Özümüze ne oranda uygun yaşarsak, o oranda kendimiz oluruz. Dünyada ne ölçüde var olacağımızı belirleyen en önemli faktörlerden birisi otantik yaşamaktır. “Otantik” kelimesini sözlükler “gerçek, aslına uygun, su katılmamış” şeklinde tanımlıyor.
Otantik yaşayan kişi, toplumsal baskılarla değişmemiş potansiyelini, duygularını, isteklerini fark eder ve hayata geçirir. Böylece bu dünyada var olmuş olur.
Otantik yaşayamayan, yani kendini ortaya koyamayan, kişiler, kurumlar, topluluklar, siyasi partiler ve devletler yarına kalmıyor. Türk tarihini 100 yılla sınırlayan ve derinlere inemeyen siyasi partilerden yarınlara kalan oldu mu?
Örnek verelim: Halka giderek türkü derleyen kişinin derlediği parçalar otantiktir ve bu parçaların ömrü uzun olur. Burada önemli olan kaynağa uygunluktur. Her ırmağın nasıl ki bir kaynağı varsa ve suyun saf olduğu yer bu kaynaksa, otantik yaşamada da bir anlamda kaynağa uygunluk, özüne uygunluk söz konusudur.
Gümüşhane’de ilkokulda okurken, arkadaşlarımızla “göze” den su içmeye giderdik. Göze dediğimiz Harşit Çayının kaynağıdır, ilk kaynadığı yerdir. Saf sudur. İçine hiçbir şey bulaşmamıştır.
Sosyal medyada kendini şarkıcı olarak tanıtan bir “şarkıcı” Ramazan günü “hayırlı ramazanlar” diyerek, elindeki sigarayı tüttürerek üflüyor ve yanındakilerle gülüyorlardı. Bit taraftan halka şarkı sunmak istiyor, diğer taraftan halkın değerleriyle alay ediyordu. İşte otantik yaşamayan sözde sanatçı. Bunlardan yarınlara kalan bir şey var mı?
Yunus Emre” Beni bende demen, ben de değilim/ Bir ben vardır bende, benden içeru” derken, içimizdeki özben’i kastederek otantik yaşamaya vurgu yapmıştır. Kendini gerçekleştirmenin en son aşaması Yunus Emre’nin “Bir ben vardır bende, benden içeri” dediği anlama yakın düşen, manevi anlamda bir özdür. Bu öze ulaşan kimse, hayatla daha geniş boyutlarda ilişki kurarak özüne ulaşmanın huzurunu yaşar.
Otantik yaşatamayan kişi, potansiyelini kullanamamış ve kendini ziyan etmiş kimsedir. Yeterince var olamamış böyle kişiler, sık sık pişmanlık, suçluluk, öfke, gerginlik gibi duyguları yaşar. Sonuçta giderek kendine yabancılaşırlar.
Bir insan gerçekten içindeki öze uygun yani otantik yaşayabilse, büyük bir ihtimalle hayatındaki çatışmaların sayısı azalacaktır.
Unutmayalım: Otantik yaşama düzeyi eğitimle yükseltilebilir.
Kaynaklar
* ÜSTÜN, Dökmen, Varolmak Gelişmek Uzlaşmak, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2000.
* ÖZKAN, Zülfikar, İç İletişimin İyileştirici Gücü- Kendinle Barışmak, KOCAV Yay., İstanbul, 2017.
Zülfikar ÖZKAN