EKONOMİ

Umarız tarih tekerrür etmez

Ekonomik iflasını açıklayan Osmanlı Devletinin 1881 yılında bütün varlıklarına el konuldu. İğneden ipliğe Yahudi İtalyan, Ermeni, Fransız tacirler İstanbul'a dolmuştu. Abdülhamid bu kadar borcun üzerine yeni borçlar ekledi. Osmanlı 15 defa büyük borç aldı. Ama faizini bile ödeyemez olmuştu.Osmanlının hazinesine el koyan Avrupa, bugün" İstanbul Erkek Lisesi" olan binaya" Duyun-u Umumiye" yi yerleştirip borçları tahsil etmeye çalıştı.Yani hazine ecnebilerin yönetimine geçti.
Borçlar ödenmedikçe Abdülhamid Avrupalı tefecilere tekeli verdi teker teker milli varlıkları kaybettik;demir yolları, iplik, fındık, pamuk kömür, tekstil demir çelik, tuğla kireç ne iş varsa Avrupalılara satıldı. Haliç ecnebi fabrikalarla doldu. Tarlabaşı Avrupadan gelen tüccarların görkemli evleriyle bezendi. . Zenginler İstiklal Caddesi  ve Sıraselvilere yerleşti. Bugün İstanbulda gördüğümüz  şahane binaların çoğu o dönemlere aittir.
Türklerse yüzlerce yıldır tamir gören, yamalıklı bohçaya benzer tahta evlerde otururdu. Bu evler Fatih ve Süleymaniyenin arka sokaklarında bulunurdu Abdülhamid döneminde  Yüzlerce kilise ve sinagog açıldı.. İşte o tarihte Avrupadan gelen zenginleri ağırlamak için 5 yıldızlı bir otel yaptılar. Pera Palace.. Pera Palace Rumca "Yokuş Sarayı"  demek. Fransadan trene binip Sirkeci'de inen  Avrupa jet  sosyetesi tren garından bu otele Türk hamalların sırtında özel tahtlarla taşınırdı.
Aslında batı emperyalizmi  İstanbul'u Vahdettin döneminde değil Abdülhamid döneminde çoktan ele geçirmişti....Atatürk Cumhuriyeti kurduğunda Türklerin elinde sadece çarık kalmıştı. Sanayi ve tarım hamlesi başlattı. Bütün kurumların başına Türk kelimesini koydurdu. Yerli malı haftası o tarihte başladı. Türk Çocukları milli üretimi anlasın diye. Türklere ait banka bile yoktu. Adında Osmanlı olan banka bile ecnebilerindi. İşbankası bu yüzden kuruldu.
Osmanlı Devletinin İflas ilan ettiği meşhur RAMAZAN KARARNAMESİ(Nisan 1876) ile,  Vergi gelirlerinin devredildiği MUHARREM KARARNAMELERİ(1879 ve 1881'de ki iki kararnamedir), pek bilinmez, gündeme de getirilmez. Hep saklanır…

Köksal Gedik