Haberulkesi.com Alıntıdır...
KONGREMİZ MİLYONLARI MHP İLE BULUŞTURMADAN ÜLKE ÇIKMAZDAN KURTULAMAZ
Sabri ŞENEL
Milliyetçi hareket; bu toprakların, bu iklimin, ülke, vatan, millet, ümmet sevdalılarının adıdır. İstanbul’da yaşıyorum, bu megakentin hareketimizle buluşmasının heyecanını iliklerimde yaşıyorum. Hep engeller, takozlar, ikbal hesapları, mazeretler, milletin milliyetçi hareketle vuslatına engel oluyor. Şahsiyetçilik, ideallerin hayata geçirilmesinin olmazsa olmaz kuralıdır. Ülke sürekli kuşatılıp mevziler birer birer elimizden giderken milletin geleceğini, partimizin geleceğini kimse kendi aklıyla, yetersiz çalışma ve fedakarlığı ile sınırlayamaz. Kimsenin buna ne hakkı vardır ne de haddidir. Elbette ilçe kongresinde ilçeyi, il kongresinde ili, genel merkez kongresinde genel merkezi konuşmak, doğruları söylemek, çözümler ortaya koymak, projeler üretmek, her milliyetçi hareket mensubu ülküdaşımızın hakkıdır. Bu hakka kimse zincir vuramaz, engel koyamaz. Kimse kendini imtiyazlı addedemez. Ne bu telaş? Hemen bir fitne ve yalan edebiyatı… Bir Müslüman edebine, adabına yakışmayan yalan yanlış iftira kokan bilgiler galiz ifadelerle servis edilerek sunulmaktadır. İkbal hesabı beklentisi içerisinde olan herkes, hemen bir tezviratla kraldan çok kralcı kesilen bir eda ile saldırıya geçmektedir. Bu hareketin mensupları birbirileriyle yarışarak kucaklaşmayı, demokratik parti içi yarışı öğrenmelidir. İlçelerde kongreler yapıldı, adaylar çıktı, tartışmalar yapıldı, dünyanın sonu mu geldi? İllerde bu zorlama kongrelere rağmen adaylar çıktı, yarışıldı. Yani bu genel başkan adaylığı konusunda bir kaşık suda koparılan fırtınayı üzülerek anlamakta güçlük çektiğimizi belirtmek istiyorum. Elinde parti içi makam gücünü bulanların onu ebedi kılma anlayışı ile o koltuklara tutunma manevraları hiç şık değildir. İlden genel merkeze kadar bu parti Türk milletinin şahsında Türk milliyetçilerinin kalesidir, evidir, ocağıdır, otağıdır. İmtiyazlılıkheva ve heveslerini camiamızın mahşeri vicdanına havale ediyorum. Zaten bütün zorlamalar, her yerde adil, dürüst, eşit olmayan şartlar aşağı yukarı bütün kongrelerde ortaya konmuş, ülküdaşlarımızın gönlü burkulmuştur. Çizildik, çiğnendik, itildik, kakıldık yine karşılıksız bir sevda uğruna hep sahada olduk olmaya da devam edeceğiz. Bu kadar keyfi, kuralsız, belirsiz, dar bir yönetim anlayışı olur mu? Sıradan bir spor müsabakasının bile herkesin uyması gereken kuralları vardır. Bize reva görülen çifte standartı ve keyfiliği kırılan onurumuzu ve aşağılanmayı ne ailemize ne de hiç kimseye anlatamadık. Ülkücülük şahsiyeti nasıl bu kadar örselenebilir. Yani her icraat ve tasarrufa doğru diyeceksekseniz niçin o zaman mevcut siyasal iktidara muhalefet ediyorsunuz? İmtiyazlı değil; eşit, dürüst, adil yarış şartlarını oluşturmaktan ve kardeşlik hukukunu zedelemeyecek bir süreçten herkes sorumludur. Yağcılık, yalamalık adına bu milletin lehine ortaya konacak görüş, proje ve düşüncelere kimsenin engel olmaya hakkı yoktur. Bu milletin gönlünde milliyetçi hareketin iktidara gelmesi için bir kıvılcımı yeniden tutuşturmak, bu ülkenin geleceğini tehdid eden şartların bertaraf edilmesi boynumuzun borcudur. İstanbul’da ve ülkenin her tarafında gece demeden gündüz demeden çalışıp didinen ülkücülerin hareketi iktidara taşıma heyecanı, arzusu sel olup engelleri aşacaktır. Buna kimse mani olamayacaktır. Gücü elinde bulunduran makam sahibi her zaman haklı, biz tabandaki garip çilekeş insanlar her zaman haksızız öyle mi? Kongre dönemleri herkesin hatasını mertçe, yiğitçe, lafı eğmeden bükmeden muhatabına söylemek adamlığımızın -dava adamlığımızın- gereği değil midir? İstanbul adına politik ikbal için genel merkez kapıları eğilme bükülme kapıları olmamalıdır. İstanbul’un parti içi hakikatleri bir ikbal ve makam uğruna dillendirilmemiş, ilçe başkanları yöneticiler hiçbir makul açıklama ve izah yapılmadan dışlanmış, görevden alınmış, ötelenmiştir. İstanbul'da bu hareket ivme kazanmalıdır. Bunun engeli ne ise bertaraf edilmelidir. Şu anda bir olağanüstü kurultay isteyen imzamızdan dolayı siyasi linç ve ömür tayin eden, bizi tırpanla biçenleri er meydanı olan seçimlerde hiç meydanda görmedik. Kendileri karşısında yıllarca kongre ağa ve delege hesaplarına rağmen partinin oyunun artırılması için bir nefer gibi çalıştık. Zamanında parti içi muhalefet adına söylenmedik hiçbir laf bırakmayanlar belki bu kongre bizim için ikbal kapısı olur diyerek kulaklarının üstüne yattılar. Şundan eminim bu zevat hareketi değil, kendilerini bir yere taşıyacak yanar döner bir siyasal döngüyü yaşam tarzı haline getirmişlerdir. Beklentim ve arzum milliyetçi hareketi iktidar yaparak kara günleri ve bulutları dağıtmaktır. Bu gerçeklerin gereğini yapmadan kamuoyunun kafasındaki algıyı anlamadan milletsiz siyaset yapılamaz. MHP bu ülkenin bütün toplum kesimlerinin tek alternatifi olmalıdır. Kimse kendi çapsızlık, yetersizlik ve başarısızlığını kader diye takdim edemez. Kendi kabiliyetini, mevcut ufuk ve birikimini son merhale olarak takdim edemez. Ülkücülerin ve tüm vatan evlatlarının görüş ve düşüncelerini ortak aklımızın ve çözümün bir parçası haline getirecek süreçleri hayata geçirmek Müslüman Türklük görevidir. Sel olup kendi geleceğimize akacak teveccühü oluşturmak çok zor değildir. Bu da ötekileştirmek, dışlamak, yitmek, ayrıştırmakla olmaz. Önce mensuplarımızı siyasi bir manevra olarak değil, özden gönülden kucaklamayı başarmalıyız. Bunu başaramayan milleti kucaklamakta, millete gitmekte acze düşer. Bırakın ozana, aday olana saldırmayı; kucaklayın her ülküdaşımızı. Elbette herkes konuşacak, bu konuşmaya niçin tahammül gösteremiyorsunuz? Farklılıkları fark ederek bir arada bulunmayı becermek siyaset sanatıdır. Tek seslilik dikta rejimlerinde olur. Başbakandan bundan dolayı rahatsızlık duymuyor musunuz? Samimiyetle konuşan ve mücadele eden herkesi dinlemek, onlara değer vermek ve bunu siyasal ideolojik mücadelemizin parçası haline getirmek şarttır. O koltuklar kimseye kalmaz, şahıslar geçici ama bu hareket ve millet kalıcıdır. Tarihin, geleceğin hükmü bugünlerle alakalı bizleri mahkum etmeden her uyarı ve görüşe engel olunmamalıdır. İçimiz kan ağlıyor, memleket kan ağlıyor, ocaklar sönüyor. Herkes nefis yapmadan bu çıkmazı aşmanın ülkeyi ve milleti şaha kaldırmanın çalışması içinde olmalıdır. 4 kasım yeni bir dönemin, milyonların milliyetçi hareketle buluşmasının miladi olmalıdır. Süreci çirkinleştirmeme, siyasi ahlak, ülkücü adap ve terbiyesine uygun davranma konusunda herkes üzerine düşeni yapmalıdır. Kongrenin kazananı gerçekten milliyetçi hareket olmalıdır. Sorumluluğumuz ve vebalimiz ağırdır. Tarih önünde, millet önünde ve şehitlerimiz önünde sınavdayız. Herkes kendi davranışların hesabını mutlaka verecektir. MHP'de herkes kendini evinde, MHP iktidarında güvende hissetmelidir. Türk milliyetçiliği bu yüzyılın cazibe ideolojisi olmalıdır.İlkesi ve ülküsü bir olan ülkücü hafızayı, ortak aklı, etkin ve hükümran kılmak esas olmalıdır. Bunun engellerini ikbal hesabı, koltuk hesabı yapmadan dua ve mücadele ile tesis etmek Müslüman Türk olmanın dayanılmaz sorumluluğudur. Şahsiyetlerimiz fanidir; davamızı, milli varlığımızı ebedi kılacak bir sürece katkı yapmak takdire şayan ve zaruridir. Yediden yetmişe bu camiaya bu milletin ihtiyacı vardır. Türk milletini asli misyonuna döndürecek siyasal dik duruşu göstermeliyiz. Millete umut olacak günler çok yakındır. Umudumuzu yitirmeden iliklerimize kadar sorumluluklarımızı yeganyegan hissederek Türkiye'yi ayağa kaldırmalıyız.