AKP'nin içeride ve dışarıdaki büyük tutarsızlığı yüzünden, Türkiye Cumhuriyeti devleti tarihinin en büyük ve en derin yalnızlığını yaşıyor. İçeride PKK'ya verilen tavizler ve ülkenin bölünme noktasına getirilmesi, dışarıda Irak'ın parçlanmasına katkı verilmesi ve Suriye'deki büyük çelişkiler bölge ülkelerinin Türkiye'ye karşı mesafeli durmasına yol açtı. Türk Cumhuriyet'lerinin de içinde bulunduğu bu ülkeler, AKP'nin BOP yolunda benzer saf değiştirmeleri kendilerine karşı da yapması ve yarı yolda bırakılma endişesi yüzünden son derece dikkatli hareket ediyorlar.
Dış politikada hiçbir ağırlığı ve ciddiyeti kalmayan AKP çıkışı, düne kadar "postal yalayıcısı" dedikleri, ömrünü Türk düşmanlığı ile geçirmiş Barzani'ye sarılmakta buldu. Barzani'yi önce kongresinde şeref misafiri olarak ağırlayan AKP, daha sonra da Diyarbakır'a davet edip ayağına giderek, bu peşmergebaşına büyük ve önemli bir devlet adamı muamelesi yaparak, BOP yolunda içine düştüğü büyük ve derin yalnızlıktan kurtulmaya çalıştı.
AKP'nin Barzani hayranlığının altında BOP'un gerekleri başta olmak üzere bir çok faktör öne çıkıyor. AKP'nin Barazani'ye sarılması PKK ile kurduğu ortaklığı dengeleyerek yeni bir dehşet düzeni oluşturulmasına imkan sağlıyor. Petrol ve petrolden elde edilen geliri ayrı bir yer tutuyor. AKP ekonomideki büyük çöküşü Barzani'nin şeytani oyunlarla ele geçirdiği petrollerden elde edilen yüksek geliri Türkiye'ye getirerek geçici bir süre içinde olsa rahatlama sağlama arayışları da önemli rol oynuyor.
Tarihi Diyarbakır rezilliğinin içimizi yakan boyutları gün geçtikçe daha da netleşerek ortaya çıkıyor. Başka hiçbir şey olmasa bile, Türkiye Cumhuriyeti gibi bir devletin Peşmerge Barzani'nin himmetine muhtaç hale gelmiş olması çok acı ve ağır bir durumdur. Şu işe bakınız ki, bu ülkeyi yöneten hükümetin tek ve son dostu Barzani kalmıştır.
Stratejik derinlik!
Stratejik derinlik arayanlar AKP öncesinde zaten itibarlı, saygın ve etkili bir ülke olan Türkiye'yi çok daha iyi ve ileri noktalara taşıyacaklarını iddia ediyorlardı. Türkiye'nin haberi ve onayı olmadan hiçbir kararın alınamayacağını söylüyor ve bunun üzerinden politika geliştiriyorlardı. Keşke öyle olsaydı. Türkiye'nin sayılması, etkili olması, sözünün dinlenmesi bizi sadece onurlandırır. Ancak geldiğimiz nokta, ne yazık ki söylenenin tam tersi olmuştur. AKP'nin tutarsızlıkları, bugün söylediğini yarın inkar etmesi, çifte standardı içeride henüz tam anlaşılamamış olsa da, dışarıda bu ülkeye çok ağır faturalar çıkarmıştır. Özellikle BOP yolunda yapılanlar, Mısır'da Libya'da ve Suriye'deki çelişkiler, diğer ülke yönetimlerini de dikkatli olmaya ve Türkiye ile aralarına mesafe koymaya zorlamıştır. Buna bir de Türkiye'nin kendi içindeki ihaneti ekleyin. Kendi varlığını ve birliğini bu kadar tehlikeye atan, bu kadar ucuz ve sıradan bir hale getiren bir hükümetin, başkalarına ne yapabileceğini herkes görüyor. Türk Cumhuriyetleri bile mesafe koyma ve uzak durma gereği hissediyor. Bütün bunların sonucudur ki, Türkiye uluslararası alanda yalnız ve çaresizdir. AKP güruhu bundan bile bir pay çıkarma uyanıklığı göstermiş ve bu içler acısı durumdan, "değerli yalnızlık" diyerek bir övünme geliştirmeyi başarmışlardır.
Hayal bile edemezlerdi
Böyle bir siyasetten, böyle bir zihniyetten, böyle bir icraattan memnun olan ve faydalananlar ne yazık ki, Türkiye ile meselesi olanlardır. Fırsatı ganimet bilmiş, kendi deyimleriyle hayal dahi edemeyecekleri mesafeler almışlardır. Barzani bunun en çarpıcı ve en acı örneğidir. O Barzani ki, AKP hükümetinin bakanları kendisini "postal yalayıcısı" olarak nitelendirmiş, sayın Recep Tayyip Erdoğan'da, "muhatabım değil" diyerek, ayar vermişti. Sicili Türk düşmanlığıyla doludur. Irak Türkmenlerine tarihin en büyük soykırımı bu peşmerge tarafından yapılmıştır. Bu Peşmergebaşı kendi ülkesindeki işgali fırsata çevirmeyi, yüzyıldır hayal ettikleri Kürt oluşumunu gerçekleştirmeyi ve Irak'ı parçalamayı büyük bir iştahla yapmış ve bölge petrollerinin üzerine oturmuştur.
AKP ne yapmak istiyor?
Barzani yaptıklarıyla, Suriye'den İran'a, Ürdün'den Mısır'a, Suudi Arabistan'dan Yemen'e kadar bölgedeki bütün ülkeler için tehdit oluşturmaktadır. Tamamı bu peşmergeden rahatsızdır ve mesafelidir. Memnun olan ve destek veren tek bölge ülkesi İsrail'dir. Buna bir de AKP eklendi. Bu fırsatçıyı önce kongresinde şeref misafiri olarak ağırlayan AKP, daha sonra da Diyarbakır'a davet edip ayağına giderek, peşmergebaşına büyük ve önemli bir devlet adamı muamelesi yaptı. Böylece BOP yolunda içine düştüğü büyük ve derin yalnızlıktan kurtulmaya çalıştı. Neden böyle oldu? AKP ne yapmak istiyor? Her ne kadar AKP'nin sicilinde bütün dünyayı hayrete düşüren yüzlerce örneği olsa da bu ani ve sert dönüşün altında yatan nedir? Bu soruların cevabı gayet açıktır, ama hiç birisi Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk milletinin büyüklüğüyle, ihtişamıyla ve hedefleriyle örtüşmemektedir.
Barzani için fırsat
AKP'nin Barzani hayranlığının altında BOP'un gerekleri başta olmak üzere bir çok faktör öne çıkıyor. Ruhi Ersoy kardeşimin dünkü yazısında belirttiği gibi, "ABD'nin bölgede uyuşamadığı İran, Maliki, Esad gibi unsurların arasında sıkışıp kalan Barzani için ABD politikalarının uygulayıcısı olan Erdoğan ile işbirliği yapmak büyük bir fırsat ve kazanım" olabilir. Türkiye ile muhataplık Barzani için büyük bir fırsattır. Ancak, asıl mesele Türkiye gibi bir devletin bu peşmergeye bu kadar önem vermesidir. Bölgede, hatta dünyada kaybettiği itibarı bu postal yalayıcısında aramasıdır. İşte bu noktada ayrıntılara baktığımız zaman tamamı AKP'den menkul sebepler öne çıkıyor:
Sebepler
1-Barazani'ye sarılarak, PKK ile kurdukları ortaklığı dengeliyor ve yeni bir dehşet düzeni oluşturuyorlar. İmralı'daki caniye mesaj gönderip, "sen olmazsan Barzani ile yola devam ederiz" diyorlar. Bölge halkını bu dehşet dengesinin içine sokabilmek için de kendisini Diyarbakır'a davet edip, ayağına gidiyorlar.
2-Bu durum BDP ve İmralı canisini rahatsız ederken, AKP'nin oyununu bozmak için terörü yeniden başlatmak ve kan dökmek ihtimalini de arttırıyor. Kan dilli katillerden bu yönde tehditler bu yüzden daha da artmış ve bunu bazı şantiye ve iş makinelerinin yakılması takip etmiştir.
3-Peşmergebaşının Kuzey Irak'da hayallerine ulaşması, sırada bekleyen bölücü ve hainler için de bir emsal oluşturuyor ve ümitlerini daha da arttırıyor. AKP'nin Barzani'ye kabul etmesi ve itibar göstermesi ihanet güruhunu daha da coşturuyor.
4-Irak petrollerinin üzerine oturmuş olması Barzani'ye AKP için ayrı bir anlam ve önem kazandırıyor. AKP ekonomideki büyük çöküşü, Barzani'nin şeytani oyunlarla ele geçirdiği petrollerden elde edilen yüksek gelirle ertelemeye çalışıyor. Bu paranın bir kısmını Türkiye'ye getirerek geçici bir süre içinde olsa rahatlama sağlamayı ve böylece seçimleri aradan çıkarmayı planlıyor.
Barzani ile muhatap olmak, çaresizliğin, beceriksizliğin, yanılmanın ve kaybetmenin itirafıdır. Türkiye Cumhuriyeti gibi bir devletin çıkışı ve çareyi Barzani'de arayacak durumlara düşürülmesi bu millet için bir zulümdür. Bu zulümden kurtulmanın tek yolu, AKP'den kurtulmaktır. Aksi halde sadece Barzani değil, İmralı'daki bebek katilinin de Türkiye Cumhuriyeti'nin muhatabı olması artık sürpriz sayılmayacaktır.