Gazeteci Yılmaz Özdil, Youtube kanalında 2015 yılında yaşanan açılım sürecine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Şimdilerde herkese unutturulmak istenen sürecin zamanında Güneydoğu’yu yangın yerine çevirdiğini belirten Özdil, “2015 Aralık'ta başladı 2016'nın martına kadar devam etti. Onlarca ilçede sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş. PKK okulları ve hastaneleri bile roket vuruyordu. Öğretmenler doktorlar bavulu toplayan kaçıyordu. Yollar kesiliyordu araçlar yakılıyordu. Camiler kundaklanıyordu. Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin her yer Kobani gibiydi. Çünkü PKK ile kez tattik değiştirmişti. Terörü kırsaldan şehir merkezine taşımıştı. Açılım sürecinde PKK’yı serbest bıraktılar istedikleri gibi organize olmasına izin verdiler. Hatta sırtını sıvazladılar” ifadelerini kullandı.

"ULU CAMİ’DE TARİHTE İLK KEZ CUMA NAMAZI KILINAMADI"

O dönem en ağır çalışmaların Sur ilçesinde olduğunu ifade eden Özdil, “Tekbirler getirerek Sur ilçesindeki Burger King'e Starbucks'a filan saldırıyorlar. İşte en ağır çatışmalar bu Sur ilçesinde oldu. Celal Güzelses'in müezzin olduğu Ulu Cami’de tarihte ilk kez ezan okunmadı. Anadolu'nun en eski camisi kabul edilen Ulu Cami’de tarihte ilk kez Cuma namazı kılınamadı.1377 yıl sonra ilk kez ezan okunamadı. İşte bu çatışmalar yüzünden sustu. Her sokağı mayınlıydı. Her köşeyi bombayla tuzaklamışlardı. Bu şimdi şeriatçıların sağa sola saldırdığı Sur ilçesinde sadece PKK ile vuruşmuyorduk. Öldürülen teröristler arasında Almanlar vardı Hollandalılar vardı. Örgüte para karşılığında çalışan Sırp keskin nişancılar vardı. Özel Kuvvetler Komutanlığına bağlı bordo bereli dört taburumuz bile sura göndermek zorunda kaldık. Tankları sura bereli dört taburumuz bile sura göndermek zorunda kaldık” diye konuştu.

"249 ASKERİMİZ VE POLİSİMİZİ ŞEHİT VERDİK"

PKK'ya yönelik operasyonların daha sonra durduğunu aktaran Özdil, PKK o zamanlar fırsattan istifade terörü kırsaldan şehir merkezine taşıdığını söyledi.

“Hendekler kazılmıştı evler arasında tüneller kazılmıştı” diyen Özdil, “Teröristlerin saklandığı binaları yıkmak için top sokmak zorunda kaldık, binaları yıkmak için top atışları yapıldı haftalarca sürdü. Neredeyse 4 ay sürdü sel gibi top atışları, sel gibi tabut yağdı. 249 askerimiz ve polisimizi şehit verdik. 500'den fazla gazimiz vardı” diye konuştu.

"ÇARESİZLİĞİ İLİKLERİME KADAR HİSSEDİYORUM”

Sur olayları sırasında tanıdığı bir bordo berelinin de pusu kurulan bir binada şehit düştüğünü anlatan Yılmaz Özdil, “Bizim 11 bordo bereli subayımız enkazda kaldı. 9’u kendi imkanlarıyla çıkmayı başardı iki Astsubayımız hemen şehit oldu” dedi.

Lütfen Bu Ölçülere Dikkat! Lütfen Bu Ölçülere Dikkat!

“Bakın maalesef şu anda anlatırken bile çaresizliği iliklerime kadar hissediyorum” diyen Özdil, yaşanan süreci şu şekilde anlattı: “Kendinde değillerdi yani ağır yaralıydı ama nabza atıyordu, sıkışmıştı kendinde değildi yani ağır yaralıydı, yaşıyordu ama maalesef ne sağ kurtulan Astsubaylarımız oradan çıkabildi de üstte hemen çıkarılabildi. Çünkü binayı indiren roketin hemen peşinden üstte hemen çıkarılabildi. Teröristler tarafından yoğun ateş açımı, mermi yayı kafayı çıkarabilmek mümkün değil. Çünkü üst demeni oradan alabilmek için o beton blokları kaldırabilmek için vinç gerekiyor tıbbi yardım mümkün değildi.”

ŞEHİDİN GÖZÜNDEN AKAN 3 DAMLA YAŞ

Yaşanan olayda kendi kasabasından tanıdığı bir bordo berelinin de şehit olduğunu söyleyen Özdil, “Şehidin naaşını Diyarbakır'da 3 kişi yıkadı. İmam dayısı ve bordo bereli kişi yıkadı. Devre arkadaşı şehidin kulağına eğildi ne mırıldandı biliyor musunuz? Seninle beraber okuduk dedi. Seninle beraber eğitim aldık seninle beraber omuz omuza görev yaptık. Ömrümün sonuna kadar hep yanımda olacaksın kardeşim. Sonra da sırasıyla alnından, ellerinden ve ayaklarından öptüler“ şeklinde konuştu.

“Bizimkinin şehit hali bile her zamanki gibi gülümsüyordu” diyen Özdil, şehidin gözünden yaş geldiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: “Bedenini yüzünü sildiler gözünden yaş geldi. Bir daha kuruladım gene yaş geldi. Devre arkadaşı da armalı kendini daha fazla tutamadı onun da gözyaşları boşaldı.”

İmamın şehidin arkadaşını teselli ettiğini söyleyen Özdil, “Şefkatli elini koydu merak etme gözü arkada kaldı diye düşünme. İçin rahat olsun bırak gözündeki sakın cennetlik alameti dedim İçin rahat olsun bırak gözündeki yaş kalsın arkadaşınız size cennetin kapısına açtı dedi ve sonra bitirdiler yıkamayı” ifadelerini kullandı.

YENİDEN EZAN OKUNDU

Özdil daha sonra, PKK yüzünden ezan okunmayan Ulu Cami'de yeniden yeniden ezan okunmaya başladığını söyledi.

yilmaz.jpg

Editör: Kerim Öztürk