SABRİ ŞENEL YAZILARI

Sarıkamış’tan Gümüşhane ve Bayburt’a Nuri Yakut Çavuşun Hüzünlü Hikayesi!

Sarıkamış’tan Gümüşhane ve Bayburt’a Nuri Yakut Çavuşun hüzünlü hikayesi. Sabri Şenel kaleme aldı

GEÇİM SAVAŞI İÇİN HAYAT BİR SEFERDİR

Gümüşhane gurbetçiler diyarıdır. Gurbete gitmek erkekler için kaçınılmaz bir kaderdir. Bazen vatan savunması bazen rızık seferi için ata diyarı köyünü, sılasını en son göründüğü yerde durup evine barkına dağına taşına son kez bakarak, gözü yaşlı ve gönlü buruk sevdiklerini arkada bırakarak yola koyulur. Çoğu kez yaya at eşek katır üstünde veya peşinde yollara düşülür.

Osmanlı döneminde cephelere gidenlerin çok azı köye döner. Dönenler büyük çoğunlukta sakattır. Erken evlilik olmasa zaten nesilleri tükenenler kervanına onlar da katılır. Bizim diyarda çocuklar hep yetim büyümüştür dedesi olan için bu çok büyük şanstır. Cumhuriyetle birlikte bu gurbet kaderi, geçim savaşı için hayat bir seferdir. Aksi açlık, fakirlik ve çaresizliktir. İşte bu gurbet seferleri hem yaşayanlar hem dinleyenler için tecrübedir.

Gümüşhane için gurbet tecrübesi civar köyler iller ve ilçelerde başlar. Gümüşhane rakım itibariyle Bayburt’tan daha düşük seviyededir. Bu durum meyve ve sebzelerin Gümüşhane’de daha erken yetişmesine sebep olur. Her iki güzide ilimiz için takas ticareti sebze ve meyve ile tahıl hububatının değişimine yol açan bir geçim kapısıdır. Katır, eşek ve at arabasına yüklenen sebze ve meyveler ile Bayburt’ta köy köy dolaşılırdı. Sirpoçunu, tasını, bakracını, helkesini, kıyılısını, tenekesini ve benzeri gerecini alan seyyarın yanına gider ve un, buğday, çavdar, arpa yarma, bulgur ve hububat karşılığı yerine sebze ve meyve doldurur evin yolunu tutar. Tezgah sahibi gelen hububat ürünlerini cinsine göre tasnif edip torbalara doldurur. Bu bazen hane halkı için yiyecek bazen arpa hayvan yemi içinde kullanılır. Zira merkezde tarım alanları kısıtlıdır geçim daha zordur bu takas işlemiyle 9 çocuk bakan aileler vardır. Geçim kapısı kalaycılık olarak sahneye çıkar bazen de Dölek güveci olarak Dölek Köyü’nde imal edilen çeşitli ebat cins olan topraktan yapılan ürünler kadınların genç kızların hamarat ellerinde şekillenen meşakkatli bir uğraştır. Bu ürünler Gümüşhane ve civar illerde hanelerin vazgeçilmez ihtiyacıdır.

RIZIK PEŞİNDE UZANAN HÜZÜN DOLU HİKAYE

Bu yazının asıl konusu Sarıkamış Gazisinin cepheden başlayıp Gümüşhane’den Bayburt’a rızık peşinde uzanan hüzün verici hikayesidir.

Sarıkamış gazisinin hikayesini oğlu Niyazi Yakut anlatıyor:

*1914-1915 yıllarında olan Sarıkamış Allahuekber ve Soğanlı Dağları savaşında Soğanlı Savaşı gazisi olmuştur. 1. Dünya Savaşında Enver Paşa idaresindeki Osmanlı ordusunun Rus işgali altındaki topraklarını kurtarmak için başlattığı Sarıkamış harekatının Allahuekber ve Soğanlı Dağları ile o yörede meydana gelen dondurucu soğuklar ve çatışmalarda çavuş rütbesi ile savaşarak gazi olan vücudunda iki mermi taşımıştır. Gazi Nuri Çavuş, 1918 yılında savaştan döndüğünde düşman zulmünden kaçmak için Gümüşhane’de 1914-1915 yıllarında başlayan muhacirlik sürecinde bir kızını kaybetmiştir. Gazi Nuri Çavuş, sıcak demircilik ve kalaycılık yaparak evini geçindirmiştir. Hem eski hem de yeni yazıyı bilen köyde molla diye bilinen Gazi Nuri Çavuş, zamanın Nahiye Müdürü tarafından Kabaköy’e köy muhtarı olarak atanmıştır.

* Soyadı Kanunu’yla birlikte 1934 yılında Gazi Nuri Çavuş, Yakut soyadını almıştır. Eskişehir’de yaşayan İzzet ve Yahya kardeşleri ise Erkan soyadını almıştır.

* 1942 yılında yine evinin geçimini sağlamak için yanına Mevlüt Yakut ve Mehmet Taşdelen’i de alarak kalaycılık ve sıcak demircilik işleri yapmak üzere Bayburt Kop Dağı istikametine gurbete çıkan Gazi Nuri Çavuş Bayburt Maden Nahiyesi Mişeverek (Çalıdere) Hanları’nda körüğünü kurmuş ve çalışmaya başlamıştır. Köylülerin bakır kaplarının bakım ve kalay işlerini yapıp gecelerini handa geçirirlermiş. Bir sabah handa herkes kalkmış ama Gazi Nuri Çavuş’tan ses gelmemiştir. Gazi Nuri Çavuş evinin, çocuklarının rızkını kazanmak için çıktığı yolda 1942 yılında vefat etmiştir. Köyün ağası köy bekçisini Maden nahiyesine gönderip kefen ve defin malzemelerini getirtmiştir. Cenazesini köy içinde bulunan Şehitlik denilen mezarlığa defnetmişlerdir. (Bu durum 10-12 yaşlarında cenaze defin işlerini izleyen bir kişiden 2005 yılında bire bir dinlenerek teyit edilmiştir.)

* Merhum Gazi Nuri Çavuş Yakut’un Bayburt Maden Nahiyesi Mişeverek (Çalıdere) Hanları mezarlığında bulunan kabri oğlu Niyazi Yakut tarafından 1992-2005 ve 2022 yıllarında yenilenerek ihya edilmiştir.

KÖYÜMÜZ BİR TÜRLÜ HUZUR BULMADI

Burhan Ezber kabrin bulunduğu Bayburt Çalıdere köylüleri ile konuştu ve şunları anlattı: “Köyde yaşlı amcalar ve teyzelerle sohbet ettik. Amcanın birisi dedi ki; bu mezar gariban birisinin mezarı hatta kefenini yorgan çarşafından yaptık mezarın bulunduğu yer köyün hayvanlarının toplandığı bir alan idi. Fakat köyümüz bir türlü huzur bulmadı. Bir zaman sonra mezarın bulunduğu alandan kanal kazdık. Evlere su getirmek için suyu boruya verdik ancak bir türlü geçiremedik. Boru mezarın bulunduğu alanda patladı. Hattı değiştirdik su aktı. O zaman dedim ki; bu insan iyi birisi. Devlet etrafını çevirmiş. Vatan için bütün vücudun siper ederek vücudunda iki kahpe kurşunu ile Rabbisin kavuşan Rahmetli Gazi Nuri Çavuş dedemize bu tablo yakışmadı.  Bu, Sarıkamış’ta on binlerce şehidin yanında gazi olan Nuri Çavuş, Kop Dağı’nın eteklerinde son bulan hayat hikayesidir. Şehit olup Sarıkamış’ta bitmeyen ömür, köyüne kısmet olmamış rızk yolunda uçmağa varmıştır. Cenazesi Gümüşhane Kabaköy’e getirilmemiş rızk seferi yaptığı geçim cephesinde şehit olmuştur. Cenazesi şehitliğe defnedilmiştir. Kanıyla canıyla teriyle Türk milletinin yaşatılması uğruna ömür tüketen kahraman ecdadımızı saygı minnet ve rahmetle anıyor önlerinde huşu içinde eğiliyoruz ruhlarına Fatiha!

Sabri Şenel - 29.01.2025 / Ümraniye/İstanbul