Şafak sökerken minarelerden okunan Ezanlar şehrin üzerinde dalga dalga yayılırken uykudan uyanan tek tük insanlar sabah esen seher yelinden faydalanmak, ilahi emre uyarak sıcak yataklarından kalkıp huşu içinde abdestlerini alıp boş, sakin sokaklara çıkıp camilerin yolunu tutuyorlar...
İşte böyle bir anda Aşağı Mumcudan sokağa çıkıp şimdilerde yıkılan Verem Savaş Binasının önünden geçip Pelit Meydanından Bakırcı Cami önünden Taş Hana doğru yürürken sokaklar boş ve sessiz...
Birden Osmanlı döneminde yapılmış ve 1963 yılına kadar aralıksız hafızlara, Kuran okuyan talebelere mekân olan Bakırcı Medresesi aklıma geldi.
Taş hanın kubbesi ve bacaları muhteşem görünüm sergilenirken 1902 yılında yapılan Sanayi Mektebinin silueti birden gözlerimin önünden geçti. Az ileride bugün olmayan tarihi mektep binasının nasıl yıkıldığı hatıralarımdan geçerken sabah namazına giden Aziziye Kuran Kursu öğrencilerinin Lala Paşa Camisine gidişlerini seyrettim.
Artık Cumhuriyet Caddesindeyim. Boş sokaklar, olmayan mahalleler bölgeyi ıssızlaştırılmış Caferiye Cami cemaatini bekliyor....! Az ileride Cimcime Hatun Kümbeti asırlar ötesinden selam gönderir bir halde....
İşte Ulu Cami. 1178 tarihinde Saltukoğulları tarafından yaptırılmış Anadolu Selçukluları döneminde en büyük Cami-i Kebir'i olma özelliğini taşıyor. Neler görmüş, neler yaşamış.... 1850'lerden sonra Osmanlı ordusunun silah, cephane ve erzak deposu olarak kullanılmış, işgal yıllarında Ruslar sonrasında Ermeniler aynı amaçla depo olarak kullanmışlar...!
Bakımsızlık, yorgunluk cami tavanı çökmüş 1957 yılında başlayan yenilemeyle cami bugünkü halinde inşa edildi. 1976 yılında yeniden ibadete iki asır sonra açılırken Prof. Dr. Muhammet Hamidullah ilk vaazı vermiş o gün orada ilk namazı kılan binlerce insandan biri olma onuruna erişmiştim.
Bu duygularla camiye girerken sessizlik karşıladı. Bu arada imamın okuduğu hatim cami duvarlarında yankılanırken bir zamanlar beş bin kişinin aynı anda namaz kıldığı mekânda otuz kişiden az olan cemaatte huşuyla okunan Kuran-ı Kerimi dinliyordu.
Müezzinin okuduğu iç ezanla sabah namazı eda edilmiş yaş ortalaması altmış üzerinde olan az sayıdaki cemaat ağır ağır evlerinin yolunu tutarken bende cumhuriyet caddesinin boş olmasından faydalanıp cadde boyunca araba gürültüsü olmadan evin yolunu tutarken asırların uğultuları, feryatları, sevinçleri gözlerimin önünden film şeridi şeklinde geçip gitti...
Birde Yahya Kemal Beyatlı'nın yazdığı Süleymaniye'de Sabah Namazı yazısı aklıma gelmiş yüreğim burkulmuştu.
Hayallerim, gördüklerim içimin cız etmesine sebep olmuştu. Bir zamanlar sabah namazında yüzlerce insanın namaz kıldığı Ulu Camide bir saf bile cemaat olmayışı, yaş ortalaması atmış üzeri olması ruhumda derin izler, acılar bıraktı.
Sadece Allah sonumuzu hayreyleye deyip evin yolunu tutarken Güneşte Palandöken tepelerinden şehri aydınlatmayı sürdürüyordu.
Abdurahman Zeynal / 26 Ağustos 2024