Trabzon’un tarihi kimliği ile başlanan açıklamada,  “Milattan önceki dönemlerde Turani kavimlerin yerleşim alanı olan Doğu Karadeniz ve onun merkezi olan Trabzon, Roma hâkimiyeti döneminde de aynı özelliğini sürdürmüştür.

Bu dönemde önce Hun arkasından Kıpçak Türklerinin yerleştiği bu alan 1071’den itibaren de Oğuz Türklerinin akınlarına sahne olmuş; batısı Taceddinoğulları ve Hacıemiroğulları, güneyi ise Çepni gruplarıyla şenlendirilmiştir. Komnenos Hanedanının hüküm sürdüğü 1204-1461 yılları arasında bölgedeki siyasi ve demografik yapı böyle bir görünümde idi.

Yani Fatih Sultan Mehmet 15 Ağustos 1461’de Trabzon’u fethettiğinde burada hüküm süren Trabzon Rum Devletinin çeperleri Türklerle doluydu. Fatih Sultan Mehmet’in Tuna-Fırat nehirleri arasında sağlam bir imparatorluk kurma ve Karadeniz’i Türk gölü haline getirme stratejisinde Trabzon önemli bir istasyon vazifesi görmüştür. Bu rolünü imparatorluğun yıkılışına kadar da sürdürmüştür.

Benim Çocuğum…Ben…Ben..! Benim Çocuğum…Ben…Ben..!

Milli Türk devletinin kuruluş sürecinde de Trabzon Vilayeti sınırları içerisinde yaşayan Doğu Karadeniz Türklüğü Pontus tehlikesi ve Ermeni yayılmacılığına karşı milli refleksini göstermiş; türdeş bir nüfusa dayalı; merkezi nitelikli; üniter yapıya sahip Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşuna omuz vermiştir.

Milli meselelerde bu azim ve kararlılık hiç eksilmeden, her zaman kendini göstermektedir ve ilelebet de gösterecektir” denildi.

Açıklama şu şekilde devam etti:

“Son 30 yıl içerisinde küreselleşme sürecinin de ivmesiyle çevre, kültür, inanç vb. alanlarda masumiyet görünümlü; ancak arkasında sinsi hesapların olduğu bazı projeler yürütülmektedir. Özgüveni ve öngörüsü yüksek Doğu Karadeniz Türklüğü bütün olup bitenin farkındadır.

Bu vatanperver insan yapısının feraseti her türlü hesabı bozacak niteliktedir. Tarih bunların örnekleriyle doludur. Trabzon’un fetih tarihine denk getirilen Sümela’daki Ortodoks ayinini bu hassasiyetimizle çok manidar bulduğumuzu kamuoyu ile paylaşmak isteriz.

Türk milletinin sağlam bir cevheri olan bizler; 100. yıldönümünde Lozan’daki azınlık hukukuna ve Patrikhanenin hukuki konumuna Batı Trakya Türklerinin haklarıyla birlikte harfiyen riayet edilmesini beklemekteyiz.

Bu duygu ve düşüncelerle; 562 yıl önce bu toprakları fethedip Türk yurdu haline getiren ecdadımız Fatih Sultan Mehmet ve onun şanlı askerlerini rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz”

Editör: Kerim Öztürk