Diyarbakır'da leşler gömülürken olay çıkmamış diye hükümet ve peşine takılan kanlı İmralı Limanı korosu, güdümlü ve onay görevli medya bayram etmiştir. Umutlarını Öcalan'a sarılmakta bulanların üzerine bebeklerin, askerlerin kanı bulaşacak ve şehitlerin huzuruna öyle çıkacaklardır. Öğrenciler olmazsa milli eğitimi sorunsuz idare ederim; araçlar olmazsa kazaları önlerim diyen sakat, çocuksu anlayış bu güzide şehrimizde, farklı bir biçimde yönetim zaafiyeti olarak ortaya çıkmıştır. Siz kamu görevlilerini -güvenlik görevlileri başta olmak üzere- devletin hükümranlık alanından çekerseniz meydan leşlere ve yandaşlara kalır. O ay yıldızlı bayrağın yakılması yürekleri dağlamıştır. Bizim millet ve devlet geleneğimizde Kıbrıs'ta olduğu gibi bayrağımızı gönderden indirene, yakana  müeyyideler vardır. Kıbrıs'ta bayrak direğinden Türk bayrağının Rum genci tarafından indirilmesine verilen net cevap hala hafızalarda diridir. Bölücü katliam şebekesine meydanı bırakarak olay çıkmadığını söylemek, züğürt tesellisi, zillet, kara bir gün ve akıl tutulmasıdır. Bu yönetim anlayışı ve otoritesizlik huzurun aksine ileride daha çok canın yanmasına, kanın akıtılmasına zemin hazırlar.
          Bu ülkede Hasan Mezarcı ile başlayan, mezarlıkta kazma kürek mezar eşme dönemi artık bir an önce son bulmalıdır. Artık ilçe il bütün belediyeler sizdedir. Bu mezar açma işlerini  mezarlıklar müdürlüğü işçilerine bırakınız. 36 etnik kökeni siz hala mezarlıkta tesbittesiniz, bırakın bu mezarlık edebiyatını, millet et ve tırnak oldu bir oldu bütün oldu, Türk oldu bundan da onur, gurur duydu. "Ne mutlu Türküm diyene" diyerek herkes tarağın dişleri gibi eşit kardeş oldu. İnsanımız dinim islam, kitabım Kuran, milli kimlik olarak Türküm diyerek bu tartışmayı nerede ise bir asır önce bitirdi. Bu tartışmayı bitirmeyenler empeyalist batı ve onun beslediği terör örgütüdür. Bunlar etnik problem ve kompleksi olan milliyet özürlülerdir. Bu ülkede etnik kimlik tartışması dayatmadır. Türk olmak sadece Türkçe konuşmaktır. Bunu dayatanlara soruyorum İngilizce mi konuşalım? Bu yabancı dilden hiç rahatsızlık duyulmazken Türkçeden rahatsızlık nedendir? Alman, İngiliz, Fransız, Amerikan milli kimiliklerini tartışmazken bize bu dayatma nedendir? Ülkede 36 kimlik olduğunu iddia edenlerin kendilerinin hangi kimlikten olduklarını kamuoyuyla paylaşmaya davet ediyorum. Bu kuyruk acısını merak ediyoruz. Yeni bir kimliğin, yeni bir bayrağın, yeni bir devletin ayak sesleri değil midir? Bu gerçekler hayatımız boyunca dillendirdiğimiz, maalesef yanılmadığımız hakikatlerdir.
         Tarih bizi haklı çıkardı hiç işbirliği yapmadık. Bize korkular üretiyorsunuz, paronayaksınız diyenlerin kafaları yastıkta rahat mıdır? İktidar nimetinden geçmişte her türlü istifade eden hatta bugünkü iktidara irticacı diye saldıranlar bugün iktidarla kol koladırlar. Az bir imkan bulunca dut yemiş bülbül gibi susmuşlardır. Çok yakında kurulacak tek başına MHP iktidarında hepsi yağcılık kuyruğuna gireceklerir. Ama yüzlerindeki derinin rengini doğrusu merak ediyorum. İnsan bu kadar ilkesiz, ülküsüz, öngörüsüz ve omurgasız olabilir mi? Bugün bir kez daha Allah'ın bir, Hz Muhammed'in onun resulu olduğuna inandığımız gibi inanıyoruz ki bu yol nedamettir! Ayrılıktır! Pişmanlıktır! Kandır!Gözyaşıdır! Bu ülkeye kıymayınız. Bu ülkenin dini kimlğine, milli kimliğine sahip çıkınız; bunu onurunuz, haysiyetiniz, şerefiniz adına kabul ediniz. Bu dediklerimizi yaparsanız baş tacı edilirsiniz. Dünyada kabile devletlerinin dışında kimlik tartışmalarını bütün ülkeler bitirmiştir.Türkiye'de kimlik sorunu, Kürt sorunu yoktur; terör sorunu vardır. Güneydoğu'da çözüm; Kürtçü, ırkçı, faşist maskeli atesit, marksist, komünist, Ermeni asıllı Öcalan'a sarılmakta asla değildir. Çözüm müminlerin kardeşliğindedir. Çözüm tek kimliğe sahip çıkmaktadır. Hepimiz Kürt'üz, Arap'ız, Çerkez'iz, Laz'ız, Arnavut'uz, Abaza'yız, biriz, bütünüz hep birlikte Türk'üz.