Olayların tek sorumlusu AKP Hükûmeti’dir. PKK’yı çok şımarttılar. Türkiye’nin her tarafında saldırıyorlar. Huda-Par ve PKK çatışması demek IŞİD’in olaylara müdahil olması demektir. 
Huda-Par (yani Türkiye Hizbullahı) ister istemez IŞİD’le bütünleşecektir. 
Al başına belâyı!
PKK’nın bahanesi Ayn el-Arap. (Onlar  “Kobani”  diyorlar.) 
Türkiye neden müdahale etmiyor, neden  “Kobani”de PKK’nın yanında yer almıyor? Dertleri bu... Çünkü fena sıkıştılar. Ayn el-Arap’ın kaybı, PKK’nın prestijinin yerle bir olması demek.  Ayn el-Arap’ı kaybederse Türkiye’de kazanmak istiyor. Kuşatılan Ayn el-Arap, ama PKK ülkemizde saldırıyor. En kolayı Türkiye. Nasıl olsa PKK’lılar, AKP yönetimin ve bazı basın-yayın organlarının, entellerin nazarında şımarık çocuklar! Nazları çekilir!
PKK ortaya çıktığından beri, militanlar söz konusu kesimlerce el üstünde tutuldular. Ayağına gazeteciler gitti, kimini dönemin hükûmetleri gönderdi; arabuluculuk yaptırıldı. İsimleri malûm birçok gazeteci PKK’nın imajını cilâladı. Hâlâ cilâlayanlar var. Kandil’e çıkıp yârenlik ediyorlar, sonra gelip alçakça övgüler diziyorlar. 
AKP yönetimi de, PKK’yı cilâlayan kalemler de şimdi olup bitenleri görsünler.
PKK, kendisinden olmayan herkese saldırıyor. Ortalığı kızıştırmak istiyor.
Kalabalıklar şuursuzdur, ne yaptığını bilmezler, önüne geleni yakıp yıkarlar, deriz ama, onları yönlendirenler şuurlu... Saldırılara dikkat edin, bilerek, belli yerlere yapılıyor. Bir yere kadar AKP iktidarı teşvik bile ediyor. Çünkü onların  “Paralel Yapı”  dediği grubun dershaneleri, yurtları hedef alınıyor. Güneydoğu’da bu  “yapı” nın dershaneleri ve yurtları hedefte olduğu bilindiği hâlde tedbir alınmamasından, her defasında birkaç dershanenin birkaç yurdun yakılmasından anlaşılmıyor mu?
Türkiye’de Cumhuriyetin kurucusunun heykellerine saldırı, büstünü parçalama, top gibi savurma; doğrudan Türk Devletine karşı savaştır.
Bayrak yakılması vak’a-i âdiyeden oldu ve insanlarımıza kanıksattılar. Ama nereye kadar? 
Şımartılan PKK’lılar istedikleri gibi gösteri yapacaklarını, yakıp yıkacaklarını sandılar. Erzurum’da, İstanbul Sultanbeyli’de gençler Türk bayraklarını kaptıkları gibi sokağa fırladılar, PKK’lılar parti binasına ancak sığınabildiler.
Eğer PKK’nın şımarıklığı böyle gider, iktidar gerektiği gibi tedbir almazsa, halk kendi asayişini kendisi sağlamaya kalkarsa felaket kaçınılmaz olur.
Hani o baştaki zat, PKK’nın önünü açan zat  “Bu böyle biline!” diyor ya... Daha iyi anlamaları için şeflerinin cümlesiyle hatırlatacağım:  “Bu böyle biline!” 
Halkı tedbir almaya zorlarsanız zararlı siz çıkarsınız. PKK’nın uzantısından biri, S. Demirtaş, bazı basın-yayın organlarımızın gözdesidir, çok  “demokratik”  görürler, “Bayrak ve Atatürk büstünü yakanları kınıyorum.”  diyesiymiş...
Be hey gafiller! Yakanları yıkanları yetiştirenler kimler? PKK’nın güvercini, şahini yoktur; Kandil’in emir kulu vardır. Bu kadar olay olduktan bu kadar insan hayatını yitirdikten sonra AKP iktidarı istifayı düşünmüyor mu?