duyulmaz. Bazen yıllarca ihtiyaç duyulmaz. Bundan dolayı konudan bihaber olanlar  “orduların tüketici”  olduğunu ileri sürerler. Oysa, ordular barışın ve üretimin devamını sağlayan en önemli unsur olarak aynı zamanda çok önemli bir üretim girdisidir. Bundan dolayı ordu için harcanan her kuruş aynı zamanda barış ve sağlıklı bir üretim için harcanan paradır. Güçlü ordular çıkarma ve besleme iradesi olmayan uluslar, başkalarının iradelerine boyun eğmek zorunda kalırlar. Özetle ordulara senelerce ihtiyaç duyulmaz ancak orduya ihtiyaç duyulduğu zaman onun yerine konulacak başka bir şey yoktur. Ukrayna bugün son 20 yılda ordusunu ihmal etmenin ağır bedelini ödemektedir.  
Burada dikkatten kaçmaması gereken bir husus da AKP Hükümetinin 2013 bütçesinin % 6’sını Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ve % 5’ini TSK’ya ayırmış olması. Anadolu coğrafyası gibi tehlikeli bir coğrafyada PKK gibi bir sorunla yaşayan, Suriye ve Irak’taki iç savaşın sınırlarımızın yanı başında geliştiği bir dönemde, TSK’nın Emniyet Genel Müdürlüğü’nden daha az para alması, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne tank ve savaş uçağı gibi ağır silahlar ithal etme yetkisinin tanınması durumun hangi zeminde olduğunu göstermektedir. 
Türkiye; içeride PKK, güneyinde Suriye-Irak-Lübnan bölgesel iç savaşı, kuzeyinde Ukrayna iç savaşı, artan Rus etkisi karşısında her geçen gün biraz daha askeri gücüne daha fazla ihtiyaç duyduğunu hissetmektedir. Dilerim Türk ordusu aldığı bütün darbeleri, arkadan yediği hançerleri ve uğradığı ihanetleri aşacak gücü gösterir.