Turgay Şeren için Türk Telekom Arena'da düzenlenen törende efsane kalecinin oğlu Emre Şeren, Cihan Haber Ajansı mikrofonlarına özel açıklamalar yaptı.

Emre Şeren, öncelikle Turgay Şeren'e Atatürk tarafından 'Türkay' ismi verilmesinin hikayesini şu sözlerle anlattı:

"Babamın hayat hikâyesini bilirsiniz. 15 Mayıs 1932'de Ankara'da doğuyor ve Atatürk'ün müşaviri olan babamın babası sayesinde Atatürk geliyor, 'Bu çocuk Türkiye'de herhangi bir alanda da olsa liderlik yapacak bir adam olacak. Sen bunu böyle yetiştireceksin. Ona göre. İsmini de ben Türkay koyuyorum.' diyor. Babam da Türkay ismine layık oldu diye düşünüyorum. Çünkü 35 kere milli takım kaptanlığı, 18 sene hem milli takımda, hem Galatasaray'da kaptanlık ve kalecilik. Bence gerçekten de hak etmiş bu ismi."

Turgay Şeren'in örnek kişiliğinin Türk futboluna, sporculara, kısacası herkese örnek olması gerektiğini ifade eden Emre Şeren, "İnşallah babamın ölümü türk futbolundaki kavgaların bitmesi için bir vesile olur" dedi. Emre Şeren sözlerini şöyle tamamladı:

"Babamın vefatından sonra hem Fenerbahçe, hem Beşiktaş, hem de diğer kulüpler güzel mesajlar yayınladılar. Belki de bu sayede bir dostluk ortamının kurulmasını sağlayabilir babamın ölümü. Belki bazı şeyleri hatırlatabilir insanlara. Çünkü babam her zaman şunu derdi; 'Kardeşlik, dostluk sporda en önemli şey o' derdi. Bu düşmanlıklara, bu kavgalara gerçekten hiç anlam veremezdi. Hatta eskiden televizyonlara da çıkardı ancak televizyonlara çıkmayı bu yüzden bıraktı. Çünkü insanlar oraya çıkıp kavga ediyorlardı artık. Kavga etmektense, 'Ben bu ortamda bulunmak istemiyorum' dedi ve kendisini çekti. Bir daha da hiç çıkmadı. Bu kavga, gürültü bitmeli. Şu andaki sporcular kendi imkânlarının farkında olmalılar. Eğer farkında değillerse, geçmişe dönüp bakmalılar. Babamlar mesela yokluk içinde neler var etmişler. Taşta, beton zeminde antrenman yaparlarmış. Metin Oktay'lar, Coşkun Özarı'lar hepsi bu zeminlerde büyümüşler, o zeminlerde yetişmişler ve bir yerlere gelmişler. Şimdikilere bakıyorsunuz, çim sahalar var, her türlü ayakkabılar var, her türlü toplar var. Yani bu kadar fırsat var, sonuca bakıyorsunuz sonuç yok. O yüzden biraz geriye dönüp bakmalıyız. Hangi koşullarda neler yapmışız, biz bu koşullarda neleri yapamıyoruz onu görmemiz lazım. Babam hep kalecilere ve futbolculara, 'Elinizdeki imkânları bilin' derdi. Bunu bence diğer futbolcular miras olarak almalılar ve kulüpler de kardeşlik ortamı olması gerektiğini almalılar kendilerine. Bu düşmanlığın, bu kavgaların bitmesi lazım."
Cihan
Editör: TE Bilisim