Ve bu süreçten ne yazık ki geri dönüş mümkün değil.
At izi ile it izinin karıştığı hal tam da bu haldir.
Toynakla pençe birbirine karışır mı?
Karıştırırlar.
Öğrenciliğimizde kimya derslerine deneyler yapardık.
Aslında yapmazdık yapar görünürdük.
Deneye başlarken birinci kural N.Ş.A 'yı aklımızda tutmaktı.Kitapta deneyin açıklamasının yanında mutlaka bu ibare yer alırdı:N.Ş.A !
Nedir N.Ş.A ?
Normal Şartlar Altında demek.
Yani bir deneyin gerçekleşmesi için deneyin elementleri ve unsurları dışında başka bir etken devrede olmayacaktır.Hava sıcaklığı,gerekli gereksiz müdahale hiç bir şey.
Türkiye'de son 10 yıldır Normal Şartlar Altında hiç bir olay vuku bulmuyor.Türkiye bir komplo teorileri cenneti.Kafasına istediği komployu yerleştiren memleketin ekranlarında,gazete sütunlarında,caddelerde,kulislerde senaryosunu gerçekleştirebiliyor.
Siyaset Normal Şartlar Altında seyretmiyor.
Birileri kamuoyunu şekillendirecekse önce hazırlama eylemlerine başlıyor.Toplumun mazisi ile bağlantısı koparılıyor,itibarlı insanlar,siyasetçiler itibarsızlaştırılıyor.Bir vakitler komünistlerin başvurduğu taktikler beklemediğiniz,ummadığınız camiaların metodlarına dönüşüyor.
Sanatçı siyaset yapıyor:Eğer yapılan siyaset bölücüye hizmet ediyorsa kabul görüyor,milli birlikten yana görüş ileri süren,tavır alanları ise kendi yanındakiler bile anlamak istemiyor.Sanatçı'nın adı var,etkisi sıfır ölçeğinde.
Hiç bir şey normal şartlar altında değil.
Türkiye,kendisini tartışmaya açıyor.Türkiye'yi yönetenler yarınlarda bu ülkenin karşısına çıkabilecek ithamları sırf yakın tarihi mahkum etmek için yüksek perdeden ifade edebiliyor.
Kişiler üzerine kurulu Türk siyasetinde fikir ne yazık ki yok.Siyaset fikirsiz zeminde konjöktüre teslim olur.Öyle de oluyor.Freni patlamış otobüs gibi federasyona doğru hızla yol alan ülkenin konjöktürünü köylü Hasan ağa,mahalleli Ayşe teyze belirlemez.Bu konjöktür zamanın ruhunu temsil eden milletler-devletler mücadelesine hazırlanan,bu mücadelede güçlü olan taraflarca belirleniyor.Güçlü olmak önce fikren hazır olmayı gerektirir.Bu kumpası,bu büyük oyunu anlamayı gerektirir.Türkiye'de ki gelişmelerin normal şartlar altında seyretmediğini ve bu anormallerin uzun listesini yapmayı gerektirir.Çünkü bilinmelidir ki,konjöktür zaman sonra en idealistleri bile teslim alır.Metal yorgunluğu uçakların, ruh yorgunluğu insanların hissesine düşer.Ruh yorgunluğunu ancak mefkure ile atlatabilir insan.Mefkure yani Ülkü !
Ülkü'de normal şartlar altında değil.
Dünyanın en güzel kelimesi olan Ülkü,miliyetçilikle bağlantısını koparmak isteyenlerle boğuşmak zorunda.Ülkücülükle Türk Milliyetçiliğini iki ayrı unsur,iki farklı disiplin gibi anlatmak isteyen tiplerin öne çıktığı bir zeminde ülkü ,güzelliğini ve ayrıcalığını teoriye,tarihi kaynaklara dönerek kurtarabilir.
Ülkü'nün mefkure olarak başladığı hayatının ilk evrelerinde Türk'ün 19.yüzyıla kadar sürdürdüğü siyasi zirvelerden biri Osmanlı tasfiye oluyordu.Ondokuzuncu yüzyılın son çeyreğinde Osmanlı'yı elde tutamayınca Türklerin Cumhuriyetini kuran Ülkücülerin şimdi bu cumhuriyetin tasfiye projesini seyretmesini istiyorlar.Cumhuriyet,Türklerin Göktürk devletinden sonra adında Türk lafzı olarak kurduğu ikinci devlet.
Ve bugün kurulurken meydana gelen tartışmaların fotokopisi olan bir karmaşa ile karşı karşıya.Kurucu milletin ikna edilmek suretiyle gerçekleştirilmek istenen büyük oyun.Adını unutması karşılığında mutluluk hapı içirilmek istenen büyük topluluk.Yazılı tarihten beri var olan ve varlığını tabletlere yazmak yerine devletlere,siyasetnamelere,fetihlere nakşeden büyük millet.
Normal şartlar altında değiliz.
Hiç bir şey normal değil.
En yakınındakine anlatamadığın meram,söz,satır,kitap ve çığlık.
Siyasetle dönüştürülen bir zeminde gerçeklerden oyun terapisiyle uzaklaştırılan bir süreç.
ve yorgunluk.
Galiba artık şarkıların teline sarılmak daha fazla sarılmak ve şarkı söylemek vakti.
Fikirden uzaklaşan bir ahaliye şarkıların tılsımı ile ulaşmak.
Yazmamak.
Ortadoğu Gazetesinden Alıntıdır
Ortadoğu Gazetesinden Alıntıdır