Sayın valimiz çok dakikti  her gün saat 07.55 de dairesine gelir işine başlardı. Bir gün görevime geldim Antakya ULU camiden sala veriliyordu. Odama girdim telefon çaldı, telefonda Valimiz rahmetli Sami OYTUN vardı, Bana  
-Esat yanıma gel dedi. Hemen koştum vali beyin yanına vardım. Bana otur dedi ve ekledi;
-Bu sabah verilen salayı   duydunmu?
-Duydum sayın valim.
-Dörtyol Fransız işgalinden kurtulduktan sonra Hatay 23 Temmuz 1938 tarihine kadar Fransızların elinde kaldı. hem bu dönemde hem de daha önce Fransızlara karşı savaşan Türk Yer altı teşkilatının  önemli  elemanlarından Yüzbaşı   ………………….vardı. Atatürk’ün yakından tanıdığı biri, Türk çeteleri ile Türk Devleti arasındaki bağlantıyı bu sağlıyordu.  Hatay Fransızların elindeyken de bu yörede arkadaşları ile yer altı faaliyetlerini sürdürdü. Çok önemli çalışmaları ve kahramanlıkları oldu. Fransızlar bunu yakalayabilmek için başına 15 bin altın ödül koydular. Yakalanmadı. Hatay Anavatan’a katılınca da evine çekildi.  O zaman ki silah arkadaşlarından başka kimse bilmez, sessiz, sakin yaşıyordu bir tek eşi var. Evleri Vilayet binasının arkasındaki sokaktadır. İşte o subay hakkın rahmetine kavuştu. Okunan sala onun içindir. Şimdi senden istediğim; bunun için iyi bir cenaze töreni yaptır ki bizde görevimizi ona karşı yerine getirelim. Biz ona ve arkadaşlarına çok şey borçluyuz. Dedi.
Hemen kalktım Antakya’nın tüm Okullarına   çelenk yaptırmaları ve bu törene iştirak etmeleri, için telefon emri çıkarttım. Cenazenin olduğu eve gittim ailesinden resmini ve hayat hikayesini   dinledim ve yazdım. Bir yandan resimlerini ve kısa özgeçmişini bastırıyor bir yandan da Belediye önüne ses düzeni, büyük masa koyduruyor programı hazırlatıyordum. Bir ara  cenaze evine  giderken birde ne göreyim; yaşlı yaşlı insanlar kimisi tek bacaklı, kimisinin kolu yok, cenazeyi omuzlarında  Şehit ve gaziler derneğine götürüyorlar. Bu kişiler onun  silah arkadaşları idi. Yardımcı olduk beraberce derneğe oradan da ULU camiye bayrağa sarılı tabut getirildi Caminin her tarafı çelenkle dolu her taraf kalabalık belediye önündeki meydan dahil iğne atsanız yeter düşmez. Öğle namazını müteakip cenaze namazı kılındı. İmam Hakkınızı helal ediyormusunuz? deyince. Gökleri titreten bir haykırışla  “Helal Olsun” diye insanlar haykırıyordu. Bayrağa sarılı tabutu Belediye önüne    omuzlar üzerinde getirildi anıt önündeki masa üzerine kondu. Burada   ben Yüzbaşının hayat hikayesini okudum Amanos dağlarında   Fransızlarla yaptığı mücadeleleri, kahramanlıklarını, Hatay   Anavatana katılıncaya kadar oradan oraya nasıl gizlendiğini. Fransızların başına 15.000 altın ödül koyduğunu ama onun ülkesi ve milleti uğruna yılmadan mücadele ettiğini ve öbür dünyaya da bir karış bezle gittiğini anlattım ben anlatırken herkes ağlıyor, göz yaşlarını tutamıyordu. Konuşmadan sonra ruhu için Fatiha okundu bayrağa sarılı tabut 3 km uzaktaki Antakya mezarlığına omuzlar üzerinde götürüldü. Kalabalıktan kimse ayrılmadı, hatta artarak kalabalık mezarlığa geldi ve onu toprağa verdik. Yürüyerek aynı güzergahtan döndük.bir ara yürürken Vali bey yanıma yaklaştı ve elini elime doğru uzattı bende elimi uzattım elimi çok içten sıktı. Bu vali beyin teşekkürü ve Aferin demesi idi.

HATAY BİZİM CANIMIZ.TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN EN ÖNEMLİ ŞEHİRLERİNDENDİR. HATAY BİZE ATATÜRK'ÜN VE KAHRAMAN ŞEHİTLERİMİZİN BİR EMANETİDİR.HATAY'A HİZMET KUTSAL BİR GÖREVDİR GEÇMİŞ OLSUN HATAY, ŞEHİTLERİMİZİN RUHU ŞAD OLSUN.

Editör: Kerim Öztürk