Sizlere Denizli tarihinin belki de en kanlı olayını aktaracağız. Pek çok Denizlili’nin belki ilk kez duyacağı bu olayı editörümüz Hüseyin Özgenç kaba hatlarıyla derledi.

Türk tarihi Türk tarihi

HİKAYEMİZ İŞGAL GÜNLERİNDE BAŞLIYOR
 
İzmir işgal edilmiş, Nazilli düşmüş ve Yunan Ordusu’nun Ege’nin içlerine doğru ilerlemesi sürüyordu. Güney ve Buldan da düşünce işgale karşı ilk mitingi düzenleyen Müftü Ahmet Hulusi Efendi, Yunan’ın Menderes’in bu yakasına geçmesinden endişeliydi.
 
HIRİSTİYAN NÜFUS ARTMIŞTI
 
Yunan’ın İzmir’den adım adım ilerlemesiyle mecbur göç eden Türk halk, Rum halkın geride kalarak Yunan askerine yardım etmesinden korktuğu için onları da göçe zorlayarak il sınırımıza kadar gelmişlerdi. O dönem Denizli’de 2 bin 500 dolayında olan Rum yurttaş nüfusu birden 7 bin 500’e kadar çıktı.
 
YUNAN’IN İLERLEMESİNE SEVİNENLER VAR

Bazı Rum vatandaşları, Yunan askerlerinin hızla ilerlemesine sevindi, hatta bazı yerlerde ‘sizi Yunan’dan biz kurtaracağız’ diye alay etmeye başladı. Hatta, Milli Mücadele’nin lideri Müftü Ahmet Hulusi Efendi’nin kellesinin sokaklarda gezdirileceği Rum halk arasında konuşuluyordu.
 
HER ŞEYİN BAŞLANGICI: HIRİSTİYANLARI GÖÇ ETTİRELİM!

Müftü Ahmet Hulusi Efendi ve şehir yöneticileri bir araya gelerek Rum halkın trenle Eğirdir’e gönderilmesini önerdi. Büyük tartışmalardan sonra durum kabul edildi ve Milli Mücadele’ye destek veren, bölgenin en güçlü efesi, (Denizli bölgesinin de sorumlusu olan ve Denizlili bürokratlar üzerinde de hayli etkili olan) Demirci Mehmet Efe’den yardım istendi.
 
SÖKELİ ALİ EFE VE KIZANLARI DENİZLİ’DE...

Müftü Ahmet Hulusi Efendi’ye ‘baba’ diye hitap eden Demirci Mehmet Efe, bu talep karşısında, sağ kolu olan Sökeli Ali Efe ve 20 kadar silahlı kızanını Denizli’ye gönderdi. Sökeli Ali Efe, Hıristiyan halkın naklini sağladı ancak bazılarının saklandığını öğrenince büyük olayların fitili ateşlendi.
 
ZEYBEKLER ZOR KULLANINCA ŞEHİR KARIŞTI

Sökeli Ali Efe, bazı Rumları saklandıkları yerlerden çıkarıp dövdü ve küçük düşürücü sözler sarf etti. Bu sırada şehir kaynadı. Aydın’dan gelen eşkiyanın evleri soyduğunu, kadınların taciz edildiği ve Tavas yolunu kestiği dedikoduları şehri hareketlendirdi.
 
SÖKELİ EFE’Yİ ÖLDÜRÜP CESEDİNİ AĞACA ASTILAR

Şimdiki Merkez Bankası’nın olduğu yerde bulunan belediye binasının önünde toplanan bazı Denizlililer, “Kuvayı Milliye’yi istemeyiz, zeybekleri istemeyiz, padişahımız çok yaşa’ sloganları eşliğinde toplandı. Bu gelişmeler üzerine silahlanan eşraf, Sökeli Ali Efe ve bazı adamlarını öldürdü ve cesedini Goncalı istasyonu bölgesindeki ağaçlara astı.
 
ÇILGINCA BİR YEMİN: HEPSİNİ ÖLDÜRECEĞİM, ŞEHRİ YAKACAĞIM

Bunu duyan Demirci Mehmet Efe deliye döndü. Yunan askerine karşı aktif savaşta yer olan Demirci Efe, yanına top, makineli tüfekler ve çok sayıda kızanını alarak kendisine ait trenle Denizli’ye geldi. Sağ kolu Sökeli Ali Efe ve kızanlarının ağaçlara asılmış bedelerini gören Demirci Efe, tüm Denizlilileri öldürmeye ve şehri yakmaya yemin etti.
 
YOLUN ORTASINA İKİ MAKİNELİ TÜFEK YERLEŞTİRDİ

Tren durduğunda onu karşılamaya gelenlerden Asker Alma Dairesi Başkanı Albay Tevfik Bey’i oracıkta vurarak öldürdü. Sonra yanında getirdiği makineli tüfeklerden birini belediye binasından yukarı (şimdiki Çınar meydanına doğru) diğerini de aşağı (Bayramyeri’ne) doğru çevirdi. Topu da şehri vurabilecek bir noktaya yerleştirdi.
 
 
60 KİŞİNİN BOĞAZINI KESEREK ÖLDÜRTTÜ

Sonra tarihin gördüğü en kanlı olay başladı. Demirci Mehmet Efe, Sökeli Ali Efe’nin ölümünden sorumlu tuttuğu yaklaşık 200 kadar Denizliliyi belediyenin bahçesine topladı ve aralarından seçtiği herhangi birini boğazını kestirerek infaz ettirdi. Demirci Efe, kendince kurduğu bu mahkemede tam 60 Denizliliyi aynı şekilde infaz ettirdi; Şimdi Cumhuriyet parkının bulunduğu alandan kan nehri aktı.
 
‘MEZARLIĞI YAK, YEMİNİNİ TUTMUŞ OLURSUN’ SÖZLERİ, DENİZLİ’NİN KADERİNİ DEĞİŞTİRDİ

Demirci Mehmet Efe durmak bilmeden infazları sürdürürken, Sarayköylü Din Alimi Şeyh Tahir  Efendi, “Efe artık yeter” diyerek infazları durdurabilmiştir. Ancak şehri yakma yeminiyle Denizli’ye felen Demirci Efe, gazyağlarını binalara döküp yakmadan gitmemekte ısrarlıdır. Burada Şeyh Tahir tekrar devreye girdi ve “Efe, mezarlık da bu şehrin bir parçasıdır ve orada yatanlar da bu şehrin insanıdır, orayı da yaksan yeminin yerine gelmiş olur” der.
 
MUSTAFA KEMAL’E TELGRAFLA BİLDİRDİ

Demirci Efe, bu sözlerle ikna olur ve talimatıyla gaz yağları mezarlığa dökülerek yakılır. Bazı kaynaklarda Demirci Efe’nin durumu Ankara’da bulunan Mustafa Kemal’e “İsyan çıktığı ve kendisinin duruma müdahale ettiği” şeklinde bildirdiğini yazıyor.
 
Tarihe “Denizli Vakası” ya da “Demirci Mehmet Efe’nin Denizli Baskını” olarak geçen bu olayla ilgili bazı bölümleri Denizlili Mimar Hüsamettin Ataman’ın hazırladığı ve Denizlihaber.com’da yayınlanan çalışmasından derledik. Olayın tanıkları, tam tarihleri ve kaynaklarını öğrenmek için yazının tamamını linki tıklayarak okumanızı öneririz.

Editör: Kerim Öztürk