Ekmeleddin İhsanoğlu seçim kampanyasının sunumunu bizzat kendisi dün İstanbul'da yaptı.

"Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla" başlayarak...

Kibirden, nefisten "ben" anlayışından uzak, "biz" vurgusunu sürekli yapan bir edayla...

Basın mensuplarının fırça yemediği, isteyenin istediği soruyu sorabildiği, kimseye bağırılmayan, kimsenin susturulmaya çalışılmadığı son derece sıcak bir sunumla...

Ama daha da önemlisi, seyreden herkesin kendinden birşey bulabileceği, ayrıştıran değil birleştiren bir üslupla kamuoyunun karşısına çıktı.

Sunumunu izlerken aklıma Recep Tayyip Erdoğan'ın  adaylığının  ilan edildiği toplantı geldi, o yüzden bugün bir mukayese yapmak istiyorum.

Çünkü "nasıl bir Cumhurbaşkanı" sorusu,  adayların  ortaya çıkmasıyla beraber artık daha da anlamlı bir hal aldı.

Yerel Seçimlerin hemen akabinde bugünlere yönelik işleyen takvimde uzun uzadıya bu mesele konuşulmuş ve değerlendirilmişti. 

Şimdi bu tartışma ve değerlendirmelerin daha da anlaşılır bir konuma ulaşmasının vaktinin geldiğini düşünüyorum. 

Yapılanlar ve yaşanılanlar bence vaatler konusunda en büyük ve açık referans kaynağını oluşturuyor.

Bu durum hem Ekmeleddin İhsanoğlu hemde Recep Tayyip Erdoğan için geçerli.

* * *

O yüzden buyurun bu referanslar nelermiş bakalım:

Ekmeleddin İhsanoğlu "Bir Türk ve Müslüman olmaktan gurur duyuyorum" diyor ve bunu da açıkça ifade ediyor. Recep Tayyip Erdoğan ise aradan geçen bunca yıldır hala "Türk'üm" diyemiyor.

Ekmeleddin İhsanoğlu milleti bir bütün olarak kabul ediyor ve Türk Milleti'nin bin yıllık kardeşlik bağı ile yoğrulduğunu söylüyor. Recep Tayyip Erdoğan ise milletin 36 etnik yapıdan oluştuğunu iddia ederek "Sen Türk Milleti  dersen , birisi de Kürt Milleti" der ifadeleri ile ayrımcılığa atıf yapıyor.

Ekmeleddin İhsanoğlu toplumu germiyor, ayrışmanın ve kutuplaşmanın kimseyi bir yere götürmeyeceğine inanıyor.  Recep Tayyip Erdoğan siyasetinin esasını ayrıştırma ve kutuplaşma üzerine kuruyor.

Ekmeleddin İhsanoğlu dış politikada Türkiye'nin tarihsel ve kültürel bağları ile sahip olduğu değerlere dikkat çekerek ülkemizin itibarının korunmasının önceliklerden olması gerektiğini ısrarla söylüyor. Recep Tayyip Erdoğan sayesindeyse bugün Türkiye'nin uluslararası alandaki itibarı neredeyse sıfırlanmış durumda.

Ekmeleddin İhsanoğlu Birleşmiş Milletlerden sonra dünyanın en büyük ikinci organizasyonu ve İslam ülkelerinin tek çatı altında toplandığı İslam Konferansı Teşkilatı'nda bir Türk olarak birliğin en üst noktasında başarıyla görev yaptı, vazifesi sürecinde İslam ülkelerinin birlikteliğinin kuvvetlendirilmesi konusundaki başarılı çalışmalarıyla herkesin takdirini kazandı. Recep Tayyip Erdoğan ise ABD'nin İslam ülkelerinin rejimlerinin ve sınırlarının değiştirilmesinin hedeflendiği, şimdilerde Suriye ve Irak'da yakından takip ettiğimiz gelişmelerin esası olan Büyük Ortadoğu Projesi'nde eşbaşkan olarak görev yaptı.

Ekmeleddin İhsanoğlu ABD'nin Irak'ı işgal etmiş olmasına karşı olduğunu söylüyor. Recep Tayyip Erdoğan ise ABD'nin Irak'ı işgaline açıktan destek vermiş bir isim ve ayrıca Irak'a gönderilenler için "Kahraman  bay  ve bayan ABD askerlerinin evlerine sağ salim dönmeleri için duacıyız" dediği de biliniyor.

Ekmeleddin İhsanoğlu Filistin'in en yüksek nişanı olan Kudüs Nişanı sahibidir ve bu nişan kendisine İsrail'in baskıları nedeniyle ülkeler nezdinde tanınmayan Filistin'i gözlemci üye sıfatıyla İslam Konferansı Teşkilatı'na alıp, tanınmasına ve Filistin davasına bu nedenle yaptığı büyük destekten ötürü verilmiştir. Recep Tayyip Erdoğan ise yalnızca Yahudi kökenlilere verilen ancak ilk kez kendisi için bu usulün bozulduğu Yahudi Cesaret Ödüllüdür. 

Ekmeleddin İhsanoğlu "Allah'ın bana verdiği helal mal yetiyor" diyerek bir bakıma kanaatkar olduğunu ifade ediyor. Recep Tayyip Erdoğan ise 17-25 Aralık iddialarına yansıdığı haliyle evdeki paralarını, durmaksızın çalışılmasına rağmen 24 saatlik sürede bile sıfırlayamıyor.

Ekmeleddin İhsanoğlu "ben Herkese eşit mesafede durup, herkesin Cumhurbaşkanı olacağım" diyebiliyor ama Recep Tayyip Erdoğan bunu söyleyemiyor.

Ekmeleddin İhsanoğlu Türk Milleti'nin  adayı  olarak Cumhurbaşkanı seçimlerinde yarışıyor ve AKP,MHP,CHP,DSP,DP,SP,BBP,BTP gibi her siyasi partiden destek görüyor. Recep Tayyip Erdoğan ise AKP'nin adayı  olarak şimdilik sadece AKP tabanından destek görüyor.

Bu listeye eğitim seviyesi, bilgi, donanım, kültür,  yabancı dil  gibi kıstasları ekleyemiyorum. 

Zira Recep Tayyip Erdoğan'a haksızlık etmek istemem. 

Çünkü ne  yazık  ki bu alanlarda onun adına bu alanlarda söylenebilecek, Ekmeleddin İhsanoğlu ile mukayeseye sokulabilecek pek bir şeyi yok.

* * *

Karşılaştırmaları çoğaltmak ve listeyi uzatmak mümkün.

Görünenler bu kadar açık ve net.

Genel profilde herkesin unuttuğu, kimlerinin de göstermek istemediği bir başka konu ise Ekmeleddin İhsanoğlu'nun Recep Tayyip Erdoğan'a nazaran millete çok daha fazla yakın olduğu ve kabulüdür.

Seçimlerde oyunu kullanıp Cumhurbaşkanını doğrudan kendisi seçecek olan millet, her anlamda Recep Tayyip Erdoğan'ı geride bırakan Ekmeleddin İhsanoğlu'nu seçecektir.

Herşey yanılsa da milletin vicdanı yanılmaz.

Benim bu meseledeki inancım, Türk Milleti'ne olan inancımdan kaynaklanıyor.

Cenabı Allah milletimize zeval vermesin, şimdiden hayırlı uğurlu etsin.