emrine amadeyiz baş eğip diz çökmüşüz
taht senin divan senin padişahım çok yaşa
ömrü sebil eyleyip boynumuzu bükmüşüz
han senin eyvan senin padişahım çok yaşa
evvel arındır bizi yıkayıp yunağında
sonra kat ayinine kutsal tapınağında
kınalanmış koçlarız bekleriz sunağında
can senin kurban senin padişahım çok yaşa
işimiz laf ü güzaf hünerimiz laklakta
hayatımız iki renk ya karada ya akta
göçebeyiz cihanda yaylakta ve kışlakta
mülk senin ferman senin padişahım çok yaşa
ver buyruğu anında sıraya diziliriz
kalburdan eleniriz imbikten süzülürüz
gezdir dövenlerini sap olur eziliriz
tec senin harman senin padişahım çok yaşa
kaval çal toplanırız korkunun ırmağına
sürüyüz sürtünürüz yaklaşıp çomağına
kırp, eğir yünümüzü sar dola yumağına
iğ senin kirman senin padişahım çok yaşa
torbamızda yemimiz eksik olmasın hele
nasır tutmuş sırtımız taşır dünyayı bile
sağlamdır yularımız ulaşır her menzile
yük senin kervan senin padişahım çok yaşa
senin günahın bizim ecrimizden evladır
gölgen hangi mekana düşer ise sıladır
başın gökten yücedir eteklerin yayladır
dağ senin duman senin padişahım çok yaşa
bir efsane değil bu biz katıksız gerçeğiz
her oyunda ebeyiz her ezgide köçeğiz
gönder arılarını has bahçede çiçeğiz
bal senin kovan senin padişahım çok yaşa
sen diz tekerlemeyi coşarak heceleriz
kıvrılır kerevete dizinde geceleriz
biz senin anlattığın masalda cüceleriz
dev senin orman senin padişahım çok yaşa
hümasın yüksekten uç konma alçak dallara
anlatmak muhal seni sığmazsın masallara
tanrı seçip göndermiş biz zavallı kullara
ruh senin ruhban senin padişahım çok yaşa
eksik olmasın asla başımızdan devletin
sensin tek sığınağı bu gariban milletin
kara kaplı kitapta saklıdır adaletin
nam senin ünvan senin padişahım çok yaşa
Talat ÜLKER