AKP'ye bir defa iktidar vermenin bedelinin ağır olacağını biliyor ve söylüyorduk. Gelişmeler tahminlerimizi çok aşmış durumdadır. BOP'un sahipleri aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 22 ülkenin sınırlarının değişeceğini ilan ederken, bunun alt yapısını da hazırlamışlardır. AKP bunun için ortaya çıkarılmış, büyük bir toplum mühendisliği ile iktidara taşınmış, orada tutulmuştur. AKP'yi ganimet sayanlar, bugün artık bölünmenin provaları yapılmaktadırlar. Diyarbakır'dan gelen görüntüler, adına "Arap Baharı" dinelen ihanetin vurduğu ülkelerden farklı değildir. Hükümet içeride ve dışarıda kıpırdayamaz haldedir.
                                             
DÜNYADAKİ TEK HÜKÜMET
          ABD, Rusya, Irak, ve IŞİD'ı aynı anda karşısına alan dünyadaki ilk ve tek hükümet bizdedir. İran, Suriye, Mısır'la ilişkilerimizi bitireli çok oldu. Barzani'den medet umar haldeler, ancak bu peşmergebaşının kendisine hayrı yok. Çareyi, İsrail'e sarılmakta buldular. Daha önce defalarca örneğini gördüğümüz gibi, İsrail hakkında söylenenler, ileri sürülen şartlar, efelenmeler bir anda unutuldu. Anlaşılan o ki, özür talepleri, Filistin üzerindeki ablukayı kaldırtma şartları çoktan rafa kaldırılmış. Hatta, yarın çıkar "biz böyle bir şey söylemedik" derlerse, biz şaşırmayacağız.İsrail'in vereceği göstermelik bir tazminat karşılığında teslim olacakları anlaşılıyor. Benzer durumun Rusya için de yaşanması muhtemeldir. Bütün sorumluluğun bir askerin üzerine yıkılması an meselesidir.  
                                 
SONUCUNA HEP BİRLİKTE KATLANIYORUZ  
          AKP'nin nereden gelip nereye gittiğini ve bu ülkeye neye mal olduğunu Türk milleti canı yanarak görüyor. Bu kadar yalan, bu kadar talan ve ihanetin üzerine yüzde 49 oy verilirse, bunun elbette bir sonucu olacaktı. Bir felakete sürükleneceğimizi biliyor ve söylüyorduk. Çok uzun sürmedi, kurunun yanında yaş da yanıyor. Ağır ve acı sonuçlara hep birlikte katlanmak zorunda kalıyoruz. AKP'de bu durumun farkında ve gerçekleri saklamak, bu kayıp ve kaos siyasetine yeni formüller bulmak için çırpınıyor. Daha da şaşırtıcı olanı, bu çıkmazı bir fırsata çevirmeye çabalamalarıdır. Patlayan bombalarla, krize giren ekonomiyle, huzursuzluk ve terörle milleti korkutup tekrar iktidar oldular. Elde ettikleri sonuç, iştahlarını daha da arttırdı. Şimdi de yalnızlığı, tükenmişliği, çaresizliği, bölünmeyi başkanlık hesaplarına malzeme yapmaya uğraşıyorlar.
                                
BÜTÜN SUÇ SİSTEMDEYMİŞ!
          Sayın Cumhurbaşkanını dinlerseniz, zannedersiniz ki, bu vahametin, bu kuşatılmanın, patlayan bombaların, kazılan hendeklerin, can çekişen kardeşliğin, yok olan demokrasinin, işlemeyen hukukun, iktidar borazanına dönüşen medyanın sebebi, parlamenter sistemdir. 13 yıldır AKP her şeyi doğru yapmış, ama sistem hata yapmış ve bu bunları yanlış göstermiş. Başkanlık sistemine geçince bir anda bütün bu yanlışlar düzelecek, kayıpların yeri dolacak ve ülke huzura kavuşacak. Onun için de her şey bir kenara bırakılmalı ve acil olarak Anayasa değiştirilip başkanlığa geçilmeli. Kastedilen başkanlık sistemi her şeyin, her yetkinin tek elde toplanmasıyla sınırlıdır. Buna bağlı olarak gerginlik daha da artacak, ayrışma, çatışma daha da hızlanacak ve sonuç çok daha acı olacaktır.
                                 
YALANIN MUMU YATSIYA KADAR YANAR
          Bu millet başkanlık değil, çare bekliyor. Nitekim, başkanlık nutuklarının öne çıktığı, bunun için 400 milletvekili istendiği 7 Haziran seçimlerinde buna itibar edilmediği kesin olarak gösterildi. 1 Kasım öncesinde başkanlık, sistem, yeni Anayasa hiç kimsenin aklına gelmedi. Bunun yerine millete, AKP iktidarı kaybettiği için terörün azdığı ve başkente dayandığı, ekonominin dibe vurduğu, etrafımızın kuşatıldığı anlatıldı. AKP'nin yeniden iktidar olmasıyla birlikte bir anda bu huzursuzluğun biteceği, gökten para yağacağı, herkesin zenginleşeceği, iş bulacağı vadedildi.Yalanın mumu yatsıya kadar yanarmış. İktidarı kurtardılar, ama düzelen, iyiye giden, ümit veren hiçbir şey olmadığı gibi, tablo daha da ağırlaştı ve ülke bölünme noktasına geldi.
                                     
BÜTÜN DEĞERLER YER DEĞİŞTİRDİ
         Yalanla gerçeğin, eğriyle doğrunun, hakla haksızlığın yer değiştirdiği bir düzenden hayırlı ve faydalı bir sonuç çıkması imkansızdır. Bütün değerler yer değiştirdi. AKP ile yaşanan tam olarak hakkın yerini haksızlığın, doğrunun yerini eğrinin, gerçeğin yerini yalanın almasıdır. Onun için ne Allah razı oluyor, ne kul itibar ediyor. Olan bu ülkeye, bu devlete, bu millete oluyor.