Yeniden Aydınlanma Derneği Yönetim Kurulu; Rusya-Ukrayna Savaşı ile ilgili olarak yayınladığı yazılı açıklamayı aynen sunuyoruz.

"Dünya ile birlikte, 24 Şubat 2022 tarihinden beri Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini izliyoruz. Rusya, saldırıları sonlandırmak için Ukrayna'nın Kırım ve Dombas bölgelerinin ilhakının tanınmasını, Ukrayna'nın silahsızlaştırmasını ve tarafsız olmasını talep ediyor.

Dünya ve Türkiye kamuoyunda savaşla ilgili ortaya çıkan çeşitli yaklaşımlardan biri de ABD ve NATO tarafından çevrelenmesi sonucunda Rusya'nın meşru bir işgale kalkıştığının savunulabilmesidir. 

Öncelikle şu hususun bilinmesini istiyoruz, ABD'nin haksız işgalleri ve NATO'nun yeraltına çekilmiş örgütler gibi uygulamalarının her zaman karşısında olduk. Aynen bugün Rusya'nın Ukrayna işgaline karşı olduğumuz gibi...

Bilinmelidir ki Rusya'nın haksız işgaline karşı olmak kimseyi Natocu yapmaz, fakat Rusya'nın yanında yer alanları Rus işbirlikçisi yapabilir. 

Rusya'nın Ukrayna işgaline elbette insanlık adına karşıyız. Türk bakışı ile baktığımız zaman da bu işgale karşı olmamızı gerektirecek bazı soruları kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz:

1. Rusya 2014 yılında tek taraflı olarak tarihi Türk yurdu Kırım'ı ilhak etmiştir. Stalin döneminde Yerli Kırım Tatarları trenlere doluşturularak Sibirya'ya sürülmüşler ve Kırım'a Ruslar yerleştirilmişlerdir. Kırım Türkleri Ukrayna'da kalmak istediklerine göre bizim Rusya'nın bu oldu bittisine karşı olmamız gerekmez mi? 

2. İşgalden hemen önce Rusya iki Dombas Rus devletçiğinin bağımsızlığını tanıyarak Ukrayna'ya federasyon haline gelmesini, Dombas devletçiklerini de Özerk yapı olarak kabul etmesini dikte etmeye kalkmıştır. Bir devletin canı istedi diye başka bir devletin üniter yapısının değiştirilmek istenmesi kabul edilebilecek bir istek midir? Allah korusun! Yarın başka bir ülke güneydoğu Anadolu'yu işgal etse ve canı üniter yapımızın değiştirilmesini istese bu isteği hadsiz bulmaz mıyız?

3. Rusya'nın işgale Ukrayna'nın Azak ve Karadeniz sahilini kesme yönünde devam ettiği anlaşılmaktadır. İşgalin bu seyri, Rusların, Moldavya'dan tek yanlı bağımsızlık ilan eden Transdinyester Rus devletçiği ile sınırdaş olmasını, başka bir tarihi Türk yurdu Bucak bölgesinin de Rus işgaline girmesini sağlayacaktır. Moldavya'da ki Gagavuzyeri Özerk Cumhuriyeti ile de aramıza Ruslar girmiş olacaktır. Rusların Ukrayna'nın Karadeniz'e çıkışını kapatması durumunda bize karşı daha çok alan elde etmiş olacak ve Karadeniz'de şartlar Sovyet dönemi şartlarına dönmüş olacaktır. Bu durum stratejik çıkarlarımız açısından da Rusya'nın illegal işgaline karşı çıkmamızı gerektirmez mi? 

4. Rusya NATO'nun kendisini çevrelediğini iddia etmektedir. Fakat Türkiye'de, ülkemizin Rusya tarafından çevrelendiği pek dile getirilmiyor. Rusya Gürcistan'a girdi. Abbazya'yı ve Güney Osetya'yı fiilen kendine bağlayarak bize yaklaştı. Gürcistan'ı da baskı altına aldı. Ermenistan'ın Türkiye sınırını zaten Rus askerleri koruyor. Suriye'ye müdahale etti ve tarihi emeli olan sıcak denizlere indi. Suriye'nin hava sahasını Rusya koruyor. Füzelerini ülkemize istediği an çevirebilir. Ayrıca İran ile müttefiklik ilişkisi var. İran ise Irak iç siyasetinde Şii nüfus üzerinden etkili durumda. Şimdi soruyoruz; Rusya Türkiye'nin etrafını çevrelemiş durumda değil midir? Türk vatandaşları olarak bu durumdan kaygılanmamız gerekmez mi?


5. Rusya tarihi boyunca tehdit, kışkırtma, işgal, nüfuz altına alma, ilhak ve sürgünler uygulamış bir devlettir. Son 15 yılda tekrar bu yola, girdiği açıkça görülmektedir. Bu yol yarın Türk Cumhuriyetleri için de aynı tehlikeyi içinde barındırmaktadır. Bu sebeple Rusya'nın bugün Ukrayna'da durdurulması gerekmez mi? 

Bütün bu şartlar altında Türk milliyetçilerinin üzerine düşen Rusya'nın karşısında konumlanmaktır. Varsın ismi milliyetçi olanlar Kırım'ı ağızlarına bile almasınlar. Varsın sözde yerli ve milli olanlar milli çıkarlarımızı dikkate almayıp, Rusya'ya karşı caydırıcı bir tutum sergilemeyi düşünmesinler. 

Bu önemli dış politika gelişmesine yaklaşımımız her zamanki gibi Türk bakış açısından olacaktır.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur. 

YENİDEN AYDINLANMA DERNEĞİ
Yönetim Kurulu"

Editör: Kerim Öztürk