İsrail, Humus’da T4 ve Palmira hava üslerini ve Hama’daki havaalanını vurdu. Bu saldırılar, Ankara'nın Washington'a Suriye'de askeri varlığının İsrail'i tehdit etmek için tasarlanmadığı konusunda güvence verme çabalarına rağmen gerçekleşti. Esasında İsrail’in bu saldırısı Türkiye’nin Suriye’de genişleyen askeri varlığının kabul edilmeyeceği yönünde sert bir mesajdı.

1. Bu saldırı Türkiye’ye ve HTŞ’ye yönelik çok sert mesaj olmasına rağmen hem Türkiye hem de HTŞ sessiz kaldı.

2. HTŞ meşruiyet kazanmak ve ABD’nin desteğini alabilmek veya en azından düşmanlığını kazanmamak için 8 Aralık 2024’ten beri İsrail’in Suriye’nin askeri kapasitesini yerle bir etmesine sesini çıkarmıyor. Halbuki bu askeri kapasite Esad’ı devirdiklerinden beri kendine ve yani yeni Suriye’ye ait.

3. Türkiye’yi yöneten iktidar ebedi Cumhurbaşkanlığına ulaşmak ve bu maksatla muhalafete karşı sürdürdüğü antidemokratik ve gayri hukuki operasyonlara karşın sessiz kalan ve hatta desteğini aldığı ABD yönetimini kızdırmamak tepki veremiyor.

Orta Asya’da Güney Kıbrıs’ı tanıma yarışı Orta Asya’da Güney Kıbrıs’ı tanıma yarışı

4. Esasında Suriye’yi altın tepsi içinde İsrail’e armağan eden Türkiye’yi yöneten iktidar oldu. Bu yolda kaynaklarını tüketti, hala tüketiyor, başını belaya soktu ve hala sokmaya devam ediyor.

5. Esad’ın devrilmesiyle birlikte İsrail kendisine düşman olan son Arap Ordusundan da kurtulmuş oldu.

6. Ayrıca yeni durum İsrail’in Suriye içinde İşgali genişletmesine ve yeni tampon bölgeler kurmasına imkân verdi.

7. Artık İsrail Suriye’de kalıcıdır işgal ettiği ve tampon bölge ilan ettiği coğrafi alanları zaman içinde ilhak edecektir.

8. İsrail güneyde Dürzileri ve kuzeyde Kürtleri müttefik olarak görmektedir.

9. İsrail Suriye merkezi hükümetinin iç güvenlikten öteye güçlü bir silahlı kuvvetlere sahip olmasını istememektedir.

10. İsrail tehdit gördüğü anda Suriye’nin her yerini vurabilmek için karşısında güçlü bir hava savunmasının da olmasını istemiyor.

11. İsrail Esad’a karşı sürdürülen mücadelede HTŞ’ye ve öncülü El Nusra’ya destek vermesine rağmen yeni Suriye’de HTŞ’ye güvenmiyor, Türkiye eliyle HTŞ’nin güç kazanmasını istemiyor, HTŞ’yi terörist olarak görüyor ve HTŞ’nin varlığını saldırılarının meşruiyeti olarak değerlendiriyor.

12. İsrail Rusya’nın üsler marifetiyle Suriye’de kalmasını kendi çıkarları açısından olumlu olarak değerlendiriyor.

13. İsrail yeni Suriye’de Türkiye’yi İran’ın yerini alan ve her an düşman konuma evrilebilecek rakip olarak görüyor.

Sonuç olarak;

Türkiye’nin Suriye’de askeri varlığını genişletmesi ve HTŞ ile çok sıkı fıkı görünmesi ülkemizin çıkarları ve güvenliğine bodoslamadan karşıttır. Ayrıca İran’ın nükleer ve balistik füze kapasitesinin kısıtlanması ve bu maksatla denetlenmesi için masaya oturmaması durumunda iki ay içinde İsrail ve ABD’nin İran’a yönelik askeri müdahale yapabileceği göz önünde alındığında Suriye’de varlığımızın genişletilmesi Türkiye’yi bu savaşın içine çeker. Son bir aydır ABD’nin bölgeye kaydırdığı askeri kapasitesi İran’ı yönelik askeri müdahale olasılığını çok arttırmıştır. 7 Nisan 2025 tarihinde Netanyahu Washington’da Trump ile Gazze, İran, Türkiye’nin Suriye’deki faaliyetleri ve tarifeler konusunu masaya yatıracaktır.”

Türker Ertürk

(Parti gözlüğünüzü çıkarın, nefsinizi ayaklar altına alın ve objektif değerlendirin , ülkenin geleceği tehlike altında)

Editör: Kerim Öztürk