11-12 Temmuz 2023’te, Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta NATO liderler zirvesi düzenlendi.

NATO, Ukrayna’yı üyeliğe davet etmedi. Davet etmeyeceği zaten belliydi. Çünkü, bir bölümü işgal edilmiş bir ülkenin NATO ve AB üyesi olması mümkün değildi.

Vilnius Zirvesi’nin 90 maddelik bildirisinde, Ukrayna'ya 2008 Bükreş Zirvesi'nde verilen NATO üyeliği taahhüdü yinelendi. “Ukrayna'nın kendi güvenlik düzenlemelerini seçme hakkını tamamen destekliyoruz. Ukrayna'nın geleceği NATO'dadır.” denildi. NATO-Ukrayna Konseyi kurularak, Ukrayna’ya “Üye değilsin, ancak NATO'ya yakınsın" mesajı verildi.

***

ABD’nin Ukrayna’yı ve savaşı kısa sürede bitirme derdi yok. ABD, 2003 yılında, Irak’ı işgal ettiğinde NATO dışında bir koalisyon oluşturdu. Bu koalisyona fiilen Avustralya, İngiltere, Polonya katıldı. ABD’nin derdi Ukrayna olsaydı, yine NATO dışında bir koalisyon kurarak, fiili olarak Ukrayna’da Rusya’ya karşı savaşırdı. ABD’nin derdi savaşı sona erdirmek olsaydı, işgalin başında oluşturduğu koalisyonla Ukrayna’nın işgalini engelleyebilirdi. ABD’nin gerçek amacı, Ukrayna’yı ve halkını korumak değil; maşalar vasıtasıyla savaşı mümkün olduğu kadar uzatmak…

Ukrayna, savaşın başında 2022’de 44 milyon nüfusa sahipti. Savaşın başlangıcından bu yana, başka ülkelere sığınmak için Ukrayna'dan Polonya'ya 12 milyon insan geçti.(1) Nüfusun neredeyse üçte birine yakını ülkeyi terk etmiş. Altyapısı çökmüş. Bazı yerleri harabeye dönmüş. ABD/NATO, böyle bir Ukrayna’ya, “Seni destekliyoruz, savaşın şiddetini arttır, savaşı mümkün olduğu kadar uzat” diyor. ABD, Birleşmiş Milletler’in kullanılması yasak kapsamına aldığı misket bombalarını da Ukrayna’ya gönderiyor. Oysa aynı ABD, 28 Şubat 2022’de misket bombalarının kullanılmasının “savaş suçu” olduğunu açıklamıştı. (2)

ABD eski Dışişleri Bakanı Kissinger’ın, 1968’de Nixon’un başkan seçilmesinin ardından söylediği, “ABD’nin düşmanı olmak tehlikeli olabilir ama dostu olmak ölümcüldür” sözü, Ukrayna’da hükmünü ispatlıyor…

Amaç, savaşın şiddetini artırmak ve savaşı uzatmak. Böylece, Rusya’yı askerî ve ekonomik açıdan mümkün olduğu kadar zayıflatmak.

***

Rusya önceki zirvelerde olduğu gibi birinci tehdit olarak kabul edildi. Rusya'ya verdikleri destek nedeniyle, Belarus ve İran da Rusya’yla aynı kategoride sayıldı.

Çin ise, meydan okuyan bir ülke olarak yer aldı. Çin, NATO’nun etki alanına alındı. Bu yüzden, Avustralya, Yeni Zelanda, Japonya ve Güney Kore NATO zirvesine katıldı. Pasifik’te Çin’e karşı, ABD’nin önem verdiği bu ülkelerin güvenlik endişeleri, NATO'nun şemsiyesi ile giderilmiş oldu. Bu üyeler NATO üyesi olmasalar da, NATO, artık Pasifik’te denilebilir.

***

NATO Vilnius Zirvesi’nde, AB tekrar NATO cephesinde konumlandı. 27 ülkeden oluşan AB’nin 22 üyesi zaten NATO üyesi. Ukrayna savaşı nedeniyle, NATO’nun dağınıklığı yerine ülkelerin birliği öne çıktı. Finlandiya, 31’inci NATO üyesi olarak zirveye katıldı. İsveç ise, 32’nci üye olma aşamasında. Sovyet nüfuz bölgesine açıkça meydan okumanın bir işareti olarak; Gürcistan, Moldova ve Bosna Hersek zirveye katıldı. NATO Mukabele Gücü, 10 günde 100 bin; 30 günde 200 bin; 180 günde 500 bin askere çıkacak şekilde savunma planları güncellendi. Bu kuvvet, oldukça iddialı ve Rusya’ya karşı geniş kapsamlı bir savaşa hazırlık demek.

NATO Zirvesi’ne üye olmayan ülkelerin katılımı ve zirvede alınan kararlar incelendiğinde, ABD’nin Ukrayna savaşında belirlediği hedeflerin önemli bir bölümünü elde ettiği sonucu ortaya çıkıyor. ABD, bu yönden başarılı sayılabilir.

26 Ekim Türk şehri Selanik'in bir hain tarafından tek kurşun atılmadan Yunan'a teslim edildiği tarihtir!  Unutmuyoruz... 26 Ekim Türk şehri Selanik'in bir hain tarafından tek kurşun atılmadan Yunan'a teslim edildiği tarihtir! Unutmuyoruz...

***

Zirve bildirisinde, Türkiye’nin duyarlı olduğu terörizm konusunda büyük eksiklik göze çarpıyor. Bildiride; DAEŞ/IŞİD terör örgütü olarak doğrudan vurgulandı. Ancak, PKK/PYD/YPG, FETÖ ve aşırı sol terör örgütleri adlarıyla yer almadı. PKK terör örgütünün, ABD ve Avrupa'da terör örgütü olarak tanınmış olmasına rağmen, Zirve'nin sonuç bildirisine adıyla yazılmamış olması kabul edilebilecek bir durum değil. Türkiye, PKK/PYD/YPG/FETÖ’yü, DEAŞ/IŞİD gibi adlarıyla yazılması konusunda ısrarlı olmalı ve gerekirse bildiriyi imzalamamalıydı.

Sonuçta, ABD ve NATO kazançlı çıkan taraf olurken, Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği sürecinde gösterdiği olumlu tutumun karşılığını alamadığı görülüyor.

***

Ukrayna savaşının, normal koşullarda uzun yıllar alacağı artık bir sır değil.

“Dünyanın artık aynı olmayacağını biliyorduk. Bazılarımız güldü, bazılarımız ağladı. Birçoğumuz sessizdik. ‘Ben şimdi ölüm oldum, dünyaların yok edicisiyim.’" Bu sözler, yarattığı ilk atom bombasının HİROŞİMA ve NAGAZAKİ’de patlamasını gören, ABD’li bilim insanı Julius Robert Oppenheimer’a ait… Ve, Dünya bu yöne doğru ilerliyor…

….

(1) https://www.aa.com.tr/tr/dunya/polonyaya-gecen-ukraynali-multeci-sayisi-12-milyona-yaklasti/2899316 (erişim, 18.6.2023, 11.50).

(2) https://www.aa.com.tr/tr/dunya/rusya-dan-ukrayna-ya-misket-bombasi-verecek-abd-ye-savas-sucu-hatirlatmasi/2939985#:~:text=Moskova,su%C3%A7udur.%22%20ifadelerini%20kulland%C4%B1%C4%9F%C4%B1n%C4%B1%20belirtti. (erişim, 18.6.2023, 12.10).

(3) https://www.birgun.net/haber/oppenheimer-simdi-olum-oldum-403859 (erişim, 18.6.2023, 13.00).

Editör: Kerim Öztürk