A Milli Kadın Basketbol Takımı’nın genç yıldızı Tuğçe Canıtez, Basketbol Federasyonu'nun internet sitesine verdiği röportajda Rio Olimpiyat Oyunları'ndaki hedeflerini açıklarken, kendini ve basketbola başlama hikayesini de anlattı. Basında ve sosyal medyada hakkında çıkanlara hiç itibar etmediğini, sıkıldığı için kitap okumadını da belirten Tuğçe Canıtez, "Kitap okumayı sevmiyorum açıkçası. Sıkılıyorum. Bu yüzden daha çok dizi ve filmleri izlemeyi tercih ediyorum." dedi.
Hep çılgın bir yanının olduğunu belirten Tuğçe Canıtez, doğum tarihinin Türkiye için çok önemli bir güne geldiğinden kutlamayı hiç doğduğu gün yapmadığını ve bir hafta sonra doğum gününü kutladığını söyledi. Doğum günü 10 Kasım 1990 olan Tuğçe Canıtez, "Türkiye için çok anlamlı bir gün. Atatürk’ün ölüm tarihi. Yolda giderken saat 9’u 5 geçe saygı duruşu yapılıyor ve arabalar durup, klaksonlarını çalıyorlar ya 2 dakika süreyle. Böyle bir günde doğum günümü kutlamıyorum. Ardından gelen ilk hafta sonu kutluyorum." dedi.
İşte Tuğçe Canıtez'in Basketbol Federasyonu'nun internet sitesine verdiği röportajın detayları:
İlk önce şunu sorarak başlayayım; Bahar da sen de İzmirli’sin. İkinizde Ceyhan’a giderek profesyonel kariyerinize başlıyorsunuz. Neden Ceyhan? Ceyhan’da altın madeni mi var?
- Ceyhan o dönem kadın basketboluna büyük bir yatırım yapıyordu. İzmir’e gelerek 8 kız aldılar sanırım. Bir de ben oraya gitmeden Bahar’ı tanımıyordum. Orada tanıdım. Kadere bakın ki şimdi ikimiz de Milli forma için ter döküyoruz. Ceyhan'da herkesin düşüncesi basketbol oynamaktı. Babam da benim her zaman iyi bir sporcu olmamı isterdi. İzmir’de oynarken her maçıma da gelirdi zaten. Ceyhanlı yöneticiler gelip ailemle konuştular. Ailem onlara güvendi. Orada basketbolumu daha da geliştireceğimi ve daha iyi olacağımı düşündük. İzmirli 8 oyuncu Ceyhan’da aynı apartmanda evlere dağılmıştık. Benim ev arkadaşım da vardı. Bayağı bir cümbüş oluyordu.
Doğum günün 10 Kasım. Yani anlamlı bir gün. Atatürk’ün ölüm tarihi. Senin için ne ifade ediyor bu tarih?
- Yolda giderken saat 9’u 5 geçe saygı duruşu yapılıyor ve arabalar durup, klaksonlarını çalıyorlar ya 2 dakika süreyle. Böyle bir günde doğum günümü kutlamıyorum. Ardından gelen ilk hafta sonu kutluyorum.
Kasım doğumlusun, Akrep burcusun. Koyu bir akrep misin?
- Ben kendimi akrebe benzetemiyorum. Akrep fesattır, sinsidir vesaire. Ben de bu huylar yok.
İsminin anlamını biliyor musun? Böyle merakların var mıdır?. (Tuğçe – Türkçe ve Farsça’dan ortak gelme bir isim. Cennetteki Tuğba ağacının kollarından biri demekmiş)
- Ben de meraklıyım ve araştırdım. İlk olarak anneme sorduğumda 'Baştacı demektir' dedi. Araştırdım, öyle olmadığını gördüm (gülüyor) Ama sonuçta annem ve babam bu niyetle koydukları için ben de o anlamda algılıyorum.
Türkiye’de nüfusa kayıtlı, ismi Tuğçe olan kaç kişi var biliyor musun? (62 bin)
- Benim yaş grubumda çok var. O dönem Tuğçe ismi bayağı bir modaymış. Bayağı bir çoğunluk yeni doğan kızına Tuğçe ismini koymuş.
İsmi Tuğçe olanlar pembe rengi çok severmiş. Senin favori rengin ne? Örneğin kıyafet alırken nelere çok dikkat edersin?
- Moru çok severim. Özellikle oje kullanırken. Tabii yeşil ve bordo rengi.
Göründüğü kadarıyla çok sessiz sakin birisin. Hep böyle misin, yoksa bu Tuğçe’nin dışında çok farklı bir Tuğçe mi var?
-Tabii ki çılgın bir yanım var. Ama öyle çok fazla ortamlarda konuşan biri değilim. Konuştuğum zaman da ne kadar eğlenceli biri olduğumu yakın çevrem bilir.
''20 YAŞINDA TEK BAŞIMA CEYHAN'DAN ABD'YE GİTTİM''
Maceracı bir ruha mı sahipsin?
- Evet diyebilirim.. Daha 20 yaşında tek başıma Ceyhan’dan ABD’ye gittim. Bundan daha büyük bir macera olur mu?.
Aslında senin karakterin bir anlamda isminde de gizli. Tuğçe isimliler duygularını zor anlatan, durgun, sıkıntılardan kurtulmak için mücadele eden kişilerden oluşuyormuş. Sen bu bilimsel olmayan araştırmaya uyuyor musun?
- İlk kez duyuyorum… Ama öyle değilim galiba.
Maçlara çıkarken bir uğurun varmış. Uğurlu saydığın tayt ve büstiyerle çıkıyormuşsun. Eğer o maç senin için kötü geçerse bir sonraki maç yenilerini kullanıyormuşsun?. Doğru mu?
- Eskiden öyleydi. Zamanla batıl itikat olduğuna inandım vazgeçtim. Sonra oje sürüp çıkmaya başladım. Öyle ki bazen maça çıkarken soyunma odasında bile oje sürdüğüm olmuştur.
Her kötü sonuç sonrasında yeni bir tayta para harcamaktan sıkılmış olmayasın?
- Hahaha. Vallahi haklısın. Bütün taytlardan soğudum bir anda (Gülüyor)
Sosyal medya hesapların var ama örneğin twitterde hiç twit atmamış gözüküyorsun. İnstagramda da hesabın korumalı. Kimden ya da kimlerden koruyorsun?. Yoksa seni takip etmesini istemediğin biri ya da birileri mi var?
- Twitter hesabını ben açmadım benim adıma arkadaşım açtı. Çünkü o zamanlar bayağı popülerdi. Arkadaşım başta kendisi olmak üzere 2 yakın arkadaşını daha takibe almış. Ben hiç kullanmadım, doğal olarak da hiç twit atmadım. İnstagramda ise fanların takip isteklerini kabul ediyorum. En azından kimdir, kimin nesidir bakıp öyle onaylıyorum.
Hakkında yazılan övgü ya da eleştirileri okur musun?. Bunlar seni nasıl etkiler?
- Bu konuda çok vurdumduymazım. Hiç okumam, dikkat etmem. Kafama da takmam.
''ABD'DEN BAŞKA SEÇENEK KALMADI''
Basketbolun Amerika’da gelişti diyebilir miyiz?. Örneğin Kolej liginde o kadar başarılısın ki toplamda 3 kez haftanın oyuncusu seçilmişsin. 2011’de NCAA Junior College Al-Amerika en iyi 5, NAIA Division yılın oyuncusu ödülün var. Şampiyonlukların var.
- Aslında benim kafamda Amerika olayı hiç yoktu. Ancak Ceyhan’la sözleşme konusunda anlaşamadık. Onlar 5 senelik kontrat imzalamak istiyorlardı benle. Ben 5 senelik imza atmak istemedim. Ceyhanlı yöneticiler ‘İlla da burada kalacaksın’ dediler. Bana basketbolumu geliştirmek için ABD’den başka bir seçenek kalmadı. Hem eğitim açısından, hem de basketbolumu geliştirmek açısından ABD fikri mantıklı geldi. İzmir’de basketbol antrenörü olan bir komşumuz vardı. O bana gitmem konusunda yardımcı oldu. ABD’ye gittim, burslu okudum. Basketbolumu da geliştirdim.
Alt yapı milli takımlarında da çok başarılısın. 2010’da U20 Ümitler Avrupa Şampiyonası’nda toplamda 9.9 ribaunt ortalaması ile şampiyonanın en iyi ikinci oyuncususun.
- İzmir'deyken daha Ceyhan'a gitmeden Yıldız Milli Takıma çağrılmıştım. Yıldız, Genç ve Ümit Milli Takımları'ndan her zaman yer aldım. Hatta Ceyhan’dan sonra 1 yıl boşta kaldım yine çağrıldım. Milli Takım beni gerçekten çok destekledi. Amerika’da okurken ve kolej takımında oynarken A Milli Takıma da çağrıldım. Bir seferinde milli takıma gelip 2 maç oynayamayacağımı, okul nedeniyle geri dönmem gerektiğini bildikleri halde kadroda yer almıştım.
''ÖNÜNE YABANCI OYUNCU GELİNCE SÜREN DOĞAL OLARAK AZALIYOR''
Türkiye’ye ilk geldiğin gündeki Tuğçe ile bugünkü Tuğçe arasında ne fark var? Önce oyun anlamında sorayım. Sonra da günlük yaşantı.
- Oyun anlamında ABD’de daha çok oynuyordum. Buraya geldim süre alamadım. 4 numaraya göre kısa kalıyorum. Hoca beni geçen sezon 3 numarada oynattı. ABD’de de 3 numara oynadım. Bir de önüne yabancı oyuncu gelince süren doğal olarak azalıyor.
Bugüne kadar oynadığın en iyi ve en kötü maçını hatırlıyor musun?
- ABD’de son senemde Wesmont Koleji ile şampiyon olduğumuz maçı unutamıyorum. Kötü olarak da Fenerbahçe’ye geldiğim ilk sezon (2013) Beşiktaş maçını çok kötü oynamıştım.
Tutumlu musun? Yoksa kazandığın parayı harcar mısın? Ev, arsa, araba gibi yatırımların var mı?
- Tutumluyumdur. Değişik yerlere yatırım yaparım.
Alışverişe çıktığında en çok ne alırsın?
- Her şeyi alırım. Kıyafet öncelikli tabii. Ayakkabı numarası bulunmadığından mağazadan alamıyorum. Alışveriş sitelerinden getirttiriyorum. Yurt dışından topuklu ayakkabı alırım. Acayip topuklu ayakkabılarım var. Arkadaşlarım, ‘Kız bu boyla topuklu giyilir mi?’ diye takılıyorlar.
Nelerden hoşlanır, nelerden hoşlanmazsın?
- Dizi film izlemekten hoşlanırım. Bir de macera olan her şeyden hoşlanırım.
Dizi film deyince favori bir dizin vardır her halde?
- Türk dizisi olarak Kiralık Aşk. Yabancı dizi olarak Vikingler ve Power’i izlerim.
Canını en çok ne sıkar?
- Aileme bir şey olursa.
Hayatta asla yapmam dediğin neler olabilir?
- Yok. Şunu yapmam dediğim bir şey olmadı bugüne kadar.
Yardımsever misin?. Örneğin bir arkadaşın geldi, 'Tuğçe zor durumdayım. Ne olur Yüzbin lira versene' dedi. Hemen verir misin? Yoksa 'Vallahi bende de yok' deyip geçiştirir misin?
- Yardımseverimdir. Ama tabii parayı vereceksem, önce onun ihtiyacı olup olmadığını bilmem, araştırmam lazım. Elimden geldiği kadar herkese yardımcı olmaya çalışırım.
Evde tek başına mı yaşıyorsun?
- Evet tek başına yaşıyorum.
Ailen bildiğim kadarıyla İzmir’de. Bir de kaç kardeşsiniz?
- Evet İzmir’deler. Annem, babam bir de ablam var. Kız evlat olarak babama çok düşkünüm.
Ev işlerinde becerikli misin? En güzel yaptığın ev işi ne?
- Çoğu zaman kendi ev işimi kendim yaparım. Bir sporcunun en çok dikkat etmesi gereken şey beslenmedir. Dışarıdan sürekli yemek söylemek zor oluyor. Çünkü ne geldiği de belli değil. Yemeklerimi kendim yapmaya çalışırım. Mercimek çorbası, mücver, klasik tavuk yemeklerini iyi yaparım.
"KİTAP OKUMAYI SEVMEM, DİZİ FİLM İZLEMEYİ TERCİH EDERİM"
Kitap okumayı sever misin? En son ne zaman kitap okudun?
- Sevmiyorum açıkçası. Sıkılıyorum. Bu yüzden daha çok dizi ve filmleri izlemeyi tercih ediyorum.
Fal falan baktırır mısın?. Fala inanır mısın. Baktırıp da hiç çıkan bir şey oldu mu?
- Bugüne kadar falcıya hiç gitmedim. Şu telefon uygulamalarında falcı bacı programı var. Genelde kahveyi içip, fincanın resmini ona gönderirim. Ama bugüne kadar tutan hiçbir şey görmedim.. Fala inanmam.
Basketbolun dışında sevdiğin başka bir spor dalı var mı?
- Bütün spor dallarını severim. Ama voleybol ve kick boks izlemekten ayrı zevk alırım. Bir de şu aralar oda arkadaşım Esra (Ural) ile televizyonda Fransa Bisiklet Turu izliyoruz.
Fenerbahçe’de ya da Milli Takım’da en iyi anlaştığın arkadaşın kim?
-Esra ile aram çok iyi. Ne de olsa Yıldız Milli Takımı’ndan bu yana birlikteyiz. Onun dışında Quanitra ve Olcay’ı da sayabilirim.
Bu senin üst üste ikinci olimpiyatın. Düşüncelerini öğrensem.
- A Milli Kadın Basketbol Takımı olarak tarih yazmaya devam ediyoruz. Olimpiyatlarda oynamak, yer almak her sporcunun hayalidir. Biz ikinci kez orada olacağız. Elimizden geleni yapacağız. İnşallah başarılı bir sonuçla da döneceğiz.
Nevriye olimpiyat sonrası basketbolu bırakıyor. Zamanla Şaziye, Şebnem, Birsel ve Işıl da bırakacak. Sen kadın basketbolunun geleceğini nasıl görüyorsun?
- Şu an belki gençler olarak Milli Takım’da çok süre alamıyoruz ama süre aldığımızda her genç oyuncu elinden geleni yapıyor. Ablalarımız bıraktıktan sonra da başarıların devam edeceğine inanıyorum.
Editör: TE Bilisim