Bakır madeni olmadan ve bakır kablo olmadan evimizdeki elektrik tesisatı ve bütün elektronik eşyaların hiç biri olmuyor.
Bakır madeni gibi bütün madenlere ihtiyacımız var.
Bir maden işletmesinde %1 ihmâl olduğunda ve maden havuzlarındaki kimyasalların havaya, toprağa ve su kaynaklarına karıştığında kanser vakalarında %100 e varan artışlar meydana geliyor.
Kronik hastalık olan kanser ile mücadele uzun yıllar alıyor ve hem vatandaşa hem devlete maliyeti milyarları buluyor.
Madenlerin sıkı bir şekilde ve askeri disiplin ile denetlenmesi gerekir iken malesef ülkemizde eksikliklere göz yumuluyor.
Maden şirketleri tarafından işletme çevresindeki köy muhtarlarına sıfır araç, avrupa seyahati vs gb sus payı veriliyor veya çevredeki okul, cami vs gb yapıların bakım onarımları yapılarak çevrenin tepkisi kırılıyor.
Maden şirketi tarafından, binlerce ve milyonlarca m³ lük alan iş makinaları ile oyuluyor.
Çıkan hafriyat makinalarda öğütülüyor.
Öğütülen hafriyatların içindeki madeni ayırmak için dev havuzlar yapılıyor.
Öğütülen un kıvamındaki hafriyat, kimyasal maddeler ve su bulunan dev havuzlarda bekletilip, maden ayrıştırması yapılıyor.
Madenin havuz suyu ihtiyacı için Gelevara ve Kavraz deresi gibi en az bir dereye ihtiyaç oluyor.
Havuzdaki, öğütülmüş hafriyatın madeni ayrıştırılıp alındıktan sonra geri kalan öğütülmüş çamur kıvamındaki kimyasal içeren toprak ve su doğaya ve dere yataklarına salınıyor.
Çünkü, havuza yeni öğütülmüş hafriyat girip maden ayrıştırılıyor.
Yani havuz sürekli devir dayım yapıyor yani dolup boşalıyor ve üretim döngüsü devam ediyor.
Kürtün yaylaları bakir duruyor.
Kürtün Beytarla köyünde maden arama/işletme faaliyeti yapmak için Koza altın devamlı olarak bastırıyor.
Kürtün'de madene izin verilir ise :
Turizm potansiyeli olan mera ve yaylalarımız delik deşik edilecek.
Su kaynaklarımız maden havuzlarını beslemek için kullanılacak.
Beytarla köyünde faaliyete geçen firma maden damarı nerede ise Tilkicek, Sapmaz, Aktaş, Yukarıkaradere, Kazıkbeli, Kabaktepe, Güvende, Harmancık, Çıkrıkdüzü, Beşir, Elmalı, Yaylalı vs vs....
Oraya yönelecek.
Dağları, yaylaları, dereleri, sukaynaklarını köstebek gibi kazıp, tarumar edip, şantiye alanına çevirecek.
Özel firma, maden damarı bittiğinde yaylaları, dağları, meraları, dereleri çöle çevirip, bölge insanını kanser edip çekip gidecek.
Ne yaylamız, ne dağımız, ne meramız, ne deremiz, ne gözemiz, ne sağlığımız kalacak.
İş aş diyerek bölgemize ölüm ve çevre katliamı gelecek.
Bölgemizin tek ihtiyacı yol. Yol yapıldıktan sonra turizm yatırımı yapılacaktır.
Yayla turizmi olan bölgemizde madencilik istemiyoruz.
7 den 70 e kanser olup, uzun yıllar sürünerek ızdırap içinde ölmek istemiyoruz.
Maden firmaları kazanır iken, yaylacılık ve doğal güzelliklerin yok olmasını ve Kürtün'ün kaybetmesini istemiyoruz.
Maden ile, sağlığımızdan ve doğamızdan olup kısa vadede çok para istemiyoruz.
Turizm ile, sağlıklı ve zarar görmemiş bir doğa ile devamlılığı olan bir kazanç istiyoruz.
Not : Resimlerdeki alan sadece hammadde için oyulan alan.
Öğütme ve havuz kısmı ve atık alanı resimde yok.
Resime bakarak bir maden işletmesinin çevremize verecek olduğu zararı kafamızda canlandırmak zor olmasa gerek.
MEHMET ASLAN TINLAMAZ ÇOLAKOĞLU - 12.03.2024