30 Mart seçimini trajikomik hale getiren de “trafoya giren kedi” değil miydi?..
O zaman, önümüzdeki milletvekili genel seçimi içinde “e-kedi dönemi” ne hazır olun derim...
“Hoppalaa!.. Bu da nerden çıktı?” diye sinir sahibi olmayın!.
Recep Erdoğan’ın, hisleri çok kuvvetli olan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’a verdiği “çok özel görevin” son aşamasına gelindiğini öğrendik. Şöyle, hatırlaya hatırlaya gelelim bomba habere;
Biliyorsunuz, Recep Tayyip Erdoğan’ın TÜBİTAK’a gösterdiği yakın ve hassas ilgiyi. Bunun da ardında hassas planlar olduğu ortaya çıktı. TÜBİTAK’ın, AKP’nin yönlendirmesi ile elektronik seçim sistemi konusunda çalışmaya başladığını, 2015 yazında yapılacak genel seçimlere yeni sistemle girmek istediğini biliyorduk. Sağlam kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre; AKP’nin yönlendirmesi ile YSK, AKP kadrolaşmaları ile gündeme gelen TÜBİTAK-BİLGEM ile elektronik seçim konusunda çalışmalarda önemli bir merhale kat etti. Buna göre; 2015 seçimlerinde şeffaf sandıklar yerine, ATM benzeri elektronik cihazlar kullanılacak. Vatandaş, ekrandan parti seçerek oy verecek ve verilen oylar merkezî bir sistem tarafından otomatik olarak sayılacak. Recep Erdoğan son oluru verirse, iktidar, yeni seçim oy kullanma ve sayma sistemini, “parmak boyasından elektronik oylamaya bir devrimi gerçekleştirdik” şeklinde kamuoyuna tanıtmayı(!) planlıyor...
Gel de şimdi!.. AKP’nin üzerinde çalıştığı sisteme göre otomatik oylamanın, iktidarın lehine ‘otomatik’ sonuçlar doğurabileceğinden endişe etme...
İktidarın asıl amacının seçim sonuçlarını kendi lehlerine dönüştürme peşinde olduğunu söyleme!..
Tamam!.. Her türlü sandık rezaletlerinden, mezardakilerin oy kullanmasından, taşımalı seçmen sisteminden, oy kullanma sonrasında yaşanan gece yarısı zorbalıklarından, sandıklarda görevli mafya artıklarından, potansiyel namussuz gerekçesiyle parmağımıza sürülen boyalardan vs. bıktık usandık. Oy kullanma sistemi bizlere yakışır çağdaş ölçülere göre düzenlensin. Buna asla ve asla itiraz edemem. Amaa!.. Söz konusu 17/25 Aralık zihniyeti ise şunları da kayda geçirmeden duramam;
Barajın değişmesi ya da muhtemel bir ekonomik krizle ülkenin zor duruma düşmesi halinde, TBMM’deki çoğunluğunu kaybedeceğini anlayan 17/25 Aralıkçılar, devreye yeni seçim sistemini sokuyor. Değişikliği bizzat Recep Tayyip Erdoğan’ın istediğini ve süreci Bakan Fikri Işık üzerinden çok yakından takip ettiğini derin kulislerde herkes biliyor. Işık’ın TÜBİTAK yönetimini; eski dostu Arif Koyuncu’yu genel sekreterliğe getirerek, onun eliyle tepeden tırnağa yenilediği ve bu hassas konuda dışarı bilgi sızmaması için büyük çaba sarf edildiği gözlerden kaçmıyor. Öte yandan Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde TÜBİTAK’a yaptığı ziyaretin amaçlarından birinin bu konuyla ilgili olduğu, TÜBİTAK yönetiminden çalışmalarla ilgili son durum raporu aldığı da belirtiliyor.
Daha önce HAVELSAN tarafından Yüksek Seçim Kurulu için SEÇSİS kurulmuştu. Şimdi ise projeyi istedikleri gibi kadrolaşma yaptıkları TÜBİTAK devraldı. TÜBİTAK’ın eliyle yeni sisteme geçiş planlanıyor.
Ha!..
AKP, yeni sistemi kamuoyuna “ABD’deki gibi elektronik seçim sistemine geçiyoruz” şeklinde lanse edecek. Oysa, dünyada elektronik seçim sistemleri, pek çok ülkede denense de henüz pek kabul görmüş değil. Sebebi ise gizli oy-açık tasnif sisteminin sağladığı şeffaflığı sağlamakta problemler yaşanması. Ayrıca, sistemi işleten kişilerin, seçim sonuçlarına istediği gibi müdahale edebilmesine fırsat veriyor olması. Elektronik oylama sistemi devreye girdiğinde, şu andaki sistemde var olduğu gibi zarflara konularak gizli oy atma, sonrasında da bu oyları açık biçimde sayma uygulaması son bulmuş olacak. Şeffaf sandıklar yerine, ATM benzeri elektronik cihazlar kullanılacak. Vatandaş, ekrandan parti seçerek oy verecek ve verilen oylar merkezî bir sistem tarafından otomatik olarak sayılacak. “AKP’nin böyle bir sistemde geçtiğimiz seçimlerde havuz kanalları ve Anadolu Ajansı verileri üzerinde yaptığı manipülasyonların benzerini, bu kez de elektronik seçim sonuçlarına müdahale ederek yapabileceğinden” endişe etsek acaba paranoyaklık mı yapmış oluruz?..
Haberi alır almaz danıştığım uzmanlar, elektronik seçim sisteminin çok önemli problemlere kaynaklık edeceğini ve seçimlere büyük şaibe karışacağını vurguluyor. Yeni sistem devreye girdiğinde, oyların vatandaş ve partiler önünde sayılması durumu, fiilen ortadan kalkmış olacak. Belki de sonuçlar önceden “hissedilecek...”
Kimliği belirsiz “kedilerin” trafolara girip, tam da oyların sayılması esnasında elektriklerin kesilmesine neden oldukları Türkiye gibi bir ülkede, elektronik seçim sistemine e-kedilerin çok rahatlıkla girip, oranlarla oynayabileceğini düşünsek bölücülük mü yapmış oluruz?.. Daha önce, AKP’de yolsuzluğa karışanların tapeleri konusunda montaj olduğunu “hisseden” Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık tarafından yeniden yapılandırılan TÜBİTAK’ta, Bakan dostlarının ve akrabalarının, AKP’li milletvekili aday adaylarının, meşhur heceleme raporuna imza atan uzmanların görev yaptığını göz önünde bulundurarak, sisteme kaçak bir “e-kedi” girmesine kesin gözüyle baksak, paralelci mi oluruz?..