Yarım asırlık dâvâ arkadaşım, hemşehrim, kader arkadaşım, çilekeş kardeşim, ülkü ve ülke sevdalısı Saffet BEŞTEPE’nin, beyin kanaması sonucu ebediyete irtihal ettiği haberi ile adeta yıkıldım.
Bu gün yoğun bakımda iken kızı ile konuştuğumda durumunun ümitsiz olduğunu öğrenmiş, perişan olmuştum.
Üzüntümü, duygularımı ifade edemiyorum.
Öyle çok hatıralarımız var ki onu birkaç cümle Ile anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır
Öğrencilik yıllarında Eskişehir’de Ülkü Ocakları Başkanlığı yaptığı, ardından Ocak Genel Başkan Yardımcılığı görevinde bulunduğu dönemlerde ve daha sonraki hayatında hizmetleri unutulmaz.
Sivas Öğrenci Yurdu bombalandığında ağır yaralandığında, Saffet’i kucağımda hastaneye yetiştirmeye çalışırken, hem şehadet getiriyor, hem de bizi teselli etmeye çalışıyordu.
O zaman yüzüne damlayan gözyaşlarım şimdi yüreğime akıyor…
“ Yaradan rahmetini kahrından üstün saydı,
Ne olurdu hâlimiz, gözyaşı olmasaydı?..”
Saffet kardeşim güzel insandı.
Yiğit bir dâvâ adamıydı.
Vefalı bir dosttu.
Sivas Belediye Başkanlığına aday olduğum dönemde, maddi ve manevi bütün varlığı ile her an yanımdaydı…
Hemen hemen her hafta görüştüğüm, dertleştiğim, dâvâmızın ve ülkemizin geleceği ile ilgili istişarelerde bulunduğum kardeşimi hiç unutmayacağız.
Ailesine, camiamıza ve sevenlerine sabırlar temenni ediyor, baş sağlığı diliyorum.
Kabri nur, ruhu şâd, mekânı firdevs cenneti olsun.
Şimdi dua zamanı…
Gelin ey Fatiha’lar, Yasin’ler…