CHP Genel Başkanı Özgür Özel"Tayyip Bey bu kötüye gidişi gördü, kutuplaşmak istiyor. Tayyip Bey kötüye gidişi gördü, bundan dolayı gerginlik çıkarmak istiyor. Dilruba’dan çıkarıyor, teğmenlerden çıkarıyor. Tayyip Bey’in bir amacı var; Kavga etmek, gerilim çıkarmak... Açlığı, yoksulluğu ve sefaleti unutturmak istiyor" dedi.

Açlık, yoksulluk ve sefaletin unutturulmak istendiği doğrudur, bunun için gerilim politikalarına geri dönüldüğü de doğrudur. Yalnız, Türkiye, üç haftadır küçük Narin’in öldürülmesi ile ilgili soruşturmayı takip ediyor...

***

Tabii ki bir insanın öldürülmesi, bütün insanlığın öldürülmesi gibidir. Üstelik öldürülen 8 yaşında bir kız çocuğudur... Tabii ki Narin cinayetinin aydınlatılması ve suçluların hak ettiği cezaya çarptırılması için medya baskısı önemli ve değerlidir; yalnız Tekirdağ’da iki yaşındaki bir kız bebeğin başına gelenler daha da vahimdir ama nedense gündemde o kadar yer tutmuyor...

Narin cinayeti soruşturmasında önce yayın yasağı konuldu sonra bu yasak kaldırıldı. Ceza hukukunda bütün soruşturmalar gizli sürdürülür. Buna rağmen her gün farklı bir ifade veya delil basına sızdırılarak, soruşturmanın gizliliği ihlal edildi ve bütün televizyon kanallarındaki programlara cinayet masası gibi bir rol verildi!

Bilen, bilmeyen, cinayetin nasıl ve ne zaman işlendiğine dair fikir yürütüyor! Üç haftadır, soruşturmayı sanki medya yapıyor! Politikacılar, muhabirler, yorumcular, emekli polisler, emekli adli tıp uzmanları, soruşturmanın gizliliğini ihlal ederek, her türlü iddianın veya ifadenin ayrıntılı tartışmasını yapıyor! Türkiye, sadece Narin cinayetine kilitlenmiş durumda...

Türk devrimi ve camiler! Türk devrimi ve camiler!

Bu durum sadece bana mı garip geliyor?

***

Medyanın sadece bir olaya odaklanması, ABD medyasında örnekleri çok görülen ve asıl gündemi unutturmak için kullanılan bir yöntemdir...

ABD medyası, 11 Eylül 2001 saldırılarında bile, bu büyük olayın üzerine gitmek yerine, hâlâ ünlü bir sporcunun 1994 yılında eski eşini öldürmesini tartışıyordu... Burada ölçü ölümse; İkiz Kuleler’de dünyanın gözü önünde binlerce kişi katledilmişti...

Ölçü çocuk ölümüyse; İsrail, bütün dünya seyrederken, Filistin’de birçoğu Narin’in yaşında 40 bin kişiyi katletti...

Milyonlarca insanın öldüğü kabul edilen pandemi sürecinde de bütün dünya medyası, olayın gerçek sebebini araştırmak yerine, “Büyük Sıfırlama Projesi”ne hizmet etti. Uygulamalara itiraz eden gerçek bilim adamları ve onların görüşlerini yayınlayan gazeteciler, komplo teorisi üretmek veya aşı karşıtı olmakla suçlandı... Öyle ki, Türkiye’de bir profesör, polis, jandarma zoruyla aşılamayı savundu ve “köpek gibi aşı olacaksınız” diyebildi. Kimse de ona halkı aşağılamaktan soruşturma açmadı. Çünkü küresel rüzgâr böyle estiriliyordu.

Birkaç yıl sonra, başıboş köpekler için katliam yasası çıkarıldı! Oysa hayvan katliamı da ağaç katliamı da insan katliamı gibidir... Buna rağmen katliama itiraz ederek, başka bir çözüm bulunmasını isteyenler hâlâ suçlanıyor...

***

Türk Milleti ve devleti, kendi yöneticileri eliyle tarihten silinmek isteniyor. 1920’lerde bunu denediler. Başarsalardı, Anadolu’da tek bir canlı Türk bırakmayacaklardı. Kızılırmak’ın Doğusu Ermenistan, Batısı Yunanistan olacaktı. Şimdi aynı projeyi, nüfusu değiştirerek, ekonomiyi planlı bir şekilde çökerterek, tarihi çarpıtarak uygulamaya çalışıyorlar. Bu, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir katliam projesidir ama tek bir televizyon programında bile bütün yönleriyle konuşulmamıştır.

Emeklilerin açlığa mahkûm edilmesi, son olarak huzurevi ücretlerinin üç katına çıkarılması bile seçimlere nasıl etki yapacağı üzerinden değerlendiriliyor. Oysa yaşlılar bu politikalarla alenen katlediliyor!

Narin cinayeti hepimizi derinden yaraladı ama halk, temel sorunlar gündemden düşsün diye her gün cinayetle ilgili gıdım gıdım bilgi sızdıranların oyununa gelmemelidir.

Editör: Kerim Öztürk