Birkaç gündür yaşadığımız her şey, yukarıdaki satırların ete kemiğe bürünmüş halidir. Şüphesiz bu, Galip Erdem’in tanımladığı “Ülkücü”nün hikayesinden başka bir şey değil. şimdi düşünüyorum MHP ve ülkü ocaklarını çamur atanlara site kabadayılarına ya geçmişinde kırıklık var yada özünde yavsaklık. şu iki gündür gündemi meşgul eden medyanın koruma tartısması bize göre ülkücü tavır olan bu davranısından dolayı ülkü ocakları genel başkanına teşekkür ediyorum. birde aklıma gelmişken Mesaj aynen şu şekilde ; ‘’ Eski Ülkü Ocakları başkanı … HAS parti il bakanı oldu.’’ Siz bir profesöre ; eski asistan dendiğini duydunuz mu? Bir konuda usta olmuş bir kişiye ; eski kalfa denir mi? Otobüs şoförüne; eski muavin denir mi? ‘’Denmez ‘’ dediğinizi duyar gibiyim. Cehaletimizi bağışlayın! Ama bizim bildiğimiz aynı dalda ilerlemeye devam eden insanlar en son unvanları ile anılırlar.
Fakat ‘’Ülkücülükten geçinenler’’ bu unvanı devam ettirme gayreti içerisindedirler. Öyle ya bir şekilde ‘’Geçinmeye‘’ devam etmek zorundadırlar. Yeni gittikleri siyasi partiler ise bunların başkaca vasfını göremediği için tek özelliği olan ‘’Eski ülkücü’’ vasfından faydalanmak ister.
Kullanırlar işleri biter ve bir köşeye atarlar… Bu vasıfsız tipler Türk dünyasının ve Milliyetçi Hareket Partisinin Bilge lideri Sayın Dr. Devlet BAHÇELİ’nin söylediği gibi, hiçbir zaman ‘’Gittikleri yerin yenisi’’ olmazlar.
Ülkücülük idealizm demektir. İdeallerini terk eden insanda ben hala ‘’idealistim’’ diyemez.“Ey Türkoğlu! Milletine, dinine, tarihine ihanet edenleri asla unutma! Unutma ve affetme!