Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir oy için yapmayacağı şey olmayan Recep Tayyip Erdoğan konuşmasının bir yerinde "Allahu Teala şehitler için, 'Onlara ölüler demeyin. Onlar diridirler ama siz hissetmezsiniz, anlamazsınız' diye buyuruyor." şeklinde cümle kuruyor. Oysa, "Sayın Abdullah Öcalan Düşüncelerinin Değil Almış Olduğu Kellelerin (Burda Aziz Şehitlerimiz Kastediliyor) Hesabını Veriyor" cümlesinin sahibi de kendisidir.
Geçtiğimiz yıllarda "Beni arayıp, başsağlığı dilemedi" diyen şehit anasına "Komutana sarılmalar, ağlaşmalar, arayıp onu mu dinleyecektim" diyen Recep Tayyip Erdoğan karşısına aldığı şehitlerimizin anasının, babasının, çocuklarının duygularını bol bol istismar etmiştir.
Recep Tayyip Erdoğan konuşmasının bir yerinde yine büyük bir yalana imza atarak "Bazı siyasilerin dediği gibi, biz terörist başının elini sıkmadık, bölücü terör örgütünün mensuplarıyla kusura bakmasınlar tokalaşmadık" diyor. Oysa çeşitli zamanlarda "MİT Müsteşarımızı İmralı'ya gönderen benim, Oslo'ya gönderen benim" diyen kendisi , ''Ben Milli İstihbarat Teşkilatımın mensuplarını başbakanlığım dönemimde İmralı'ya gönderdim. Açıkça söylüyorum yarın da gönderirim, öbür gün de gönderirim." diyen kendisi ama şehit yakınlarına yalan söylemekten utanmadı ve yüzü kızarmadı.
AKP'yi kurar kurmaz ilk açıklama olarak "İdamdan yana olmayız" diyen, 1 Ağustos 2002 tarihinde gerçekleşen idam oylamasında "idamın kaldırılması" yönünde oy veren ve idam kaldırıldığında ise "Bu, çok büyük bir başarıdır. Özellikle TBMM'yi takdir ediyorum, alkışlıyorum. 'Bu kadar kısa sürede olmaz, bu araya sıkıştırılmaz' diyenler cevabı aldılar. Top artık AB'de. Atacakları adımlarla ne derece samimi olduklarını göreceğiz." açıklaması yapan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisi değilmiş gibi, şehit yakınlarının gözünün içine baka baka "İdam cezasıyla yargılanması gerekirken atmaları gereken adımları atmayanlar kalkıp da bize bu noktada hesap soramazlar." yalanını da söyleyerek, başkalarına da iftira atmıştır.
Oysa idam cezasının kaldırılma seyri de şu şekilde olmuştur. Türkiye'de idam cezası, ilk önce 2001'de savaş tehdidi ve terör suçları halleri dışındaki suçlar için kaldırıldı. 3 Ağustos 2002 de Savaş ve çok yakın savaş tehdidi hâllerinde işlenmiş suçlar hariç'' şartı ile kaldırıldı.. 2004'te ise tüm suçlar için kaldırılmıştır. 5218 sayılı kanunla tamamen kaldırılmıştır.Yani Öcalan'ı tamamen kurtaran imzanın sahibi bizzat AKP ve Recep Tayyip Erdoğan'dır.
Hele ki şu sözleri söyleyen birisi Öcalan'ın idam edilip-edilmemesini kendisine dert edinir mi?
Recep Tayyip Erdoğan dönemin Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ergun Babahan'a bir açıklama göndermişti ve Ergun Babahan o açıklamayı "Başbakan'dan cevap geldi" başlığı ile köşesine şöyle taşımıştı:
"Başbakan Erdoğan "ip kavgası" yazımla ilgili bir açıklama gönderdi.
Erdoğan, açıklamasında gerek meydanlarda, gerek demeçlerinde "İdam cezasının kaldırılmasını doğru bir karar olarak gördüğünü, dönemin iktidarının Öcalan'ı asmayarak yerinde bir iş yaptığını vurguladığını" belirtti.
İdam tartışmasının muhalefet tarafından kendisine yönelik bir suçlama olarak yöneltildiği için bu açıklamaları yaptığını söyleyen Erdoğan, Öcalan'ın idamını seçim meydanlarında malzeme yapmak istemediğinin altını çizdi." (4 Temmuz 2007)
http://arsiv.sabah.com.tr/2007/07/04/haber,49CBEF7ACDB3447095D4EF5E1D0CA1C4.html
"Dönemin iktidarının Öcalan'ı asmayarak yerinde bir iş yaptığını" söyleyen Recep Tayyip Erdoğan, AKP'yi kurduğu günden bu yana Öcalan'ın asılmaması için adeta seferberlik ilan etmiştir.
57.Hükümet zamanı yapılan idam oylaması sırasında MHP grubuna dönerek "Ha, asarsınız asmazsınız; asamadınız; bundan sonra da asamayacaksınız" diye bağıran bir zamanlar AKP'nin 2.adamı durumundaki Dengir Mir Mehmet Fırat değil miydi?
İşte bu yüzden avukatlarına "MHP beni iki saat yaşatmazdı" diyen Öcalan'ın sözleri tarihe bir belge olarak düşmüştür.
Recep Tayyip Erdoğan, Apo'yu idamdan kurtardığı yetmiyor gibi, onu İmralı'da krallar gibi beslemektedir. Şehit yakınlarının gözünün içine baka baka yalan söyleyen Recep Tayyip Erdoğan "Öcalan'ın kaldığı oda standartların üzerinde. Başkalarının odaları 7.5 metrekareyken onunki 11 metrekare, ayrıca 40 metrekare de açık alanı var. Avrupa'dan gelenler bile kendilerine bu standartlar anlatılınca itiraz etmiyorlar. Öcalan'ın odasındaki televizyonu biz verdik. Yine yanına adam da verdik. Ama şimdi, kendi istediği isimler olmasına rağmen yanındakilerden rahatsız, gitmelerini istiyor. Ama sorun giderildi." sözlerini niye şehit yakınlarına tekrar anlatmamıştır.
Anlatmaz. Çünkü o mübarek insanların duygularını, acılarını istismar etmek için böyle bir program tertip etti. Öyle ki, bir iftar programını bile siyasi ranta dönüştürmek için her türlü gösteriyi yaptı. Şehit ve gazi yakınları ile gaziler için istihdam kurasını çekme yeri orası mı olmalıydı? Zaten bahsettiğimiz adaletsizlik budur. Cumhurbaşkanı adayı , devletin imkanlarını kullanarak oy toplamaya çalışıyor. Şehit yakınlarını bile buna alet ediyor.
Aynı Recep Tayyip Erdoğan, İmralı'ya ve Kandil'e de elçilerini göndererek "Öcalan'ı ne zaman serbest bırakalım, Kürdistan'ı ne zaman kuralım?" kurası çektiriyor. Şehit yakınları böyle bir adamın siyasi yalanlarına kanmamalıdır. Şehitlerimizin katili ile yol ve dava arkadaşlığı yapan birisi şehitlerimizin adını ağzına alacak son kişidir.
Türk Devleti ,şehitlerimizin tüm yakınlarının her manada ihtiyacını gidermelidir. Ama bu aday Erdoğan'ın seçim rüşveti gibi sunulmamalıdır.
O şehitlerimizin hiçbiri "Recep Tayyip Erdoğan , Türk topraklarından Kürdistan'a selam yollasın, bu toprakların bir bölümünü Kürdistan yapsın" diye şehit olmadı. O şehit anası, babası da evlatlarını kara toprağa bunun için vermedi.
Ne acıdır ki, Recep Tayyip Erdoğan "Kan durdu, analar ağlamıyor" dediği vakitlerde PKK'nın Suriye kolu PYD, 3 askerimizi şehit ediyordu.
PYD'nın başında Salih Müslim diye bir alçak var. AKP iktidarı bu alçağı geçtiğimiz yıllarda Türkiye'ye "Uyaracağız" diye davet etmişti. Ve bu alçak Türkiye'den ayıldıktan sonra "Kürdistan'ı Türkiye ile birlikte kuracağız, Türk yetkililer bana çok iyi davrandı, Dışişleri yetkilileriyle daha öncede görüşmüştüm , hedeflerimizden asla sapmayacağız" demiştir. Bu alçağın alçakları şimdi askerlerimizi şehit ediyor, Recep Tayyip Erdoğan'da şehit yakınlarına masal anlatıyor.
Bu ihanetleri gör artık Türkiye gör !