Onca kumpasa, iftira ve tezgaha rağmen!..
Ve hatta!.. Bölücü terör tehlikesine karşı kışlanın dışına adım atamamasına rağmen!..
Bu araştırma sonucu çok kritik bir zamana denk düştü...
Manidar zamanlamayı gözünüzün içine içine sokmak istiyorum;
Oslo’nun en kritik maddesi için iktidar bugün çok önemli bir adım atıyor.
Bebek katili Öcalan ile anlaşılan müzakere taslağında yer alan şarta göre, terör bölgesinde mücadele eden kahramanlara yargı yolu açılıyor.
AKP iktidarı ile PKK arasında gerçekleşen Oslo görüşmelerinin mutabakat metninde yer alan “Güneydoğu’da terörle mücadelede görev almış komutanların yargılanması için” önemli bir adım atılıyor. AKP, Askeri Yargı sistemini tamamen kontrolü altına alacak “Askeri Hakimler yasa tasarısı”na bugün TBMM alt komisyonunda son şeklini veriyor. Hatırlatayım; tasarıyla ilgili görüşmeleri, AKP’li eski dört bakanı aklayan komisyonun başkanı Hakkı Köylü yönetecek.
AKP-HDP-PKK pazarlıkları sonucu tasarı bugün alt komisyonda sonuçlanınca, ivedilikle üst komisyon olan Adalet Komisyonu’nda oradan da zaman kaybedilmeden TBMM Genel Kurulu’nda görüştürülmesi planlanıyor.
Sivil yargıdaki iktidar etkisinden sonra askeri yargıda yapılacak hayati değişiklikle bundan sonra kumpasların en kralları kurulacak.
Şöyle;
Askeri Hakimler yasa tasarısı ile Askeri Yargı, Hükümete bağlanıyor.
Askeri yargıyla ilgili tüm kararlar ve süreçler Milli Savunma Bakanı’na bırakılıyor.
Askeri yargıdaki atama, sicil, ceza vs. işlemleri için Askeri Hakimler Kurulu oluşturulacak. Bu kurulun üyelerinin tamamı doğrudan Milli Savunma Bakanı’nın teklifi ile Başbakan tarafından seçilecek. Askeri hakimlere önceden, sadece uyarma ve kınama cezası verilebilirken Milli Savunma Bakanı’nın kontrolündeki kurulun, meslekten çıkarma cezası bile vermesi mümkün olacak, kimlerin birinci sınıf olacağına siyasi bir kurul niteliğine bürünecek bu kurul karar verecek.
Askeri Hakimler Kurulu’nun tabii üyesi olacak kritik MSB hakim kadrolarına atamalar, Milli Savunma Bakanı tarafından doğrudan yapılacak. Kurulu oluşturacak üyelerin hepsinin Milli Savunma Bakanı, yani Hükümet tarafından belirlenen
taslağın yasalaşmasıyla beraber askeri hakim kadrosundaki tüm personelin özlük dosyaları tamamen siyasi bir kurum olan Milli Savunma Bakanlığı’na devredilmesi ve takibinin MSB’de yapılması planlanmakta.
Böylece Askeri Hakimler üzerinde ne gibi baskılar kurulacağı gün gibi ortada.
AKP iktidarı, istediği Türk Silahlı Kuvvetleri personelini istediği suçtan, tamamını kendi atadığı kurul üzerinden oluşturduğu mekanizmayla yargılatabilecek.
Böylece Askeri Hakimler üzerinde ne gibi baskılar kurulacağı gün gibi ortada.
AKP iktidarı, istediği Türk Silahlı Kuvvetleri personelini istediği suçtan, tamamını kendi atadığı kurul üzerinden oluşturduğu mekanizmayla yargılatabilecek.
Apaçık örneklendirmeme gerek kaldı mı?..
Ayrıca tasarıda, askeri hakimler hakkındaki tüm personel işlemlerinin mensubu bulundukları kuvvetler tarafından değil, Milli Savunma Bakanlığı teşkilatında yapılacağına dair hükümler bulunmakta. Bu bağlamda tüm askeri hakimlerin özlük dosyaları kuvvetlerden çekilerek bakanlığa getirilecek. Askeri hakim kadroları dolayısı ile TSK kadrolarında değil, siyasi bir kurum olan MSB kadrolarına aktarılmış olacak.
Tasarıdaki çok vahim başka bir hususa da dikkat çekmek istiyorum;
Milli Savunma Bakanı’nın kurul üyelerini 1. sınıf hakimler arasından seçme zorunluluğu dışında hiçbir seçim kriteri bulunmuyor. Binbaşı rütbesindeki bir hakimin bile 1. sınıfa ayrılma imkanı var. MSB iradesini bu yönde kullanırsa binbaşı rütbesindeki bir askeri hakim, örneğin adli müşavir olan albay veya tuğgeneral rütbesindeki bir askeri hakimin ataması veya terfisi hakkında karar veriyor olacak. Kıdem sistemini alt üst eden bu uygulamanın askeri düzeni nasıl etkileyeceğine de varın siz karar verin.
Hani derler ya “şeytan ayrıntılarda gizlidir” diye...
Tekrar ediyorum; bu yasa tasarısı kanunlaşırsa iktidarın HSYK’sını da sollayacak yeni bir yapı ile karşı karşıya kalacağız. Siz o zaman görün balyozu!.. Öcalan sokakta gezerken, terörle mücadele eden şerefli Türk askeri içeriye tıkılırken, kimse de timsah göz yaşı dökmesin. Dümenden (daha önce benzerlerinde görüldüğü üzere) asker savunuculuğuna yatıp, küpünü doldurmaya kalkmasın!..
Atatürk’ün Çankaya’sını mühürleyen Recep Erdoğan’ın önceki gün tarihteki 16 Türk devletini temsilen askerlere dönemin kıyafetlerini giydirmesine ve görüntü vermesine sakın aldanmayın. Daha ne diyeyim?.. Gerçekte askere ne giydireceğini yukarıda açık açık anlattım.
Ha!.. Bu inandırıcı olmayan görüntü ile ilgili düşüncelerim ayrı bir yazı konusu olur ama kısaca ifade edeyim;
Erdoğan’ın İsrail kaftanlı Halifeliğine çeyrek kaldı!..
Hepsine birden; “demedi” demeyin!..