1999-2002 arası PKK Terör örgütü eylemleri neredeyse sıfırlanmış gibiydi. PKK’ya karşı en çok operasyon yapan komutanların başında gelen Orgeneral Necati Özgen Paşa PKK’nın başı olan Öcalan’ı, Harp Akademileri Komutanlığı döneminde görmek isteyen Orgeneral Necati Özgen, iki general ile birlikte İmralı’ya giderek Terörist başına teröristlerin ülkemizi terk etmesini emri ültimatomundan sonra teröristler Irak’a geçmişlerdi.

İktidara tek başına gelen AKP zamanında ABD’nin Irak’ı işgaline verdiği destek sonucunda Irak’ın işgali sonrasında oluşan boşluktan ABD’nin de desteği ile yurt dışındaki PKK’lı teröristler ülkemizde tekrar eylem yapmaya başladılar. AKP’nin tavizkar ve o zamanlar aklında olan yerel yönetim ve eyalet sistemi anlayışına yol vermek için takip ettiği yönetim şeklinden dolayı Türkiye çok büyük bedel ödemek zorunda kalmıştı. Sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizde değil; Karadeniz ve İç Anadolu Bölgelerimizde de PKK eylem yapar hale geldi.

Türkiye birçok görevli ve sivil vatandaşını PKK terör örgütünün eylemleri sonucu şehit olmaya başlamıştı. 2008'li yıllarda iktidarın PKK ile görüştüğü ortaya atılmıştı. Başbakan Erdoğan “PKK ile görüşme yapabilecek cibilliyette kişiler değiliz.  Bu iddia edenler ispat etmezlerse alçak ve namussuzdurlar” demişti.

Daha sonra İngiltere yönetiminde PKK ile yapılan Oslo görüşmelerini PKK’nın deşifre etmesiyle millet PKK ile görüşüldüğünü öğrenmişti. İktidar o dönemde biz değil MİT görüştü ifadesiyle milletin tepkisinden kurtulmak istemişti.

MHP, Erdoğan'ı Kandille ortak hareket etmekle suçlamıştı. İktidarın Öcalan Canisini asmadığının hesabını sormak için Erzurum’da ip atmıştı.

İktidar ile İmralı, HDP, Kandil aralarında görüşmelere hız verildi. Bizlerin ihanet süreci dediğimiz İktidar, HDP ve PKK’nın çözüm süreci dediği süreç başladı. 50.000 kişinin katili Öcalan itine iktidar mensupları tarafından övgüler dizilmeye başlandı. Hatta Öcalan’ın gençliğinde namaz kıldığını söyleyebilecek kadar çirkinleşen övgüler yapıldı. Türk Milletinin tepkilerine karlı Erdoğan ben bu sürece gövdemi koydum. Ya birlikte oluruz ya da birlikte yok oluruz(Süreci Türk Milletine ve devletini çok pahalıya mal olmuş. En seçme asker ve polislerimizden 800ye yakını şehir olmuş binlerce yaralı olmuş. Birçok sevil insanımız ölmüştür. Birçok binalar çatışmalarda yıkılmıştır. Yıkılan binalar devletin parasıyla tekrar yapılmıştır. Süreç başarısız olmasına rağmen bu sürece gövdesini koyduğunu söyleyen başbakan cumhurbaşkanı olarak tek başına ülkeyi yönetmeye devam etmiştir) demişti.

PKK Özyönetim adı altında kasaba ve şehirlerde devletin araçları ile devlete karşı barikatlar kazmıştı. Kendi idari sistemini kurmuştu.

MHP, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan'ın PKK ile ortak hareket ettiği için cumhurbaşkanı olamayacağını iddia etmişti.

Dolmabahçe Sarayında İktidar ile HDP heyetleri Öcalan Canisinin belirlediği açıklamayı okumuştu.

Haziran 2015 Seçimlerinde millet bunun hesabını AKP'den sorunca Erdoğan Hendek Harekâtlarını başlatmıştı...

Erdoğan televizyonlarda  çözüm sürecinde PKK'nın kendilerini aldattıklarını ifade ederek o dönemlerde valilere PKK’ya operasyon yapma izni vermediğimiz için güçlendiler itirafını yapmıştı.

AKP ve MHP'nin gözbebeği İç İşleri Bakanı S. Soylu Türkiye'deki bütün PKK'lıların sayısının 60-70 arasında olduğunu artık yurt içinde eylem yapacak elaman bulamadığını ve teröristlerin ayakkabı numarasına kadar bildiklerini ifade etmişlerdi. Ve bu ifadeler Cumhur İttifakı üyeleri tarafından çılgınca alkışlanmıştı.

Bahçeli, “Kılıçdaroğlu iktidar olduklarında Terörist Demirtaş’ı, Saros’çu O. Kavala’yı serbest bırakacakmış, sorarım sana Öcalan Canisini de serbest bırakacak mısın? Fetöcüleri salacak mısın, teröristleri topluca cezaevinden çıkaracak mısın?” demişti.

Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür

Cumhur İttifakı ortaklarından HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ise, terörist başı Öcalan ile devlet yetkililerinin 1 yıldır görüştüğünü açıkladı.

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Ekim 2024'te Öcalan için çağrı yaparak, "Tecridi kaldırılsın ve TBMM'de DEM sıralarına katılıp silah bıraktığını ilan etsin ve umut hakkından yararlansın" demişti.

İktidar bu çağrıya temkinli yaklaşmıştı. AKP Sözcüsü bu çağrıdan Erdoğan'ın haberi olmadığı ve Bahçelinin kendi kararı olduğunu söylemişti.

Daha sonra Erdoğan;, Bahçeli'nin sözlerinin ülke için önemli bir çağrı olduğunu ifade ederek bu konu üzerinde çalışma başlattıklarını söylemişti.

Muhalefet, iktidar ile Öcalan arasında görüşmelerin çok önceden başladığı iddiasını, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) ise Öcalan'ın PKK'ya silah bırakma çağrısının ardından muhalefetin iddialarını yalanlamıştı.

2009'lu yıllarda iktidarın PKK ile görüştüğü ortaya atılmıştı. Başbakan Erdoğan bu iddia edenler ispat etmezlerse alçak ve namussuzdurlar demişti.

MHP, Erdoğan'ı Kandille ortak hareket etmekle suçlamıştı. İktidarın Öcalan Canisini asmadığının hesabını sormak için Erzurum’da ip atmıştı.

PKK Özyönetim adı altında kasaba ve şehirlerde devletin araçları ile devlete karşı barikatlar kazmıştı. Kendi idari sistemini kurmuştu.

MHP, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan'ın PKK ile ortak hareket ettiği için cumhurbaşkanı olamayacağını iddia etmişti.

Dolmabahçe Sarayında İktidar ile HDP heyetleri Öcalan Canisinin belirlediği açıklamayı okumuştu.

Haziran 2015 Seçimlerinde millet bunun hesabını AKP'den sorunca Erdoğan Hendek Harekâtlarını başlatmıştı...

Erdoğan televizyonlarda çözüm sürecinde PKK'nın kendilerini aldattıklarını ifade ederek o dönemlerde valilere PKK’ya operasyon yapma izni vermediğimiz için güçlendiler itirafını yapmıştı.

2014 Kobani’ye yardım edilmediği bahane ederek halkı sokağa davet eden HDP Genel Başkanı Demirtaş’ın çağrısı sonucu:

Çıkan olaylarda göstericilerin bir kısmının sivil halka saldırılar gerçekleştirmesi ve birçok kamu binasının yanında ev, işyerleri ve taşıtların yakılması nedeniyle pek çok ilde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 7-12 Ekim 2014 tarihleri arasında Kobani eylemlerinde ülke genelinde 46 kişi öldü, 682 kişi yaralandı ve 323 kişi tutuklandı. Anadolu Ajansı'nın verilerine göre de 1113 bina hasar gördü. Olaylarda öldürülen kişilerin arasında 16 yaşındaki bir lise öğrencisi olan Yasin Börü de bulunuyordu.

Çözüm süreci devam ettiği için susan iktidar Haziran 2007 seçim yenilgisinden sonra çözüm sürecini bitirince. 4 Kasım 2016'da HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve dokuz HDP'li milletvekili ile birlikte "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak", "terör örgütü üyesi olmak", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "örgüt adına suç işlemek" iddialarıyla gözaltına alındıktan sonra tutuklanarak Edirne F Tipi Cezaevi'ne götürüldü.

AKP ve MHP'nin gözbebeği İç İşleri Bakanı S. Soylu Türkiye'deki bütün PKK'lıların sayısının 60-70 arasında olduğunu artık yurt içinde eylem yapacak elaman bulamadığını ve teröristlerin ayakkabı numarasına kadar bildiklerini ifade etmişlerdi. Ve bu ifadeler Cumhur İttifakı üyeleri tarafından çılgınca alkışlanmıştı.

Bahçeli, “Kılıçdaroğlu iktidar olduklarında Terörist Demirtaş’ı, Saros’çu O. Kavala’yı serbest bırakacakmış, sorarım sana Öcalan Canisini de serbest bırakacak mısın? Fetöcüleri salacak mısın, teröristleri topluca cezaevinden çıkaracak mısın?” demişti.

Cumhur İttifakı ortaklarından HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ise, teröristbaşı Öcalan ile devlet yetkililerinin 1 yıldır görüştüğünü açıkladı.

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Ekim 2024'te Öcalan için çağrı yaparak, "Tecridi kaldırılsın ve TBMM'de DEM sıralarına katılıp silah bıraktığını ilan etsin ve umut hakkından yararlansın" demişti.

İktidar bu çağrıya temkinli yaklaşmıştı. AKP Sözcüsü bu çağrıdan Erdoğan'ın haberi olmadığı ve Bahçelinin kendi kararı olduğunu söylemişti.

Daha sonra Erdoğan;, Bahçeli'nin sözlerinin ülke için önemli bir çağrı olduğunu ifade ederek bu konu üzerinde çalışma başlattıklarını söylemişti.

Muhalefet, iktidar ile Öcalan arasında görüşmelerin çok önceden başladığı iddiasını, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) ise Öcalan'ın PKK'ya silah bırakma çağrısının ardından muhalefetin iddialarını yalanlamıştı.

Cumhur İttifakı ortaklarından HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ise, teröristbaşı Öcalan ile devlet yetkililerinin 1 yıldır görüştüğünü açıkladı.

Barzani'ye yakınlığıyla bilinen Rudaw'a konuşan Yapıcıoğlu, şöyle devam etti:

“Yaklaşık bir yıldır Türkiye devleti ile Abdullah Öcalan görüşmeler yapıyor, birbirleriyle temas halindeler ve bu konular hakkında konuşuyorlar. Abdullah Öcalan’a giden heyetlerin de kendisine gerekli bilgileri ve detayları aktardığını düşünüyorum. Bu mesele mutlaka konuşulmuştur. Silahlar nereye bırakılacak? Kim bırakacak? Silah bırakanlar nereye gidecek? Bunlar mutlaka ele alınan konulardır. Belki bir mekanizma üzerinde çalışılıyordur.

Bu hesaba göre Mart yerel seçimlerden önce PKK ile İktidar görüşüyordu. Cumhur İttifakı, bir taraftan da muhalefeti DEM'le ortak olmakla suçluyorlardı.

Barzani'ye yakınlığıyla bilinen Rudaw'a konuşan Yapıcıoğlu, şöyle devam etti:

“Yaklaşık bir yıldır Türkiye devleti ile Abdullah Öcalan görüşmeler yapıyor, birbirleriyle temas halindeler ve bu konular hakkında konuşuyorlar. Abdullah Öcalan’a giden heyetlerin de kendisine gerekli bilgileri ve detayları aktardığını düşünüyorum. Bu mesele mutlaka konuşulmuştur. Silahlar nereye bırakılacak? Kim bırakacak? Silah bırakanlar nereye gidecek? Bunlar mutlaka ele alınan konulardır. Belki bir mekanizma üzerinde çalışılıyordur" dedi.

Bu hesaba göre Mart yerel seçimlerden önce PKK ile İktidar görüşüyordu. Cumhur İttifakı, bir taraftan da muhalefeti DEM'le ortak olmakla suçluyorlardı.

Bahçeli dün terörist dediği Si Demirtaş’ı arayıp görüştü. Bu gün de ilk çözüm sürecinde demediğini bırakmadığı o zamanki Öcalan ile görüşen heyetteki Pervin Buldan’ı arayıp konuştu...Ama Bahçeli, kendini o makama getiren ülkücüleri ve o makamda kalması için mücadele ederek çeşitli fedakârlık yapan hiç bir ülkücüyü aramamıştır...

Zaten bu memlekette, kim devletin sistemini değiştirmek için silahlı veya silahsız mücadele ediyorsa, kim her çeşit bölücülük yaparken bu milletin askerine, polisine, milli, manevi değerlerine milli birliğine saldırıyorsa her zaman sözü kıymet görüyor...

Bu milleti, hiç aldatmaması gereken, Müslümanım diyenler, milliyetçiyim diyenler, yerli ve milliyim diyenler hiç aldatmaması gereken zor anlarda bile aldatmıştır. Türk Milletinin umut olarak gördüğü bir çok hareket milletin önünde en büyük engel teşkil etmişlerdir...

Büyük Türk Milletinin umutlarını toprağa gömenlerin her iki cihanda da burunları sürtülsün inşallah. Bu milletin aleyhine çalışanlara hakkımız haram olsun...

Ve ben siyasal yalancılardan tiksiniyorum utanıyorum. Samimi bir ülkücü olarak siyasetle arama engel koyuyorum....

Mehmet ARSLAN / Eğitim Yönetimi Ve Planlama Uzmanı

Editör: Kerim Öztürk