Adeta bayram ilan ettiler!.. “Çözüm süreci devam ediyor”  diye.. “Türbülanstan”  nasıl çıkıldığına dair bin bir yalan ürettiler. Havuz ve iliştirilmiş medyaları var ya; hiçbir şekilde gerçeklerin duyurulamayacağını sanmaya devam ediyorlar. Kopyala-yapıştırıcı yazarları ile yapıştırma ve algı operasyonları tam gaz ilerliyor.
Yok, kapı arkalarında hangi heyetler görüşmüş!.. Yok, şöyle olmuş, böyle olmuşmuş. Bundan sonra da  “ziyaret trafikleri”  ve  “yol haritaları” ile aldatacaklar. Yani, sizler çadır tiyatrosunu seyretmeye  devam ederken onlar kendilerine verilen figüranlık görevi ile şekil yapacaklar. Gazetelerden televizyonlardan daha ne masallar okuyup dinleyeceksiniz; hayal bile edemiyorum..
“Türbülanstan”  çıktığı söylenen “çözüm süreci” nin gerçek perde arkasını aktarıyorum hem de Çankaya ve Hükümet kaynaklarından yoğun uğraşlarım sonucu aldığım bilgilerle..
Sıkı durun!..
Çankaya-İmralı-Kandil-MİT dörtgeninde işler kotarıldı..
Recep Erdoğan, Öcalan ile işi bire bir çözdü..
Kişiye özel çok gizli mutabakat yapıldı.
Kandil, “seçime kadar eylemsizliğe”, “evet”  dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu baypas edildi..
TSK’ya yine bilgi verilmedi.
AKP’nin içi de tam manasıyla cadı kazanına döndü..
Ayrıntılarıyla ilerleyelim;
Sözde çözüm sürecinin devam etmesine MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın bire bir yürüttüğü temaslar ile karar verildi. Fidan, Recep Erdoğan ile bebek katili Öcalan arasında mekik dokudu. Yürütülen kapı arkası diplomasi trafiğinde Erdoğan ve Öcalan dışında kimse bilgilendirilmedi. Kandil’in isteklerinden geri adım atmayan Öcalan’a son kertede Recep Erdoğan  “tamam tüm isteklerini kabul ediyorum. Ama seçime kadar eylem olmasın. PKK eylem yapmasın”  teklifi götürdü .Öcalan bu teklife  “seçime kadar evet”  yanıtı verdi. “Çok özel”  maddeler içeren gizli bir mutabakat ve takvim yapıldı. Mutabakat metni Hakan Fidan tarafından Öcalan’ın özel heyetine oradan da Kandil’e iletildi. Kandil’deki şer çetesinden de  “seçime kadar evet” yanıtı gelince Çarşamba gününden itibaren izlediğiniz  “çözüm sürecinde tıkanıklık aşıldı”  tiyatrosu sahneye konuldu.
Başbakanlıkta geçtiğimiz Salı günü  “çözüm süreci zirvesi” toplandığında zaten Çankaya-İmralı hattında kesin kararlar alınmıştı. Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlık koltuğuna oturmasıyla “güvenlik zirvesi” olan toplantının birden bire tekrar eski haline “çözüm süreci zirvesine” dönüşmesi ve askerin toplantıya bu nedenle davet edilmemesi ayrıca dikkat çekiciydi. Hükümet kaynaklarından edindiğim bilgiye göre, alınan karar Recep Erdoğan tarafından Ahmet Davutoğlu’na iletildi. Başbakan’a fikrini soran olmadı “alınan karar uygulanacak” direktifi verildi. Hükümet kaynaklarına  “çözüm sürecinin devam etmesi için ne şartlar gündeme geldi”  diye sorduğumda bilinen kopyala-yapıştırıcılara söylenenleri anlattılar. Çankaya kaynaklarının ifadeleri ise çok daha vahim. Belirtilene göre; Recep Erdoğan ile Öcalan arasındaki mutabakat şartları çok gizli tutuluyor. Ahmet Davutoğlu ile diğer kabine üyeleriyle ve HDP ile de paylaşılmadı. Bir tek Hakan Fidan biliyor. Çankaya kaynakları  “yalnızca üçü ve Kandil biliyor. Kimseyle paylaşılmıyor” diyor.
Bilinen tek somut şey;  “terör örgütü seçime kadar eylem yapmayacak. Öcalan ve Kandil söz verdi” ..
Çankaya kaynaklarında Öcalan ve Kandil cephesinin verdiği söze uyacağı yönünde bir güven görüntüsü hakim. Hükümet cephesinde ise tersi bu durum söz konusu. Ahmet Davutoğlu’na yakın kaynaklar tedirgin.. Hâlâ(!)  “ya verilen söz tutulmazsa” yı sorguluyorlar. Şüpheleri görüp  “peki nasıl uygulamaya geçeceksiniz”  diye sorduğumda çok enteresan ifadeler dinledim;
 “Aslında Öcalan ile Kandil arasında bir kopukluk falan yok. Öcalan bizi sıkıştırmak istediği zaman topu, Kandil’e atıyormuş. Sürekli iyi polis-kötü polisi oynadılar. Zaten karar Cumhurbaşkanı tarafından Başbakan’a tebliğ edildi. Başka şansımız var mı? Seçimden sonra neler olacağını göreceğiz. Hele şu seçimleri bir atlatalım.”
Bu cevabı alınca  “yine aldatılmışsınız meğer”  (!) demekten kendimi alamadım.
Ne, ne kadar gerçekleşecek?..
Öcalan’ın ipine sıkı sıkıya sarılan Recep Erdoğan ile terör örgütünün karşısında diz çöken AKP iktidarı, aldatmaya daha ne kadar devam edebilecek?..
Bekleyip, yaşayıp görmekten başka çaremiz kalmadı herhalde!..
AKP cadı kazanı gibi..
Son Afyon kampındaki cılız çözüm süreci isyanının ardından AKP klasiği olan ev toplantıları hız kazandı.
Yeni bir istikbal kapısı arayan AKP’li vekiller gruplar halinde toplanıyor. Bu toplantıların hepsi Recep Erdoğan tarafından sıkı bir şekilde takip ediliyor. AKP kulislerine düşen son havadise göre en kalabalık toplantıyı, AKP kurucularından eski Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat yaptı. Katılan 50 kişinin yarısı milletvekiliydi diğer yarısı da eski milletvekilleri ve bazı önemli bürokratlardı. Ev toplantısının fotoğrafları ve katılanlar anında Recep Erdoğan’a ulaştırıldı. Erdoğan da fotoğrafları Ahmet Davutoğlu ile paylaştı.
Hükümete yakın kaynaklardan aldığım bilgilere göre Abdullah Gül ile Recep Erdoğan arasındaki temas trafiği de son zamanlarda yoğunlaştı. Gül, Erdoğan’dan, AKP büyük kongresinin seçim öncesi yapılıp kendisine genel başkanlığın verilmesini istiyormuş. Çankaya kaynakları da ikili arasındaki görüşmeleri doğruluyor ve şunları söylüyor;
“Cumhurbaşkanı, Abdullah Gül’ü dinliyor. İsteklerine şu ana kadar ne evet ne de hayır dedi. Ama Abdullah Bey, öyle şeyler istiyor, öyle şeyler öne sürüyor ki zannedersiniz partiyi bana vermeyin diyor.”
Sizin oralarda durum nasıl bilemem ama başkent
kaynıyor..