Aslında hedef Devlet Bahçelinin şahsında kutlu mübarek ve ülkenin teslim alınamayan direnç kalesi ülkücü milliyetçi harekettir. Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi cumhuru yönlendirmeye yönelik ilginç yeni bir toplumsal mühendislik projesi ile karşı karşıyayız. 
MHP genel başkanının çatı cumhurbaşkanı adayı formülü ile dikkatleri üzerine toplaması ve bu fikrin kamuoyu tarafından ilgi ve takdir toplaması çantada keklik cumhurbaşkanlığı hesaplarını alt üst edip bozmuştur.
Baro başkanın çaldığı başbakanın oynadığı gerginliğin gerçek yüzünü millete gösterip,  maskeyi indiren Devlet Bahçeli, senaryoyu ifşa etmiş oyunu bozmuştur. Her seçim öncesi suni gerginlikler ihdas edilerek oradan kendilerine yeni makamlar elde edenler, bu sefer sert bir kayaya çarpmış,eldeki hesap çarşıya uymamış pabuç çok pahalı çıkmıştır.
Bu necip, mazlum ve asil milleti, rızık, iş, aş ve kredi tutsağı insanları nereye kadar oyalayacaksınız? Artık sanal, suni salon ve meydan şovları ile bu halkı kandırma, makam, servet ve siyasi rüşvet elde etme dönemi manevralarının sonuna gelinmiştir. “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” işte o süre dolmuş, etraf zifiri karanlıktır.
 Ampülle ancak  para sayma makinesi bulunan yatak odaları aydınlanabiliyor. Ülkenin önü karanlık ve kimse önünü göremiyor şafak sökmeli gerçekler güneş gibi doğmalıdır. Bu ülkenin insanları memleketin bu haliyle yoluna asla devam edemez, çünkü bu yolun sonu karanlık bir maceradır.
 “Körle yatan şaşı kalkar” Öcalan’la yola çıkanların, yoldaşı yara karayılan, Kürdistan ya da, başka büyük İsrail patentli, sam amca imalatlı, BOP dayatmalarıdır. Bu yolun sonu adına PKK ile barış deseler bile, Ermenilerden (dolaylı özür olan) baş sağlığı dileyen, binlercesi ermeni mezalimi ile katledilen, ceddimizin kemiklerini sızlatan, yeni küresel senaryolara ve figüranlık rollerine çıkar.
Yarın hangi İsrail dayatma projesi ile hüsrana uğrarlar onu kestirmek çok zor değildir. Ceremesini bu milletin çektiği gizli süreçleri şeffaf dürüst olarak hayata geçiremeyenler, gizli kapılar arkasında halkın kaderini tayin etme hakkını, millete rağmen nasıl kendilerinde bulurlar? Milletten gizlenen gerçekleri, ülkenin kaderini etkileyen gelişmeleri, millet ve devlet  geleceğini riske eden kararları, gizli kapılar arkasında alarak nereye kadar sürdürebilirler ki? 
Bir millet yeryüzünün her yerinde artık uyanıyor. Bu milli uyanışın kalesi MHP ve lideri Devlet bahçeli gündemi sarsıyor, gerçekleri sevgi kardeşlik bombası gibi patlatıyor, maskeler birer birer iniyor, hesaplar bozuluyor. İşte ömründe hayatında MHP ye hiç oy vermemiş, kendisi dışarıda, fitne aklı içeride olan, eskici pazarlarından bir türlü çıkamayan, maşa taşeron ülküsüzler tarafından “Bahçeli İstifa” cumhurbaşkanlığına dolaylı destek ısmarlama kampanyaları başlatılıyor. 
Düğmeye basılan mahfiller ve maksatları tarafımızca kolayca tahmin edilen abesle iştigal aktörlerinin maksadı kafa karıştırmaktır. Suları bulandırmak, süreci sulandırmak, milli refleksleri itibarsızlaştırarak, süre sonunda köşelerine çekilerek, yeni kaos fitne kargaşa ihalelerini beklemektir. Türkiye’yi devlet olma gerçeklerimize ters, bölünmenin kilometre taşı anlamına gelecek başkanlık ve özerklik planlarını hayata geçirmektir.
Bu güruh dünde başbuğ Alparslan Türkeş için aynı tertip, tezgah ve karalama kampanyalarını organize etmişlerdir. Bu takımın rol aldığı adresleri çok iyi tahmin ediyoruz. Onların rol verdiği bu kampanya figüranlarını, İmralı canisi görüşmelerinde, hırsızlık, vurgun, soygunlarla alakalı her hangi bir eylemde gördünüz mü? 
Türk milletinin ismi devletinden silinirken, etnik faşist mikro ırkçı küresel ameliyata tabi tutulurken, hiç tepkilerini görebildiniz mi? Mesela biz onların Ankara ve İstanbul da hatta birçok yerde, AKP veya CHP ye oy verdiklerini veya MHP ye seçimlerde destek vermediklerini biliyoruz. Onlar bizler ilçemizde seçim çalışması yaparken, hep kaçkın, ter akıtmayan sahada olmayan, başka adreslerde ikbal arayan, bizim bahçemizde otlayıp başka follara yumurtlayan ötekiler adına ötenlerdir.
 Onların derdi sayın Devlet Bahçeli değildir. Onlar dün olduğu gibi yarında MHP’nin başında kim olursa olsun o kutsal ocağa, teslim alınamayan kaleye yeni figüranlarla saldırmaya devam edeceklerdir.Aslında Devlet bahçelinin şahsında saldırılan adres MHP ve Türk milletinin geleceğidir.Çünkü MHP’nin davası koltuk değil, bu asil şerefli milletin varlık ve bekasıdır.Tarih boyunca bu fitne oyunu baş aktörü olan,  yeni oyuncularını her zaman bulmuştur. Bu istifa korosu aynı senaryoların, aynı ihanet telinden çalan, yemlenen nemalanan bugün bir benzer figüranları değil midir?