Polonya Başbakanı Morawiecki, Avrupa Birliği’nin göçmenlerin zorunlu olarak üye ülkelere dağıtılmasını öngören kararının ulusal güvenliklerine aykırı olduğunu belirterek “Polonya kabinesi, AB Komisyonu ve Polonya muhalefetine yasa dışı göçe rıza göstermediğine dair güçlü bir sinyal göndermeyi amaçlayan bir resmî kararı kabul etti. Kabul edilen bu kararla AB Komisyonu'na ve tüm siyasi güçlere ülkemizde yasa dışı göçe izin verilmeyeceğine dair çok net bir sinyal vermek istiyoruz." dedi...

Avrupa Birliği İçişleri Bakanları toplantısında, göçmenler konusunda "zorunlu dayanışma mekanizması" kurulması, göçmenlerin her AB ülkesine zorunlu dağıtılması, aksi halde ise üye ülkelerin kabul etmedikleri her göçmen başına 20 bin Euro ödemesini öngören bir karar çoğunlukla kabul edilmişti.

Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki ise 15 Ekim'de yapılacak genel seçimlerle birlikte referandum düzenleyeceğini, vatandaşlara yöneltilecek 4 sorudan birinin "Avrupa bürokrasisi tarafından dayatılan zorunlu göç mekanizmasına uygun olarak binlerce yasa dışı göçmenin kabul edilmesini destekliyor musunuz?" olacağını bildirmiş AB'nin göçmen yerleştirme planına karşı olduğunu açıklamıştı.

***

AB Dönem Başkanı İsveç'in Göç Bakanı Maria Malmer Stenergard alınan kararları şöyle açıklamıştı:

*Sığınmacıları kabul etmeyen üye ülkeler her kişi başına, ev sahipliği yapan ülkelere 20 bin Euro ödeyecek.

*Yılda ilk etapta en fazla 30 bin sığınmacı kabul edilecek.

*Bir sığınmacının başvurusunun değerlendirilmesi için üst sınır 6 ay olacak.

*20 bin Euro’luk katkılar Komisyon tarafından yönetilen ve göç yönetimiyle bağlantılı projeleri finanse etmeyi amaçlayan bir fona ödenecek. Ardından ev sahibi ülkeye aktarılacak.

İsveçli Bakan, Polonya ve Macaristan'ın anlaşmaya karşı çıktığını, Bulgaristan, Malta, Litvanya ve Slovakya'nın ise çekimser kaldığını bildirmişti.

***

Türkiye’nin konuya resmî yaklaşımını ise son olarak Tayyip Erdoğan, ABD'de açıkladı. Erdoğan, "Ülkemizde ana muhalefet partisi, ‘seçimi kazanırsak mültecileri göndereceğiz’ diye tehdit etti. Biz ise tam aksi. Biz mültecilere olan ev sahipliğine aynen devam edeceğiz" dedi!

İktidarı kayıtsız şartsız destekleyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sığınmacılar konusunda yazılı metinden okuduğu son açıklaması ise şöyle:

“Türkiye’nin toplumsal dokusunu tahrip edip sığınmacılar üzerinden sipariş edilmiş bir kavga ortamı imal ederek sert ve şiddet içeren bir iç gerilim ortamını yaratmak isteyenler de gemi azıya almıştır. Dış tahriklerle ülkemizin hassasiyetleriyle oynamayı siyaset zannedenler haddi aşmanın eşiğindedir...”

Görüldüğü gibi, sığınmacılar sorununun zaten potansiyel bir kaos ortamı oluşturduğunu görmek istemiyorlar. Yüz bin civarındaki Afgan askerinin ceplerine bin-iki biner dolar konularak neden Türkiye’ye sırt çantalarıyla getirildiğine de hiç değinmiyorlar. Bu durumun, onları gönderen ABD tarafından iç karışıklık çıkarmak için kullanılabileceği uyarılarına kulak asmıyorlar...

Peki ne yapıyorlar?

Mesela Tayyip Erdoğan BM 78. Genel Kurulu'nda Devlet Başkanları ve liderlere Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan "Aynı Coğrafyada Barış İçinde Farklı İnanış Ortak Anlayış" ile "BM Reformu: Uluslararası İş Birliğine Yeni Bir Yaklaşım" kitaplarını takdim ediyor...

TSK'dan Atatürkçü temizliği mi? İhracı istenen Teğmenler akıllara o olayı getirdi TSK'dan Atatürkçü temizliği mi? İhracı istenen Teğmenler akıllara o olayı getirdi

Kitaplarda, "Türkiye dün olduğu gibi bugün de farklı din ve inanç gruplarıyla aynı gök kubbe altında huzur içinde yaşama gayretine dair her alanda somut ve kalıcı adımlar atmaya devam edecektir." ifadelerine yer veriliyor.

Bu arada, Suriyeli eski diplomat Bassam BarabandiTayyip Erdoğan ve Hakan Fidan ile fotoğraflarını paylaşarak Suriyelilerin Türkiye'de nelere maruz kaldığı konusunda Erdoğan’dan kamuoyu önünde tavır almasını istediğini, Erdoğan'ın ise bu isteği kabul ettiğini söyledi.

Erdoğan'ın Suriyelilere yönelik bir video kaydettiğini de bildiren Barabandi, "Videoyu Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan alınca yayınlayacağım." dedi.

***

Polonya, 30 bin sığınmacıyı kabul etmeyeceğini açıklıyor, Türkiye ise sığınmacılara kendi vatanını sunuyor! Türkiye de bu konuda Polonya gibi seçimler sırasında referandum da yapsa, “Milyonlarca sığınmacıyı ne yapalım?” diye sorsa nasıl olur?

Editör: Kerim Öztürk