Sadece Rus kaynaklarına dayanan ve İngiliz propagandası ile desteklenen Sarıkamış yalanları bugün de geçerliliğini korumaktadır.

Sarıkamışı kaybetmiş olmak Enver’i küçültmez. Tarihte zaferler ve hezimetler hep iç içedir ve tarih kahramanların sadece başarılarını yazmaz, başarısızlıklarını da yazar.

Napolyon, Rusya önünde Fransız ordusuna çoğu soğuktan kırılan 400 bin asker kaybettirmiştir. Ama kimse Napolyon’u acımasızca eleştirmemiş, Napolyon’un başarısız bir komutan ve devlet adamı olduğunu öne sürmemiştir. Çünkü Napolyon Fransa demektir.

İngiliz merkezli Enver Paşanın Alman hayranlığı karalaması gibi Sarıkamış da izlenen strateji aynıdır. İddiaya göre Alman hayranı Enver Paşa Sarıkamış cephesini Almanya’nın savaş yükünü hafifletmek maksadıyla açmıştır.

Ya tarih bilmemekten ya da dış kaynaklı propagandaların işbirlikçisi olmaktan kaynaklanan bu iddiaların sahipleri Rusların Anadolu’yu işgal etmiş olduklarını söylemezler.

Bugün dedeleri Sarıkamış’ta şehit olduğu için Sarıkamış’ı hatırlayanlar, Sarıkamış’ı bahane ederek Enver Paşa’ya saldıranlar o dönem Artvin’in kimin işgali altında olduğunu, Rusların izni olmadan Trabzon’a, Kars’a gidilemediğini niçin ifade etmezler?

Enver Paşa’nın Sarıkamış Harekâtına giriştiği tarihte Kars, Sarıkamış ve Ardahan Rus işgali altındadır. Rus desteğini arkasına alan Ermeniler bölgede yaşayan 30 bin Türk’ü işkencelerle katletmiştir.

Enver Paşa Rus işgali altındaki Kars, Sarıkamış ve Ardahan’ı kurtarmak; baharda başlayacak Rus taarruzunu engellemek ve Kafkaslar ile Orta Asya’daki Türk illerinin kapısını açmak amacıyla Sarıkamış Harekâtına girişmiştir.

Enver Paşa’nın Sarıkamış harekâtı bütün askeri uzmanlar ve Türk Genelkurmayınca başarılı bulunan bir plandır. Mareşal Fevzi Çakmak dâhil bütün askeri erkân Enver Paşa’nın Rusların arkasına sarkmayı amaçlayan harekât planı üzerinde mutabıktır. Harekât planı Ruslar tarafından bile muazzam bulunmuşken Enver karşıtları bir türlü ikna edilememiştir.

Sarıkamış Harekâtı masa üzerinde çok başarılı biçimde kurgulanmış bir askeri harekât planıdır. Almanlarla savaş halinde olduğu için Doğu cephesinde yeterli sayıda asker bulundurmayan Rusların bu zaafından yararlanmak istemiştir. Eğer Ruslar Doğu cephesinde yenilgiye uğratılabilirse Kafkaslara kadar ordumuzun önü açılacaktır. Azerbaycan’ın petrol kaynakları ele geçirilecektir. bu planın maksadının farkına varan Rus Kafkas ordusu Başkumandanı Fransa ve İngiltere’ye çektiği telgrafta bu ilerleme durdurulamazsa Bakü petrollerinin Türk-Alman ittifakının eline geçeceğini bildirmiştir.

**

Sarıkamış’ta iddia edildiği gibi 90 bin kişinin donarak şehit olduğu iddiasının yerli ve yabancı kaynaklara dayanarak yapılan bir araştırma sonucu ancak doksan yıl sonra çürütülmüş olması, bir yanıyla çok vahim bir yanlışın bunca yıl sürmesine seyirci kalan tarihçilerimiz açısından da çok büyük bir ayıp oluşturur.

Bütün günahı Enver’e yüklenen Sarıkamış’da Hafız Hakkı Paşa ismi nedense hiç anılmaz. Asker tifüsten kırılırken kaçan Rus birliklerini takibe kalkışarak cepheyi 100 km genişleten ve yorgun askerleri Allahuekber dağlarına çıkaran Hafız Hakkı Paşa.

90 bin askerin tek kurşun atmadan şehit olduğu iddia edilen Sarıkamış faciasında Genelkurmay Başkanlığı Harp Encümeni kayıtlarına göre 23 bin askerimiz cephede, 12 bin askerimiz savaş hatları gerisinde toplam 35 bin zayiat verilmiştir.

Rus kaynaklarına göre de 23 bin Türk askeri toprağa verilmiş Rus ordusu da 30 bin askerini kaybetmiştir.

Sarıkamış faciasında 90bin askerimizin şehit olduğunu zannedenler 3. Ordunun tamamının 90 bin askerden oluştuğunu maalesef bilmemektedir.

Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat bölümü Başkanı Prof. Dr. Enver Konukçuda; “Sarıkamış ta 90 bin değil 35 bin civarında askerimiz şehit olmuştur.” demektedir. Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu; “Sarıkamış’ta 90 bin askerimiz şehit olmadı.” diyen akademisyenlere destek vererek, gerçek rakamın 35 bin civarında olacağını söylemektedir. Liman Von Sanders asker kaybımızı 42 bin olarak nakletmektedir.. Rus yazar Muratof’un verdiği bilgilere göre de 16.000 Rus askeri ölmüştür. General Maslovsky, bu sayının daha fazla olduğunu ve 9000 Rus askerinin de donarak öldüğünü ifade etmiştir.

Ne gariptir ki hiç kurşun sıkmayan Türk askeri bunca düşmanı öldürebilmiştir.

Tek kurşun atmadan 90 bin kişinin kırdırıldığı söylenen ordu 14 Şubat’ta Erzincan’ı, 24 Şubat’ta Trabzon’u, 12 Mart’ta Erzurum’u, 4 Nisan’da Ardahan ve Sarıkamış’ı geri almıştır.

Bir Savaşın Bilinmeyen Yönleri” adlı kitabın yazarı Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yavuz Özdemir, Sarıkamış Harekâtı’nda, Enver Paşa’nın müdahale planının uygulanmadığını belirterek;

“Enver Paşa, 25 Aralık günü Ruslara yönelik gece harekâtı başlatmıştır. Ancak (Türk Kuvvetleri gece harekâtında başarılı olamaz) denilerek bu harekât durdurulmuştur. Oysa tarihi kaynaklar gösteriyor ki, eğer o gece harekât yapılsaydı, Rus ordusu hazırlıksız yakalanacak ve başarısız olacaklardı.”

26 Aralık gecesi Sarıkamış’a girilememiş olmasının savaşın yönünü değiştirdiğini yine Rus harp tarihçilerinin ittifakla kabul ettiklerini Fahri Belen yazmıştır. Gerçek bir asker olmadığı için de Kolordu Komutanı İhsan Paşa’yla beraber Sarıkamış’a vardıkları akşam 9. Kolordu Kurmay Başkanı Şerif İlden de Enver Paşa’nın hücum emrine uymamışlardır.

Enver Paşa’nın hücum emrine uymayan Şerif İlden hakaretler savurduğu hatıralarında Enver Paşa’yı Sarıkamış’ın baş sorumlusu olarak göstermekten kaçınmamıştır. İlden Hafız Hakkı Paşayı da Enver Paşa ile birlikte Sarıkamış sorumluları arasında sayar.

Aynı şekilde Albay Arif Baytan da 28. Tümeni Enver Paşa’nın emrine rağmen Sarıkamış yerine Kızılkilise’ye yönlendirerek benzer bir hataya düşmüştür. İşte savaşı kaybettiren, Enver Paşa ve harekât plânı değil bu gibi başıbozukluklar olmuştur. Yrd. Doç. Dr. Özdemir, Sarıkamış’ta harekâtın yönlendirilebilmesi için bilgi akışının sağlanamadığını ve irtibatın sağlıksız olduğunu belirterek, Enver Paşa’nın çok çaba sarf etmesine rağmen 10. Kolordu ile irtibat sağlayamadığını ifade eder.. Rusların, özellikle gece harekâtında büyük bir panik yaptıklarını belirten Yrd. Doç. Dr. Özdemir, ancak Sarıkamış önlerindeki Türk birliklerine diğer kolorduların destek verememesi ve 9. Kolordu Kumanda Heyeti’nin isteksizliği sonucunda bu fırsatın kaçırıldığını dile getirir.

O dönemi yaşamış Falih Rıfkı Atay Sarıkamış başlıklı yazısında şöyle diyor;Varlık muharriri, Sarıkamış Taarruzu Türk tarihinde bir lekedir diye yazmış. Hayır, Sarıkamış, Türk Milletinin

tarihinde bir şereftir. Onların dörtte üçünün katili Ruslar değil Enver imiş. Varlık muharriri öyle yazıyor. Varlık muharriri, Sarıkamış’ın leke olduğunu söylediği zaman bu cinayetin hatırasıyla sarsılmış olmalıdır. Bu yüzden kendisinin bir cinayet işlediğinin farkında değildir. Türk Milleti son harpte özellikle iki yerde tabiat ve imkânsızlıklarla boğuşturuldu. Çöl ve Sarıkamış. Sarıkamışı bu kadar kötülemek, bu kadar yerin dibine batırmak saygısızlıktır.( Falih Rıfkı Atay)

Sarıkamış faciasını tetikleyen en temel unsur tahmin edilemeyecek kadar ağır olan hava şartlarıdır. Bunun yanı sıra Arabistan’da sıcak iklime alışık askerlerin kış şartlarına dayanıksızlığı, iaşe yetersizliği, havanın sisli olması sebebiyle birbirine ateş eden askerler, tifüs, çiçek, humma, dizanteri ve kolera gibi hastalıklar göz ardı edilmemelidir.

Genelkurmay`n internet sitesinde yayınlanan açıklamada, 22 Aralık 1914-15 Ocak 1915 tarihleri arasında gerçekleştirilen Sarıkamış Harekatı’nın Türk milletinin vatanı ve kutsal varlıkları uğruna neler yapabileceğinin bir delili olduğu belirtilmiş, Sarıkamış savaş stratejisi için “başarılı bir plan” tanımlaması yapılmıştır.

SARIKAMIŞ SONUÇ;

Enver Paşa’nın Çanakkale Zaferi yerine Sarıkamış hezimeti ile anılıyor olması, büyük ölçüde hakkında girişilen yıkıcı propagandanın bir sonucudur. Zira her iki olayda da Türk Ordularının başkumandan vekili ve Harbiye Nazırı Enver Paşa’dır(4). O, hem Çanakkale Zaferi’nin mimarıdır, hem de ısrarla unutturulmaya çalışılan Kut’ul Ammâre Zaferi’nin(5).

Askeri açıdan başarısızlıkla neticelen Sarıkamış Harekâtının büyük siyasi sonuçları olmuştur. Ruslar, Kafkas cephesine 1, 5 milyon asker yığmış bu askeri yığınak Çarlık Rusya’nın yıkılmasında büyük rol oynamıştır. Ayrıca Sarıkamış Savaşlarının kaybedilmesini ve Türk tarihinin en büyük felaketlerden biri olarak görülmesini Enver Paşa’ya yükleyenler bu savaştan iki ay sonra kazanılan ve Türk tarihinin en önemli savaşlarından sayılan Çanakkale Zaferini her ne hikmetse Enver Paşa’ya mal etmemektedirler. Sarıkamış olmadan Çanakkale’den bahsetmek mümkün değildir.

İngilizler Rusların savaş gücünü yükseltmek hem de Almanya-Osmanlı-Avusturya Macaristan, Bulgaristan cephesini yarıp bu cephenin güney ve doğu kanadını teslime zorlamak için Çanakkale’ye saldırmış Türk direnişi savaşın 3 yıl uzamasına sebep olmuş ve bu sırada Çarlık Rusyası yıkılmıştır. Çarlık Rusya’sının yıkılması Kurtuluş Savaşı veren Kuva’yı Milliye’nin doğu cephesini sağlama almıştır.

Tarihte zaferler ve hezimetler hep iç içedir ve tarih kahramanların sadece başarılarını yazmaz, başarısızlıklarını da yazar. Napolyon, Rusya önünde Fransız ordusuna çoğu soğuktan kırılan 400 bin asker kaybettirmiştir. Ama kimse Napolyon’u acımasızca eleştirmemiş, Napolyon’u başarısız bir komutan ve devlet adamı olduğunu öne sürmemiştir.

Müjdat ÖZTÜRK

Editör: Kerim Öztürk