Cumhurbaşkanlığından düşeceği günlerin arifesinde çok kızıyordu,çok eleştiriyordu kendi elleri ile siyasete kazandırdığı adamı. Kamuoyu karşısına çıktığı anlarda sahte gülücükleri ile etrafa  belli etmemeye çalışıyordu ama kapalı kapıların ardında bağıra bağıra “sattı beni” diyordu. Ne oldu da birden bire Abdullah Gül’ün, Ahmet Hoca sevgisi yeniden depreşti? Telefon etti ve “Hükümet için cesaret verdi” ?.. Gül, gerçekten Ahmet Hoca’nın Genel Başkan - Başbakan olarak yoluna devam etmesini canı gönülden istiyor mu?..
Birinci madde olarak şunu not edelim; Abdullah Gül’ün İngiliz oyunları bitmez.
Şimdi, herkesin durduğu yere göre desteklediği koalisyon formüllerinde, AKP’nin de içine yönelik beklentiler-hesaplar var. Seçim öncesi ince taktiklerle beklenti eşiği yükseltilen bir eski baş danışmanın özet (!)  “Abdullah Gül”  kitabı bugün patlatılacak. Zaten bir süredir fragmanları döndürülüyordu. Gül medyası ile Erdoğan medyası arasında hali hazırda süren gerginlik daha büyük kapışmalara yol açacak. Peki, bütün bunların sonucunda servis edilen senaryoya göre, Abdullah Gül AKP’nin başına geçmek için  kısa vadede (sonbahar olağan kongresi) hamle yapacak mı?.. Hiç sanmıyorum.. Geçen yazımda da belirtmiştim  “Abdullah Gül beklemede”  diye. Abdullah Gül’ün Ahmet Davutoğlu ile yaptığı görüşmeden sonra yakın çevresi ile yaptığım görüşmelerden “bekleme” pozisyonunda bir değişiklik olmadığını gördüm. “Beyefendi izliyor” dediler. “Şu anda genel başkanlığa aday olması söz konusu değil”  diye konuştular.
Kafanızda netleşemeyen fotoğrafı  açmak için biraz daha yardımcı olalım. Abdullah Gül, Davutoğlu’na “cesaret” telefonu açmadan önce hasta yatağında yakaladığı Recep Erdoğan’a aracılar gönderdi ve ardından telefon açtı. Tüm temaslarından sonra Erdoğan’dan “ben sahayı temizlerim gel sen partinin başına geç” mesajının kırıntısını bile alamadı. Ondan sonra “cesaret” verici hamleyi gerçekleştirdi. Gönlünün AKP-CHP koalisyonundan yana olduğunu tüm kulislere ve de AKP’ye üfledi. Bu arada erken seçim senaryoları üzerine yoğunlaşan Recep Erdoğan partiyi Abdullah Gül’e kaptırmamak için önlemleri arttırdı. Beştepe çevreleri “Abdullah Gül son çare bile olamaz” diyor. Bana sorarsanız 8 Haziran sabahından itibaren Hükümet kurma formülleri konusunda çok ılımlı ve yapıcı tavsiyeler verir gibi yapan Abdullah Gül gölge Cumhurbaşkanı rolünü üstlendi. Gül, tekrar Cumhurbaşkanlığına oynuyor .Erdoğan’a istemeye istemeye kaptırdığı koltuğun, saltanatın (rövanş) peşinde. Recep Erdoğan’ı kaçıracak birinci formülün kendisinin arkasında olan eski güçlerinde desteğiyle AKP-CHP koalisyonu olacağına inanıyor. Buna karşılık Beştepe  reaksiyonları görmek için “Erdoğan, AKP-MHP Hükümetine daha sıcak” havaları pompalanıyor. Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu’nun da Başbakanlık koltuğuna fit olduğunu ve Erdoğan eziyetinden kurtulmak istediğini bildiği için ince kurgular yapıyor.
Yani anlayacağınız; Gül de Erdoğan gibi kaos planları yapıyor. Gül, AKP Genel Başkanlığı değil  Sarayı istiyor.
İktidar içinde şiddetlenen kapışmalar  Başbakanlık koltuğu için her türlü koalisyona açık olan Ahmet Hoca’ya yarıyor. Başbakanlık ve Genel Başkanlık koltuğunun derdine düşen Ahmet Hoca birden bire olası koalisyon ortaklarına en az bakanlık nasıl veririm noktasına geldi. Tabii bunda olası ortakların kendi iç karışıklılıklarının da  payı var. Ahmet Hoca el altından CHP, MHP ve HDP’ye gönderdiği adamlardan “talepler” listesini alıp mukayese ediyor. Resmi olarak görevlendirilmemiş adamlar arasında yapılan ilk temaslara göre Ahmet Hoca MHP ile koalisyonu daha kolay buluyor. Yakın çevresinden duyduğuma göre Davutoğlu ilk gayri resmi temaslara baktıktan sonra “MHP’yi daha kolay kandırırız” dedi. Kulaklarıma inanamadığım için tekrar tekrar sordum. Kaynağım, “Özel sohbetti.Kendi aramızda yaptığımız değerlendirme olduğu için beyefendi her zamanki gibi rahat konuştu.Tablo bu”  dediler. Davutoğlu ve yakın çevresinde koalisyon ortağı kim olursa olsun aslan payını kapmanın hesapları yapılıyor ve Erdoğan için stratejik (!) olan Bakanlıkların kaptırılmaması ile Beştepe’den vize alınacağı düşünülüyor.
Anlayacağınız, Cumartesi günkü tabloda; Ahmet Hoca’nın eli biraz daha güçlenmiş görünüyor. Ahmet Hoca olası koalisyon pazarlıklarını hem Beştepe hem de CHP-MHP ile kendi koltuğu üzerine kurguladı.
Ben  size asıl görüntüyü söyleyeyim mi?
Ankara’da herkes kendi canının derdine düştü!..