Son günlerde Amerikalı şair ve yazar Charles Bukowski’nin bir sözü sık sık paylaşılıyor:
"Ormanlar yok oluyordu ama ağaçlar baltaya oy vermeye devam etti. Çünkü sapı tahtadandı ve kendilerinden sandılar!”
Halk, İslâmı siyaset aracı olarak kullananları, sadece son 22 yılda değil, her zaman kendinden zannetti! Çünkü “Allah” diyorlardı, namaz kılıyorlardı, “başörtüsü” diyorlardı, “imam-hatip” diyorlardı... Oysa ünlü İngiliz casus Lawrence de namaz kılıyordu!
Yine halk, milliyetçiliği siyaset aracı olarak kullananları, daha doğrusu milliyetçileri kontrol edenleri kendinden zannetti çünkü terör örgütüne karşı esip gürlüyorlardı. Oysa bir taraftan da Türkiye’yi Türk olmaktan çıkarmaya çalışan siyasi iktidara kayıtsız şartsız destek veriyorlar...
Halk, sosyal demokrasiyi savunanları kendinden zannetti. Uygulamada ise çok yerde kriptoları, milletvekili veya belediye başkanı yaptıkları ortada...
***
Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Prof. Dr. Hasan Ünal’ın Anayasa tartışmasıyla ilgili mesajlarını paylaşırken kriptolardan bahsetti:
“Türk siyasetinin temel sorunu Türk görünümlü kripto Ermeni, Rum vs. kendilerini Türk kabul etmeyenlerin siyasette kurduğu gizli ittifak ağı ve bu ağ üzerinden kurdukları etkinliktir. Bunlar Türk olmanın önemsiz olduğunu, İslamcı veya sosyalist görünüm ile savunurlar. Aslında ne İslamcı ne sosyalisttirler sadece bu fikirleri Türk düşmanlıklarına kılıf yaparlar. Sonunda Türk Milleti bunlara Türkiye’de Türklerin yaşadığını hatırlatmak zorunda kalacak.”
Prof. Dr. Hasan Ünal ise şöyle diyor:
“Ekonomik kriz, sığınmacılar/kaçaklar gündemi kara bulutlar gibi tepemizdeyken yeni anayasaya odaklanmak, hükûmeti de ana muhalefeti de epeyce silkeleyebilir çünkü anayasa gündeminin siyasal Kürtçüler, küreselci liberaller gibi eski gündemler peşinde koşanlar dışında toplumda karşılığı yok.
Millî-üniter esaslar üzerine inşa edilmiş ve oldukça başarılı, modern bir yapıya sahip Atatürk'ün kurduğu bu devleti federal veya federalimsi hâle getirmeye kalkışmak ve bunu da bu coğrafyada ve içinde yaşadığımız dönemde yapmaya kalkışmak en basitinden akıl işi değil
Dört yılı aşkın bir süredir gıda fiyatlarının sürekli arttığı ve halkın burnundan soluduğu bir dönemde böyle gündemlere kalkışmak hükûmet ortakları için adeta siyasi intihar olacağı gibi bu gündemlerin içinde debelenecek bir ana muhalefeti de epeyce hırpalayacaktır
Ülke ekonomik olarak güllük gülistan olsa bile dışarıdan zorlanan ve özellikle Amerika'nın bölgede sınırları değiştirerek Kürdistan kurma projesiyle doğrudan alakalı bu gündemi çöp sepetine atmanın tam zamanıdır. Çok kutupluluk bunun için en iyi fırsatları sunmaktadır.”
***
Takip edenler bilir. Kriptolar ile ilgili “Gizli Ermeniler” adlı bir kitabım var. Zaman zaman da kripto sorununu hatırlatırım. Biliniz ki özellikle Atatürk ile sorunu olanların çoğunluğu kriptodur.
Kimliklerini gizleyerek, İslâmcı veya sosyalist geçinenlerin ortak tarafı, aşağılık kompleksi yüzünden, Atatürk’e ve Türklüğe saldırmaktır. Milliyetçi geçinenler, bunu yapamasa da Türklük aleyhindeki uygulamalara ses çıkarmaz!
Konuyu 2 Haziran 2021’de “Atatürk'e hakaret ve kirli kan meselesi!” başlığı altında özetle şöyle incelemiştim:
“Rakamlar ortadadır; Atatürk modeli, bütün mazlum milletlerin başkaldırmasını sağlamış ve İslam Dünyası yeniden ortaya çıkmıştır. Bundan en çok rahatsız olan Batı dünyasıdır. Bu itibarla, Atatürk'e iftira atmayı, hakaret etmeyi meslek edinenlerin, bilerek veya bilmeyerek Batı dünyasına hizmet ettiği açıktır. Zaten bunların birçoğu gizli din taşımaktadır, kriptodur!
Bu durum, Hrant Dink'in yazdığı ‘kirli kan’ konusunu hatırlatmaktadır. Hrant Dink, etnik kimliğini ve buna bağlı olarak dinini gizleyen soydaşlarının kanından bahsediyordu. Bunların araştırmasını yapıyordu ve çok büyük ihtimalle bu sebeple katlettirildi.
Burada kastedilen, kimliğini ve dinini gizleyenlerdir. Zaten Türkiye'nin asıl sorunu da budur!
Türkiye'de bütün kriptoların yani gizli din taşıyanların maskesi indirilmelidir ki psikolojik bunalımdan çıksınlar da Türkleri ve Atatürk'ü rahat bıraksınlar!”
***
Türk Milleti, bunca tecrübeden sonra kendisini ortadan kaldırmaya azmetmiş sözde İslamcı, sözde milliyetçi veya sözde sosyalistlere yanılıp da oy vermesin...
Yoksa Türk’ün kanını sel gibi akıtacaklar...