ABD’nin Türkiye’ye karşı müttefikliğe sığmayan hasmane dayatması emperyalist tutumunu şiddetle reddediyoruz. Bu baskıcı müstemleke tavra karşı partiler başta olmak üzere her sosyal ve siyasal kesimi, ülke devlet millet bütünlüğünü korumaya yönelik partiler üstü onurlu bir tavra davet ediyoruz. Küreselleşmenin şehir devletlerine bölme planını, özerklik federasyon etnikçi taleplerini bu alçak aşağılık planı hayata geçirmenin maskesi olarak görüyoruz. Bu topraklarda Türk’e operasyonun nihai hedefi Kürt’ü veya başka etnik zenginliğimizi tasfiye etmektir. Türk, bu topraklardan tasfiye olursa ne Kürt kalır ne de İslam. Dün Balkanlar’da yaşanan Türk tasfiyesi Ortadoğu başta bölgede ve dünyada tüm hızıyla sürüyor. Irak, Suriye, Filistin, Libya, Lübnan vb. bu emperyalist soykırımın etnik temizlik alanlarıdır.
OLMAZSA OLMAZIMIZ TÜRKÇE VE TÜRK BAYRAĞIMIZDIR
Kudüs’ü fetheden Selahaddin Eyyubi’nin torunları, İsrail’in vekalet savaşçısı kanlı katliam aparatı olamaz. Türkiye bir ve bütün tüm insanlarına yeter ayrılmak dağılmak yok olmaktır. Dün Osmanlı’nın hakim olduğu topraklardan bitmeyen ihanetlerle çekilmesi, bugün hala mumla aranıyor. Aynı akıbeti yaşamamak için herkes, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk milletine mensup olmanın kıymetini bilmelidir. Türk, Türkçe ve Türkiye giderse bu durum bölgenin Türk ve İslam Dünyasının kıyametidir. Etnik ve dinci casusluk kalkışmalarına karşı Türk milleti çok ağır bedel ödemiş milyonlarca şehit ve gazi vermiştir. Şehit ve gazilerin manevi mirasını korumak onlara vefa göstermek şehadet sebeplerini baş tacı etmek ebedi varlık ve beka şartıdır. Türk milli kimliği, milli devlet olmazsa olmazımız Türkçe dili ve Türk bayrağıdır. Müşterek hüznü sevinci hayatı paylaşmanın bir millet olmanın dili adı Türkçedir.
KARŞI ÇIKANLARI İDAM SEHPALARINA GÖTÜRDÜLER
Her insanımız baş tacıdır. Etnikçilik, CIA ve MOSSAD laboratuvarlarında İsrail’i büyütmenin bulaşıcı mikrobudur. Bu oyun bozulmalı, binlerce yıllık devlet aklı millet gelenekleri milli hafıza güvencemiz hafıza kaybı felaketimizdir. İstenen etnik çatışma, kaos, kargaşa ile oluk oluk kan akıtmak etnik temizlik ve boşalan topraklara yerleşmek bölgenin su, petrol, doğalgaz ve yer altı kaynaklarına çökmektir. Ne Rusya’nın ne ABD’nin ne de Çinin figüranı olmak çıkmaz sokaktır. Bin bir çeşit milletin yaşadığı ABD’de dil İngilizce, ulusal kimlik Amerikan kimliğidir. Buna karşı çıkanları idam sehpalarına götürenler kalleşçe kahpece bir ve bütün Türk milletini etnik operasyonla ayrıştırmak karıştırmak ülkeyi ve bölgeyi kan gölüne çevirmek istiyorlar. Onların bütün emperyalist taleplerini reddediyoruz. Bedeli ne olursa olsun özgür bağımsız bir ve bütün Türkiye’yi korumak, tarihe şehitlere gelecek kuşaklara namus ve onur borcumuzdur. Bölgenin kaynaklarına çöküp, oluk oluk kan ve gözyaşının sel olmasına sebep olanlar milyonlarca sığınmacıyı kucağımıza bırakanlar, göç etmeleri için insanların başına bomba yağdırıp Suriyelileri ata yurtlarından koparıp mezarlarını bile göremez hale getirip bir büyük insanlık dramının müsebbipleridir. Boşalan bölgeye İsrail için savaşacak kukla müttefik Kürt devleti kurarak kardeşi kardeşe düşman etme peşindedirler.
TÜRKİYE KUKLA DEVLETÇİKELERLE BÖLÜNMEK İSTENMEKTEDİR
Türkiye’deki sığınmacılarla demografik istila, sessiz işgal ve ardından Kürt açılımına ikiz yeni açılım talepleri ile Türkiye kukla devletçiklere bölünmek istenmektedir. Şeyh Sait’in ve Seyit Rıza’nın yaptığını yapanlara Türk milleti ve devleti Atatürk ve Kurtuluş Savaşı’nın kadrosunun yaptığını yapacaktır. Emperyalist etnik terörist fitne PKK’yı Kürtler adına muhatap yapmak hüzün vericidir. Kürdün temsilcisi PKK, DEM değildir. PKK, DEM üzerinden siyaseti dizayn emperyalist projedir. DEM Genel Başkanı “Şeyh Sait ve Seyit Rıza ne yapmışsa onu yapacağız” diyor. Onlar kaymakam, öğretmen ve asker katlederken Türk ordusu, Kurtuluş savaşı veriyordu. Kurtuluş savaşına kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı çıkıp isyan ediyorlardı. DEM ile PKK aynı yoldadır.
ATATÜRK ÖLÜNCE ABD ROTASINA EVRİLDİK
Türk milleti Kurtuluş savaşı yolunda milli ruhunda Atatürk ve silah arkadaşlarının yaptığını yapacak hiçbir namuslu insanımızı feda etmeyecektir. Bu ihanet planına karşı Türk milleti sonuna kadar direnecektir. Atatürk ölünce ABD rotasına evrildik. Önce O’nun kurduğu uçak fabrikası kapatıldı. Özellikle 22 yıllık dönemde Atatürk’ün kurduğu fabrikalar yok pahasına satıldı. Şimdi millete köye gidin diyorlar. Köylerde ise kendi ülkelerinde ağaç kesmeyen yabancı şirketler siyanürle topraklarımızda çok düşük kamu payı ile maden işletiyorlar. Ne soluyacak havamız ne hayvancılık yapacak meramız kaldı. Sonuçta ne içecek suyumuz ekecek toprağımız kaldı. Bütün bunlar yetmedi milyonlarca sığınmacıyı kucağımızda bulduk. Özetle milleti aç bırakıldı sokaklar ve gelecek tehdit altında bol bol hamaset eleştiren hain ilan ediliyor. Hiç kimse bu milli görevden kaçamaz başka Türkiye yok. Türk Milleti yediden yetmişe varlık ve bekası için ülkeye vefa borcunun gereği olarak liderlerin bir bildikleri var diyerek tarihi sorumluluktan kaçamaz. Oldu bittilere izin vermeden geleceğimiz hakkında iktidar muhalefet fark etmez. Siyasetin her kulvarında millet iradesinin gereği olarak fikir düşünce ve kanaatlerini yaşanan süreçlere ilave etmelidir. Yöneticilerin baskı ve dayatmalar karşısında yanlışa yanlış doğruya doğru diyecek bir tavır ve duruş göstermesi ellerini güçlendirmeleri şarttır. Bu görev milletin egemenlik hakkının gereği sorumluluklarımızın yerine getirilmesi adına çok büyük ehemmiyet arz ediyor. Özellikle aydın bilim adamı, şair, yazar bu ülkenin ekmeğini yiyen havasını suyunu içen her insanımızın öncelikle toplumu ve yöneticileri uyarmak zorundadır. Bu tarihi sorumluluk gelecek nesillere karşı borçtur. Ülkenin sahibi yüce Türk milletidir. Hiç kimse bu görevden kaçamaz. Cumhuriyet olmanın demokrasinin milli iradenin gereğidir. Aklımızı fikrimizi düşüncelerimizi başkalarına ipotek ettireceksek bize Allah bu aklı bize niçin verdi? Dünya dünyaya vursa bunu hayata geçiremeyecek ve bölgeden def olup gideceklerdir.
ONURSUZCA YAŞAMAKTANSA ÖLÜM EN ŞERİFLİ AKIBETTİR
Türkiye Cumhuriyeti’ni, üniter milli devletten dönüştürmek isteyenler yıllarca “Halklara özgürlük” milli kimliğin ifadesi “Ne mutlu Türküm diyene” sözüne itiraz edenler aynı hedefe yönelik aktörlerdir. Küreselleşmenin şehir devletleri planına hizmet eden solcu, sağcı, liberal, dinci olsa ne yazar? Hedefleri bir güçlü bir ve bütün Türkiye’den rahatsız olan dünün müstevlisi bugünün Siyonist, emperyalist, federatif, özerk sonunda bölünmeye gidecek projelerinin aparatlarıdır. Gün milli devleti, milli kimlik Türklüğü, Türk vatanını, Türkçeyi korumak geliştirmek ihanet projelerine karşı çıkma günüdür. Evet parolamız aynı “Ya İstiklal ya ölüm” onursuzca yaşamaktansa ölüm en şerefli akıbettir.
Sabri ŞENEL / 17.11.2024 - İstanbul