Esasında, bu başlıklardan sonra değil uzun uzadıya, hiç sütunu işgal edip yazmaya gerek yok ama olmuyor işte!..
Okur istiyor.. Yazar, yazmazsa patlayacak durumda..
Sizlere haftalar öncesinde gazetemiz YENİÇAĞ duyurmuştu; “Öcalan, AKP ve Recep Erdoğan için kurtuluş formülü arıyor” diye..
6-8 Ekim olaylarının ardından iyice bataklığa gömülen AKP sözcülerinin açıklamalarını da dikkatle takip ettiyseniz nasıl savrulduklarını, patinaj çektiklerini, yalpaladıklarını “süreçte son kararı Öcalan ile Erdoğan verir” diyerek koskoca Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamını teröristbaşı ile denk hale getirerek acınası hale düştüklerini bir kez daha (!) anlamışsınızdır.
Zaten Öcalan’ın ipine eskisinden daha sıkı sıkıya sarıldıklarını ve İmralı görüşmelerinin de son sürat devam ettiğini doğruluyorlar. Kopyala-yapıştırcı yazarlarına verdikleri metinlerden durumu idare etmeye çalışıyorlar. Kandil her gün meydan okuyor, bunlar pişmiş kelle gibi ekranlardan sırıtıyor.
Bırakın Kandil’i bir tarafa, artık kontrol ettiklerini iddia ettikleri bebek katiline bile yuları tam kaptırmış haldeler. Bitap düştü MİT Müsteşarı ve heyeti İmralı’ya gidip gelmekten. Hükümet heyeti her gün güncellenen bir metin ile Öcalan’ın huzuruna(!) çıkıyor. Bebek katili cık-vık ediyor, nazlanıyor da nazlanıyor.. “Orası öyle olmaz. Burası da olmamış” diyor. Her görüşmede yeni talep(ler) diretiyor, Hükümet heyeti ardına baka baka Çankaya Köşkü’nün yolunu tutuyor. Recep Erdoğan’ın sinirleri bozuluyor da bozuluyor.
Peki, 10 Kasım 2014 saat 15.00 itibarıyla pazarlıkta gelinen son nokta ne?..
Cumhurun başı olarak seçtiğiniz Recep Erdoğan ile iktidarı AKP, tam manasıyla tuş olmuş durumda.
Bebek katiline “Yeter artık çözüm noktasına gelelim. Örgüt üstünde tam hakimiyetini kur. PKK’nın silahsızlanmasından vaz geçtik. PKK silahları ile Kandil’e çekilsin ve orada silahlarıyla kalsın” teklifi götürüldü. Ayrıca, terörist başına “Seni Orta Doğu’nun Mandela’sı yapacağız. Ev hapsi için istediğin yeri sen belirle” denildi.
Yani; o kopyala-yapıştır usulüyle hazırlanmış bazen aynı gün bazen de birbiri ardından devam eden günlerde okuduğunuz köşe yazısı kılıklı metinlerden zerk edilen yol haritası paketlerinde anlatılanlar faso-fiso. Cambaza bak oyunu!..
Bebek katili, daha, daha da fazlasını istiyor. Hükümete, “Örgüt üstünde tam hakimiyet kurmamı istiyorsanız, Kandil’in önerdiği 3’üncü göz ABD olsun” u kabul edin diye diretiyor. Ayrıca; Hükümet kaynaklarından aldığım bilgiye göre, iyice azdırılan Öcalan kelle de istiyor. Bebek katilinin Hükümete, vakti zamanında kendisine karşı düzenlenen operasyonlarda görev alan isimlerin yer aldığı bir liste verdiği belirtiliyor.. Yakında yeni “faili meçhuller” filmleri seyrederseniz hiç şaşırmayın..
Öcalan’ın pazarlık heyetine yinelediği bir “rica” sı daha var ama sizleri daha fazla rahatsız etmemek adına şimdilik pas geçiyorum.
Acı.. Hakikaten de çok acı bir durum..
Gerçek paralel devlet yapılanmasını iliklerimize kadar yaşarken, terör çetesine teslim olan iktidar, saltanatı kurtarma uğruna yeni tezgahların da peşinde olduğu, Ankara kulislerinde dilden dile geziyor.
Geçtiğimiz YAŞ toplantıları öncesinde ustaca kurgulanan “TSK’da paralel yapılanma” tezgahlarının yeniden gündeme sokulacağına dair fısıltılar siyaset kulislerinde gittikçe yaygınlaşıyor.
Sakın!.. Bu satırlardan Fethullah Gülen Cemaatine yönelik bir ön savunma gayreti içinde olduğum algısı çıkarılmasın. Cemaatin yanlışlarını en sert eleştirenlerden biri olduğumu (herkesin korkup kaçtığı günlerde) çok kısa sürede yapacağınız bir Google araştırması ile görürüsünüz..
Fakat, burada ince değil çok kalın bir tezgaha dikkat çekmek isterim. “Çözüm süreci” bahanesiyle terör örgütü ile kol kola giren bir yapının, sahte algı operasyonları ile zirvelerde yediği zılgıtlardan sonra Öcalan ve Kandil’in istekleri doğrultusunda etkin güvenlik önlemlerinin bir an önce devreye sokulması için bastıran TSK’ya düzenlenecek yeni operasyonlara. Yoksa, TSK içinde devlet aleyhine yuvalanmış bir cemaat yapısı varsa ve adı ne olursa olsun def edilsin gitsin. Buna en çok sevineceklerin başında ben gelirim..
***
Kaynayan AKP kulislerinden farklı bir not ile yazıya son verelim. İktidardaki Ali Babacan ve ekonomi yönetimi kavgasından;
Yapılan son kelle alma operasyonundan sonra Hazine Müsteşarlığı’na kimin getirileceği kavgası devam ediyor. Her kesim farklı bir isim telaffuz ediyor. Kulislerde en çok adı konuşulanı ve tartışılanını söyleyeyim;
TÜİK Başkanı Birol Aydemir. AKP iktidarı döneminde üst düzey birçok görev almış bana göre de çok başarılı bir ekonomi uzmanı. İçişleri Bakanı Efkan Ala ile arasındaki büyük soğukluk başkentte hemen hemen herkesin malumu. Denilen o ki; “Birol Aydemir’in Hazine Müsteşarlığı’na getirilmesine Efkan Ala taş koyuyor” . Nedenlerden biri olarak da “geçmişte Abdullah Gül’e olan çok yakınlığı” gösteriliyor.