Türkiye’nin ve doğal olarak Türk Milletinin sıkıntılı günlerden geçtiğini söylemeye gerek yok.

Hatta sadece Türkiye Türklerinin değil başta Irak ve Suriye Türkleri olmak üzere tüm dünyanın dört bir köşesinde yaşayan Türklerin, çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu ve Türklerin yok yada asimile edilmek istendiklerini rahatlıkla söyleyebiliriz. Örneğin; Kırım ve Doğu Türkistan’da olduğu gibi... Önümüzde son örnekte Lübnan'dan tahliye edilmek zorunda kalınılan Türklerdir.

Bugünkü gelişmeler ışığında beka dedikleri şey!.. Bugünkü gelişmeler ışığında beka dedikleri şey!..

Türkiye’de son günlerde yaşananlara bakarak, ülkemizin hızla milli mücadele şartlarına sürüklendiğini görüyoruz. Bunda iktidarın ve ortaklarının yanlış politikaları ve ihanetin önünü açmaya çalışmalarının büyük payı var.

İç ve dış ihanet şebekeleri ise azmış durumdadır. Buna karşılık Türk Milleti mutlaka çareler üretmelidir. Bu çare; demokrasi ve hukuk sınırları içinde kalınarak, Türk Milletini iktidar yapmaktır. Bu nasıl olacaktır?

Eğer Türk Milletinin milli mücadele şartlarına sürüklendiğini kabul ediyorsak ve demokrasi içinde hukuka bağlı kalınarak bir şeyler yapmak istiyorsak, en gerçekçi adımları atmak zorundayız.

Bu yüzden benim düşünelim diye seslenişim Türk Milletinin her ferdinedir!

Türkiye'de görünür (bir de görünmeyen partiler var... Bunlar resmen varlar ama ortada yoklar veya ortaya çıkmaları değişik sebeplerle mümkün olmuyor) parti genel başkanlarına söylem açısından baktığımızda Ümit Özdağ -Zafer Partisi ve diğerleri ayrımını çok net görebiliyoruz.

Ümit Özdağ her ifadesinde Türk Milletinin karşı karşıya kaldığı ağır sorunları ve çözümlerini dile getiriyor ve bu sözleri ile kendini adeta tepeden tırnağa bağlıyor. Diğerleri ise muhalif olsalar bile iktidarın yaptıklarına karşı alternatifler sunamıyorlar...

Bu da bizim Ümit Özdağ - Zafer Partisi ve diğerleri gibi bir ayrıma gitmemize neden oluyor. Yani bir tek Ümit Özdağ Türk Milletinden yana gibi duruyor. İnşallah bu son noktaya kadar da böyle devam eder.

Dış güçlerin ve onların yerli işbirlikçilerinin; Türk devletine ve Türk Milletine nasıl saldırdıkları artık aleni olarak herkesçe gözlemlenmektedir. Yani bilmiyorduk, görmemiştik, duymamıştık gibi söylemler bizler için artık mazeret olmaktan çıkmıştır. Biz yani kendini Türk Milletine mensup görenler, mutlaka meşru çerçevede, karşı tedbirleri almak zorundayız.

Şer cephesinin saldırılarının çok değişik boyutlarının olduğunu görüyoruz. Bu boyutlardan biri de, Ümit Özdağ ve Zafer Partisine karşı bir propaganda yürütmek ve onları Türk toplumuna farklı tanıtmaktır. Bunun niçin olduğu, son günlerde yaşanan gelişmelerden sonra daha anlaşılır haldedir. 

Amaç Türk Milletini çaresiz bırakarak umudumuzu kaybettirmektir. Bu tür algı çalışmaları geçmişte de bir çok kez yapılmıştır.

Şimdi yapacağımız şey; hem yaşadığımız olayları hem de bu olaylardan kendimizi nasıl kurtarabileceğimizi düşünmektir. Onun için Zafer Partisi gün geçtikçe elimizdeki en önemli alternatif  haline gelmektedir. Bu nedenle Zafer Partisi üzerinde düşünmenizi sizlere salık veriyorum.

Zafer Partisini ülkenin mevcut durumundan ve geleceğinden endişe eden milliyetsever ve vatansever insanların buluşmaya başladığı bir siyasi kuruluş olarak görüyorum. Bu insanlar Mustafa Kemal Atatürk'ün ilkeleri ışığında Türkiye Cumhuriyeti devletine bağlı yurtseverlerdir... İçlerinde müşterekleri Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti ve vatana bağlılık olan her görüşten insanlarımız var... İl ve ilçe kongrelerini izlerken bunu bizzat gördüm.

Zafer Partisi kadroları ve Ümit Özdağ sadece ve sadece Türk Milletine hizmet etmekten ve Türk Devletini sonsuza kadar yaşatmaktan başka gaye taşımadıklarını her fırsatta ifade ediyorlar ve her türlü olumsuzluğa ve imkansızlığa rağmen büyük bir mücadele veriyorlar.

Eğer Türkiye’de yaşananlar, dünyanın her hangi bir yerinde yaşansa ve oralarda Zafer Partisi gibi bir parti olsa halk onu dikkatli bir şekilde izler ve üzerinde düşünür. Ben de bu satırları bunun için yazıyorum. Siz de Ümit Özdağ ve Zafer Partisini mercek altına alın yaptıklarını takip edin ve üzerinde düşünün diye... Çünkü Türk Milleti tahterevalli siyasetinin dışında bir yol bulmalıdır.

Dediğim gibi; Zafer Partisi üzerine düşünmek derken, herhangi bir nedenle Zafer Partisine muhalif, önyargılı ve güvensizlik içinde olanlara sesleniyorum.

Biliyorum ki; gelecek Türk Milleti için bir varolma mücadelesi halinde geçecektir. Onun için yaşadığımız bu günleri “Milli Mücadele” günlerine benzetiyorum dedim. Çıkış arıyorum ve sizlerinde bu durumdan çıkış için kafa yorduğunuzu biliyorum. Bu sebeple düşüncelerimiz arınsın ve Türk Milleti gücünü birleştirsin diyorum.

Dediğim gibi lafım sözüm; 85 milyonun üzerindeki Türk vatandaşlarına ...Eğer vereceğimiz bir karış toprağımız yok ve çocuklarımıza aldığımız mirası eksiksiz bırakmak zorundayız ve de geleceğe ihanet edemeyiz diyorsanız, Ümit Özdağ ve Zafer Partisini de düşüncelerimiz arasına almak zorundayız... Tıpkı bizim size bunu hatırlatma zorunluluğunda olduğumuz gibi!

Çünkü orada bizler gibi vatan için kalbi atan binlerce insan var! Onlarla güç birliğine gitmek ülkenin hayrına olacaktır... 

Özcan PEHLİVANOĞLU
14 Ekim 2024 / İzmir

Editör: Kerim Öztürk