Cumhuriyet gazetesi ile ilgili olabilir. Dikkat edin, o gazete Peygamber efendimize hakaret ima eden karikatürleri bastığında yanında Kılıçdaroğlu vardı, cumhur yoktu.
Kılıçdaroğlu o hakaretlerin yanında durdu, arkasında durdu” sözleriyle hem Cumhuriyetçilik yaptı, hem CHP ve Kılıçdaroğlu’nu “Hazreti Peygamber’e hakaret edenlerin yanında” gösterdi hem de Paris’teki olaydan partisine oy devşirmeye çalıştı!
***
Gerçekleri ters yüz ederek anlatmak, AKP sözcülerinin genel karakteri haline gelmeye başladı galiba...
O kadar çok örnek var ki hepsini burada sıralamak mümkün değil. Biz güncel olanlarla devam edelim...
O kadar çok örnek var ki hepsini burada sıralamak mümkün değil. Biz güncel olanlarla devam edelim...
Davutoğlu, CHP’ye seslenerek “Hem Cumhuriyetçilik iddiasında bulunacaksınız, hem de Türkiye’de bürokrasi üzerinden darbe yapmak isteyen paralel bir çeteyle beraber hareket edeceksiniz. İşte bunların cumhuriyetçiliği bu kadar” dedi!
Artık bu kadarına ne demeli bilmiyorum...
Yoksa, Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu’nun “paralel” çete dediği organizasyonu, 13 yıllık AKP iktidarı döneminde emniyete, yargıya ve devletin bütün bürokrasisine hakim kılan da CHP miydi? Bu nasıl bir vicdandır ki alenen kendi suçunu karşı tarafa yükleyebiliyor?
Tamam, bugün CHP’nin de paralel yapı ile ilgili büyük hataları var ama asıl suç AKP iktidarının değil mi?
***
Hele şu sözlere bakın:
“CHP gibi sadece adında cumhuriyet olan bir parti değiliz... Biz gönülden cumhuriyetçiyiz. Tek parti döneminde her türlü baskıyla cumhurun üzerine gidenler, özgürlükleri kısıtlayan bir geleneğin takipçisi olanlar hiçbir zaman cumhuriyetçi olamazlar.”
Hem Cumhuriyeti 90 yıllık reklam arası olarak görüyorlar, cumhuriyetin bütün kazanımlarını tek tek yok ediyorlar, hem de “cumhuriyetçi biziz” diyorlar. Üstelik cumhuriyeti kuranları da özgürlükleri kısıtlamakla suçlayıp onların takipçilerinin cumhuriyetçi olamayacağını söylüyorlar!
Bu kadar çarpıtmayı, bu kadar akıl-mantık dışı yorumu tek bir konuşmada yapmak nasıl mümkün olabiliyor?
Hitlervari propaganda tekniği mi acaba?
Göbels’in “Öyle büyük bir yalan söyle ki kimse aksini ispatlamaya cesaret edemesin!” sözüne göre mi hareket ediyorlar? Böyle olsa bile aynı konuşmada sadece bir büyük yalan yok, çok sayıda büyük yalan var! Bu kadar büyük yalanı birarada söylerseniz, Göbels’i bile mezarından kaldırırsınız! Göbels bile “Ben size ’bir
büyük yalan’dedim, birçok yalanı birarada söylerseniz, sözlerinize kimse inanmaz” diyebilir...
***
Gerçi CHP Parti Sözcüsü Haluk Koç, “Tükenmişliğin ortasında, şimdi ikinci bir Kabataş yalanına sığınıyorsun. CHP’yi, Peygamberimizle ilgili karikatürleri savunuyormuş gibi suçlayan ifadeler yalandır. İçeride Allah’ın ayetiyle alay eden,’makara, takara’diye dalga geçen şaibeli bir bakanına ağzını bile açamıyorsun, kendi partinin içinde, kendisini ‘Hazreti İbrahim’, küçük kardeşini de ’Hazreti Muhammed’olarak ilan eden vekile seyirci kalıyorsun, başındaki muktediri Allah’a şirk koşan gafil diğer milletvekiline ses bile çıkartamıyorsun” sözleriyle ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, “CHP’nin hiçbir yapıyla ilişkisi yoktur. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, Türkiye’nin aydınlarına, siyasetçilerine, yazarlarına, yurtseverlerine kumpas kuran ve bunun için her türlü yapıyla iş birliği yapmaktan çekinmeyen siz değil misiniz?” diyerek cevap verdiler ama galiba konu sadece tükenmişlikle ilgili değil...
Bu bir zihin parçalanması...
Ciddi bir hastalık...