Uygun ad konmalı

AKP diye kısaca yazıyoruz. Uzun adı Adalet ve Kalkınma Partisi. Tüzükte belirtilen kısa adı meğer başka şekilde yazılıyormuş. Resmî adı olduğu için bazen  “Ak Parti”  diye yazıyordum; değilmiş. Kimileri  “AK Parti”  diye yazıyor. O da değil; büyük harflerle yazılacak:  “AK PARTİ” . Bu partiyi kuranlar daha kısa isim bulmalıydılar. Turgut Özal Anavatan Partisi’nin ismi için çok düşündüğünü, çok araştırdığını söylemişti. Gerçekten herkesin kolay söyleyebileceği kısa bir isim: Anavatan Partisi. Kısaltılmışı da öyle: ANAP. Kimse daha kısasını bulup yazmadı. Onun için AKP’liler,  “Böyle üç harfle yazıyorlar. Ayıp oluyor ama...”  demesinler.
Bir gazeteci  “abimiz” ,  “AKP”  yazdığını fark edince telaşa kapılmış, açık açık özür dilemiş ve bu özür dilemesi çok tartışılmıştı. Şu AKP’liler parti adının yazılmasını bile problem hâline getirip insanları ürkütüyorlar. Tüzüklerine göre kendileri de yanlış yazıyorlar. Daha başka yanlış idrâklerini, tüzüklerinin dışına nasıl çıktıklarını sonra açıklayacağım. 
Aykut Edebali alınmasın. Bir parti kurdu, hâlâ var mı, bilmiyorum, adı: Islahatçı Demokrasi Partisi.  “Islahat” ı bırak,  “demokrasi”  kelimesi bile halk arasında yer tutmuş değil. 
Demokrat Parti meselâ... Halk  “Demirgırat”  deyip çıktı. Üstelik  “kır at” la benzeştirildi, parti yönetimi bu benzeştirmeye hemen atıldı ayrı bir etkili propaganda yolunu buldu.
Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi isimleri hakikaten akılda kalıcı... İki parti adı da vurgulu. 
PKK’lıların kurduğu bir sürü parti var. Onları saymıyorum. Tuhaf tuhaf adlar. En etkili ad yine kanun dışı adları PKK... (Kanun dışı derdim ama AKP Hükûmeti sayesinde  “kanunî”  duruma geldi! Yakında ağır silâhlarla donatacağız inşallah!) Çok kimse bilmez PKK’nın açık yazılışını? Kürtçe niyetine Farsçasını yazarsak: Partiya Karkeran Kurdistan, yani Kürdistan İşçi Partisi. Kısaltılmışını PeKaKa diye kalın okuyoruz. PKK’lılar ise  “PeKeKe”  diyorlar. Bu okunuş bile fikir ayrılığını ortaya koyuyor. Abdullah Öcalan’ın ağzından duruşmalarda iki de bir  “PeKeKe”  diye duyunca bana çok tuhaf gelmişti. 
Eski Türkiye İşçi Partisi de ismiyle tutulmuştu. Kısaltılmışı da uygun: TİP.
Unvanlar üzerinde duracağımı daha önce yazmıştım... Bakanlıkların adlarına dikkat ettiniz mi? Birkaç bakanlık adı sıralayacağım. Ankara’da Eskişehir Yolu üzerinde bu bakanlıklar ara ara sıralanmışlar.
Meselâ; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Bu kadar uzatmaya ne gerek var. Üstelik yanlış. 
Yanlışlığı şurada:  “Teknoloji” nin içinde bilim/ ilim zaten var. -loji (-logia)’ye kısaca  “ilim/bilim”  diyebiliriz.  Sanayi de bir teknik mesele... Kısaca  “Teknoloji Bakanlığı”  de, milletin kafasını karıştırma.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı... Gereksiz uzatılmış unvanlar. Hepsi bir kelimeye inmeli. 
Daha genel müdürlükleri, müdürlükleri saymadım.
Tüzük meselesinde asıl söylemek istediğime geleceğim.