Aspirin çok uzun yıllardır kullanılagelen ilaçlardan biri. Hemen her evde rastlama imkânınız var. Özellikle ise orta yaşın üstünde ve kalp hastası olma riski olan bireyler düzenli olarak kullanmaktadır. Ağrı kesici ve ateş düşürücü özelliği olan aspirin kanın pıhtılaşmasını önleyerek kalp krizi riskini de azaltmaktadır. Aspirin söğüt ağacı yapraklarından yapılan bir ilaç ve bu yapraklar salisilik asit içermektedir. Yani bütün bunları önleyen ve çözen şey aslında salisilik asittir. Peki bu salisilik asit yalnızca aspirinde mi var? İşte konu burada çözülüyor. Salisilik asit birçok meyve ve sebzede doğal olarak bulunmaktadır. Elmada bunların başında gelen meyvelerden birisi. Elma için kalp hastalıklarından korur diyebiliriz o halde. Hem de aspirin gibi fazla dozda alınması durumunda beyin kanaması ya da kanama durumunda kan pıhtılaşmaması sebebiyle oluşacak riskleri de taşımamaktadır. Ayrıca bunun yanında antioksidan özelliğinden dolayı kanseri dahi önleyen etkileri bulunan elmayı günde bir tane tüketmek sizi çoğu hastalıktan koruyacaktır. En küçük sorunumuzda ilaçlardan yardım beklemek yerine düzenli meyve tüketme alışkanlığına sahip olmak bizi daha güçlü ve sağlıklı bireyler haline getirecektir. Tamamen ilaçlara bağımlı kalmak zorunda olacağımız ciddi hastalıklarımız yokken ve bir problemin önüne beslenme ile geçme imkanımız varken doğal beslenmeyle yapay ilaçların önüne geçebiliriz. Kalbimiz sağlıklıyken elma tüketelim ve ilaçlara mecbur kalmayalım. Besinler ilacınız, ilacınız besinleriniz olsun. Sağlıcakla.
ELMA MI ASPİRİN Mİ?
Betül Sukan
İlaç sanayisinin gün geçtikçe gelişmesiyle birlikte ilaç yelpazesi de bir o kadar genişledi. Kronik dediğimiz herkeste hemen hemen en az bir tanesi bulunan hatta bazılarında birlikte karşılaştığımız kalp hastalıkları, kolesterol, diyabet, hipertansiyon, migren gibi birçok hastalığın çözümünde tek çareyi ilaçlarda arar olduk. Ülkemizde bir hekime reçete yazdırmak ise maalesef çok kolay hale geldi. Hastanın doktorun yanında kısa sürede kalması ve yeterince sürenin bir hastaya ayrılamamasından dolayı kimi zaman birkaç dakika içinde kabarık reçetelerle doktor odalarından çıkmak zorunda kalan hastalar ise eczaneleri doldurur oldu. Hastalar ne ilaçlarının yan etkilerine ne de ilacın hastalığının üzerinde nasıl bir etki göstereceği hakkında fikir sahibi olmadan ilaçlarını kullanıyor. Ne yazık ki beslenme tedavisi ise bu sebeplerden dolayı çoğunlukla göz ardı ediliyor. Ancak bugün burada sistemin eksiklerini tartışmak yerine doğal bir besinin nasıl yapay bir ilaç etkisi yerine geçebileceğinden bahsetmek istiyorum.