GÜNCEL

İslamiyet Öncesi Türk Kadını

“Bizim topraklarda önce kadınlar uyanır, sonra güneş doğar. Çünkü güneşi kadınlar doğurur...”

“Bizim topraklarda önce kadınlar uyanır, sonra güneş doğar. Çünkü güneşi kadınlar doğurur...”

Bozkır coğrafyasının yaşam koşullarını Türk töresi belirlemiştir. 
Töre, yüzyıllar içerisindeki  yaşam biçiminin ortaya koyduğu ve herkesin uymak zorunda olduğu yazılı olmayan kuralları
ifade eder. 

Bu kurallara göre kadın ve erkek arasında hiçbir cinsiyet farkı yoktur. Doğuştan gelen  fiziksel ve ruhsal farklılıkları açısındansa töre, kadın ve erkeğin her ikisine de görev ve sorumluluk yüklemiştir. Kadın ev işlerinden, çocuğun yetiştirilmesinden sorumlu olurken erkek de evin geçimini ve savaş zamanlarında boyunu ve devletini korumakla görevlendirilmişti.

Ancak töre, kadının da hem kendini hem de ülkesini korumak adına çocukluktan itibaren bir asker olarak yetiştirilmesini zorunlu tutmuştur.
Kadın toplumsal hayatta önce ailede sonra ticari ve yönetim alanlarında etkili bir görev üstlenmiştir. 

Toylarda, şenliklerde uzlaştırıcı bir rol oynamıştır. Hayvancılığa bağlı konargöçer bir yaşam biçiminde yaşadıkları için kadının günlük yaşamı sabahtan erken başlar.

Önce  hayvanları sağar, bakımını yapar sonra yemek ve temizlik başta olmak üzere evin günlük işlerini yerine getirir, çocuklarıyla ilgilenir, boş zamanlarını komşularıyla geçirir, yün eğirir, örgü örmek gibi işlerle ilgilenirdi. Göç zamanlarında çadırın sökülüp gidilen yerde yeniden kurulması da kadının görevleri arasında idi. Kadınların terzilik, demircilik gibi çeşitli meslekler ile ticaret yaptıklarını da biliyoruz ki bunlardan ailelerine ek gelir elde etmişler, eşlerinin ölümünden sonra ailenin geçimini üstlenmişlerdir. Yönetimde de etkili bir şekilde rol oynamışlardır.

Kadın annedir yani ailenin direğidir. O yüzden Türkler kadınlarına ve kız çocuklarına çok önem vermişlerdir. Onları geleceklerinin teminatı olarak görüp iyi yetişmelerini ve her hakka sahip olmalarını sağlamışlardır. Türk toplumu kadın ve erkeği birbirinin tamamlayıcısı olarak görmüştür.
Kaynaklar da Türk kadınlarının güzel, temiz giyimli olarak kaydetmişlerdir. Kurganlarda bugünkü söylenişi ile makyaj malzemelerinin bulunması bize bakımlı olduklarını, güzel görünmek için yanaklarına allık sürdüklerini, gözlerine rastık çektiklerini gösteriyor ki yine ayna da en fazla bulunan eşyalar arasında yerini almıştır.

Bununla  birlikte kıyafetlerine de son derece önem verdiklerini, temiz giyimi tercih ettiklerini, başlık süslemelerinin her birinin yaşamdaki bir geleneği temsil ettiğini, baş, beden ve ayak giyimlerine önem verdiklerini, deriden, yünden veya ipekten kıyafetler giydiklerini, tunik tarzında ceketleri tercih ettiklerini, dövme yaptırdıklarını da   buluntular  ışığında söyleyebiliriz.

Prof. Dr. Mualla Uydu Yücel
İslamiyet Öncesi Türk Kadını